crno vino oor Turks

crno vino

Vertalings in die woordeboek Serwies - Turks

kırmızı şarap

naamwoord

Monique je rekla, da ima samo viski i crno vino.
Monique, sadece viskiyle ucuz kırmızı şarap olduğunu söyledi.

voorbeelde

One preferiraju čokoladne likere i likere od mente, crno vino, votku sa đusom i viski- kola koktele. "
Çikolata ve nane likörü, kırmızı şarap, meyve suyu- votka ve viski- Cola kokteyllerini tercih ediyorlar. ”

Postoji nešto u crnom vinu što mi ne odgovara.
Kırmızı şaraptaki bir şey bana iyi gelmiyor.

Kakvo crno vino imaš?
Kırmızı şarap seçinin nasıldır?

Vole li tvoje prijateljice crno vino?
Arkadaşların kırmızı şarap sever mi?

Tragove crnog vina i strihnina, unutar stomaka Micaha Hofmana.
Micah Hoffman'ın midesinde kırmızı şarap ve striknin kalıntıları var.

Vidim i kokice, crno vinu, I mnogo mnogo Ume Turman
Patlamış mısır, kırmızı şarap ve kesif bir Uma Thurman kokusu alıyorum.

On ne sme da pije crno vino.
O kırmızı şarap içmemeli.

"Čaša crnog vina dnevno može vas zaštiti od raka dojke."
"Günde bir bardak kırmızı şarap meme kanserini önleyebilir."

Crno vino me podseća na mog prijatelja Viraja.
Kırmızı şarap diyince aklıma arkadaşım Veeraiah geldi.

I jednu flašu crnog vina
Ve bir litre kırmızı şarap

Nakon pashalne večere, Isus je govorio o simbolima, to jest o beskvasnom hlebu i crnom vinu.
İsa Fısıh yemeğini yedikten sonra bu iki sembole dikkat çekti.

Kada pijem crno vino i pevam.
Kırmızı şarap içip şarkı söylerken.

Crno vino i plavi sir će morati da budu dosta.
Kırmızı şarap ve mavi peynir var.

Crno vino predstavlja Isusovu krv.
Kırmızı şarap, İsa’nın kanını temsil eder.

Apostoli su obezbedili sve što treba za taj obrok, uključujući i beskvasni hleb i crno vino.
Elçiler yemek için belirli şeyler hazırlayacaktı. Bunlar arasında mayasız ekmek ve kırmızı şarap da vardı.

Kada je uspostavio Gospodovu večeru, Isus je koristio hleb i crno vino kao simbole.
İsa, Rabbin Akşam Yemeğini başlatırken sembol olarak bir somun ekmek ve bir kâse kırmızı şarap kullandı.

Čašu crnog vina.
Bir bardak kırmızı şarap, lütfen.

Oni nisu tako zanimljivi kada imaju flašu belog i crnog vina i pišaju u tvoju čašu.
Rock yıldızları o kadar etkileyici değildirler,... ne zaman bir şişe beyaz, bir şişe kırmızı alsalar, gider sizin koi havuzunuza işerler.

Od crnog vina poludiš.
Kırmızı şarap seni deli gibi azdırıyor.

Volela bih da mogu da pijem crno vino.
Keşke ben de kırmızı şarap içebilseydim.

Kad su ulozi ovako visoki, vjerujem samo jednom računalu, a pogone ga tajlandska hrana i vrhunsko crno vino.
Menfaatler bu kadar yüksek olduğunda güvenebileceğim tek şey Tayland yemeği ve İspanyol şarabıyla beslediğim bilgisayardır.

Belo i crno vino!
Kırmızı ve beyaz şarap!

Uvek pijem crno vino.
Kırmızı şarap içiyordum.

Popiću... čašu crnog vina.
Ben... bir kadeh kırmızı şarap alayım.

Crno vino.
Kırmızı şarap.