çene oor Afrikaans

çene

/ʧe'ne/ naamwoord, Noun

Ağızın altındaki yüzün alt kısmı.

Vertalings in die woordeboek Turks - Afrikaans

ken

naamwoord

Ağızın altındaki yüzün alt kısmı.

▪ Elektromiyogram—REM uykusu sırasındaki çene ve bacak kaslarının gerginliğini kaydetmek için kullanılır.
▪ Elektromiogram—Gebruik om die tonus van ken- en beenspiere gedurende REM-slaap te monitor.

kaak

Ciddi vakalarda üst çene ve damak sorunları görülür.
In ernstige gevalle kom bo-kaak- en verhemelteprobleme voor.

voorbeelde

Kanada’nın Globe & Mail gazetesi şu haberi verdi: “[Kanada’da] artık sahte kredi kartlarının basımında Asyalı çete üyelerinin satın aldığı, kredi kartına kabartma baskı yapan bir makine kullanılıyor.
“’n Bosseleermasjien vir kredietkaarte, wat [in Kanada] deur Asiatiese bendelede gekoop is, word nou gebruik om vervalste kredietkaarte te maak.

Bir eşek çene kemiği buldu ve onunla düşmanlarından bin kişiyi öldürdü (Hâkimler 15:10-15).
Toe het hy ’n eselskakebeen opgetel en ’n duisend vyande daarmee doodgeslaan.—Rigters 15:10-15.

Kangurular, toplu halde yaşayan hayvanlar olarak genellikle bir arada bulunur; kanguru topluluklarına ‛çete’ adı verilir.
Kangaroes is kuddediere en bly gewoonlik saam in groepe wat troppe genoem word.

Bir çete üyesinin söylediği gibi: “Kendi çetene hayır diyemezsin.”
Dit is soos een bendelid gesê het: “Jy kan nie vir jou [bende] nee sê nie.”

* Bu rahatsızlık, biraz önce anlattığımız belirtilere ek olarak, çene adalesi, yüz, boyun, omuz, göz, sinüs ağrıları, sürekli baş dönmesi ve hatta sağırlığa neden olabilir.
* Behalwe die probleme wat hierbo genoem word, kan TMG-sindroom ook seer kaakspiere, pyn in die gesig, ’n seer nek en skouers, oogpyn, sinuspyn, duiseligheid en selfs gehoorverlies veroorsaak.

Bazı durumlarda bir ipek şerit, fuların pozisyonunu korumak için üste yerleştirilir ve sonra çene altında büyük bir fiyonk şeklinde bağlanırdı.
Soms is ’n sylint oor die krawat gesit om dit in posisie te hou en is dit dan in ’n groot strik onder die ken geknoop.

The New York Times’ın haberine göre, son derece cüretkârca davranılan bir olayda, Los Angeles kökenli bir çete tüm ülkeyi dolaşıp toplam miktarı 2 milyon doların üstünde binlerce sahte çek bozdurdu.
The New York Times het berig dat ’n bende van Los Angeles ewe blatant die land deurkruis het en duisende vervalste salaristjeks ter waarde van meer as $2 miljoen (R7 miljoen) by banke gewissel het.

Çene eklemleri (hepimizde iki tane vardır), altçenemizi kafatasımıza bağlar.
Die temporomandibulêre gewrigte (ons het elkeen twee) verbind die onderkaak, of mandibula, met die skedel.

Çene eklemleri, ligaman, kemik, kas, sinir ve damarlardan oluşan karmaşık bir sistemle birlikte çalışır.
Die temporomandibulêre gewrigte werk saam met ’n ingewikkelde stelsel van ligamente, bene, spiere, senuwees en bloedvate wat onderling met mekaar verbind is.

Michael lisedeyken bir çete arkadaşı Yehova’nın Şahitleriyle birlikte Kutsal Kitabı incelemeye başladı.
Terwyl Michael op hoërskool was, het ’n mede-bendelid die Bybel met Jehovah se Getuies begin studeer.

Her konuda çene yarıştırır; herhalde bir gün avukat olacak!” derdi.
Hy sal seker nog ’n advokaat word!”

Aynı kaynağa göre Toronto polis şefi, yoğunlaşan kent çete kültürü sorununun basit bir şekilde çözülemeyeceğini kabul etti.
Volgens dieselfde bron het die polisiehoof van Toronto erken dat daar nie ’n eenvoudige oplossing is vir die groeiende bendekultuur in stede nie.

O çete üyesi olan arkadaşlar da edinmişti.
Hy het onder andere bendelede as vriende gehad.

Bazı teknikler çene, dudak ve dil kaslarını gevşetip diyaframdan nefes almayı içerir.
Party tegnieke behels dat die persoon sy kakebeen, lippe en tong ontspan en dat hy van die diafragma af asemhaal.

“Çocuk suçlarının yüzde 70’ini çete suçları oluşturuyor.”
Die berig sê dat “70 persent van alle jeugmisdade deur bendes gepleeg word”.

Çete Üyesi ve Esrar Bağımlısıydı Gözcü Kulesi, 1/5/2010
Bendelid en daggaverslaafde Die Wagtoring, 2010/5/1

Çene eklemi rahatsızlığı olanların tedavisinde bu başarılar sağlandığı halde, bu sendrom hiç de tam olarak anlaşılmış değildir.
Maar ten spyte van die suksesvolle behandeling van diegene met TMG-sindroom, word dit nog lank nie ten volle verstaan nie.

22 Ve öyle oldu ki onların işaretleri, evet, gizli işaretleri ve gizli sözleri vardı; ve bunu antlaşmaya girmiş bir kardeşi ayırt edebilmek için yapıyorlardı; bu şekilde kardeşlerden biri ne kötülük yaparsa yapsın, ona kardeşleri ve antlaşmaya girmiş olan çete üyeleri tarafından bir zarar gelmeyecekti.
22 En dit het gebeur dat hulle hul tekens gehad het, ja, hulle ageheime tekens en hulle geheime woorde; en dit sodat hulle ‘n broer kon onderskei wat die verbond aangegaan het, sodat watter goddeloosheid sy broer sou doen, hy nie kwaad aangedoen sou word deur sy broer nie, nóg deur diegene wat aan sy bende behoort het, wat hierdie verbond aangegaan het.

GEÇMİŞİ: AGRESİF BİR ÇETE ÜYESİYDİ
GESKIEDENIS: GEWELDDADIGE BENDELID

Agresif Bir Çete Üyesiydi Gözcü Kulesi, 1/7/2014
Gewelddadige bendelid Die Wagtoring, 2014/7/1

Adeta çete gibiydiler.
Hulle het soos regte boewe opgetree.

Şimdi Yehova’nın bir Şahidi olan eski bir çete üyesi, Bernard, bu değerlendirmeyi doğruluyor.
Bernard, wat vroeër ’n bendelid was maar nou een van Jehovah se Getuies is, bevestig hierdie waarneming.

Ayrıca eskiden çete üyesi, sokak dövüşçüsü ve vandal olan birinin durumunu düşünün.
Beskou ook die geval van ’n voormalige bendelid, straatbakleier en vandaal.

Krallık konusunda sürtüşmeler ve çekişmeler çıkar—Akiş, kralı öldürmek amacıyla yemine bağlı gizli bir çete kurar—Gizli çeteler şeytandan gelir ve sonuçta ulusları yıkıma götürür—Yahudi olmayan çağdaş uluslar bütün ülkelerin, ulusların ve memleketlerin özgürlüklerini ortadan kaldırmaya çalışan gizli çetelere karşı uyarılır.
Daar is stryd en twis aangaande die koninkryk—Akis vorm ‘n eed-gebonde geheime organisasie om die koning te dood—Geheime organisasies is van die duiwel en lei tot die vernietiging van nasies—Moderne nie-Jode word gewaarsku teen die geheime organisasie wat sal poog om die vryheid van alle lande, nasies, en streke omver te gooi.

Çete üyelerini tanıdığım ve nerede yaşadıklarını bildiğim için onları ziyaret ettim, İbadet Salonunun hangi amaca hizmet ettiğini anlattım ve binamıza saygı göstermelerini rica ettim.
Omdat ek die lede geken het en geweet het waar hulle woon, het ek hulle besoek, die doel van die Koninkryksaal aan hulle verduidelik en hulle vriendelik gevra om ons eiendom te respekteer.