хлеб oor Turks

хлеб

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

ekmek

naamwoord

Ухапшен сам јер сам крао хлеб од Имеприје како бих прехранио унучад.
Torunlarımı doyurmak amacıyla İmparatorluğun ekmeğini çaldığım için tutuklandım.

hleb

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

ekmek

naamwoord

Za to mogu da kupim samo hleb i margarin.
Bunun için sadece ekmek ve margarin satın alabiliyorum.

Soortgelyke frases

Француски хлеб
Francala

voorbeelde

Како ћеш знати да је хлеб добар а да га не пробаш?
Ekmeğin iyi olduğunu tadına bakmadan nasıl anlarsın?

Печете хлеб?
Tost ekmegi mi?

Воће и хлеб из кантине.
Kantinden ekmek ve şu meyveyi alırsınız.

Хлеб и вино...
Ekmek ve şarap.

Изгледало је брутално да се барска у предлогу карту са лошим старим Бицки на челу за реду за хлеб.
Için başlı zavallı yaşlı Bicky ile ücret faturası sığ olması vahşi görünüyordu breadline.

И делила њихов хлеб и њихову молитву.
Ve ekmeklerini ve dualarını paylaştım.

Редослед по ком се прво узима хлеб, а затим вода није безначајан.
Ekmeğin ilk ve suyun ikinci olması rastgele değildir.

Купила је хлеб.
O, ekmek satın aldı.

Стављам га на хлеб да трујем пацове.
Fareleri zehirlemek için yemeklerine karıştırdım.

Корпе за хлеб [у домаћинству]
Ekmek sepetleri, ev için

Руке долазе на кувана говедина соли и сок од јабуке и индијски хлеб.
Eller, haşlanmış tuz sığır eti ve elma şarabı ve Hint ekmek geliyor.

" У години 1690 неке особе су биле на високом брду посматрање китова даљем пљувању и спортске једни са другима, када је један приметио: тамо - указујући на море - је зелени пашњак где наше деце Гранд- деца ће ићи на хлеб. "
" 1690 yılı, bazı kişilerin yüksek bir tepe üzerinde, balinalar spouting ve gözlemleme birbirleri ile sportif, biri: - denize işaret eden bir yeşil mera çocukların büyük çocuklara ekmek için gidecek. "

Посао јој није никада ишао боље, користећи само маце и пржени хлеб.
Kedi ve hamur kullanarak asla düzelmez işlerin.

Мој црни хлеб ће ускоро нестати.
Benim esmer ekmek yakında gitmiş olacak.

Само врхунски хлеб крцка тако.
Yalnızca iyi bir ekmek böyle ses çıkarır.

Само им спремам препечен хлеб.
Sadece tost ekmegi yapiyoruz.

Његов хлеб и месо су слатки.
Onun ekmek ve et tatlı.

3 И догоди се да Он поново разломи хлеб и благослови га, и даде ученицима да једу.
3 Ve öyle oldu ki yine ekmek bölüp onu kutsadı ve öğrencilerine yemeleri için verdi.

Нећу ваш хлеб.
Senin ekmeğine ihtiyacım yok!

Хлеб, мама?
Ekmek, anne?

Купац намирише хлеб, уђе и потроши новац.
Evet, insanlar dışarıdan ekmeğin kokusunu alırlar, içeri girerler ve para harcarlar.

7 Али Он им заиста даде хлеб да једу, а и вино да пију.
7 Fakat, gerçekten, onlara yemek için ekmek ve ayrıca içmek için şarap verdi.

Хлеб без квасца
Mayasız ekmek

1 И у тај дан, седам жена ће ухватити једног човека, говорећи: Свој ћемо хлеб јести и своје ћемо одело носити. Пусти нас само да се твојим именом назовемо, да се уклони срамота наша.
1 Ve o gün, yedi kadın bir erkeği tutup diyecekler: Kendi ekmeğimizi yiyeceğiz ve kendi elbiselerimizi giyeceğiz; yeter ki senin adını taşıyalım; utancımızı bizden kaldır.

Алиса није баш знао шта да кажем на ово: тако сама помогла да се неки чај и хлеб- и- путер, а затим окренуо се пух, и поновила да је њено питање.
Alice oldukça bu ne diyeceğimi bilmiyorum: o biraz çay ve böylece kendini yardımcı sonra ekmek ve tereyağı ve Fındık faresi için döndü ve kendi sorusunu tekrarladı.