dilbilgisi oor Tsjeggies

dilbilgisi

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Tsjeggies

gramatika

naamwoord vroulike

Bazıları, konuşmalarında dilbilgisi kurallarına pek uymadıklarının farkında olabilirler.
Někteří lidé si uvědomují, že jejich gramatika není nejlepší.

voorbeelde

Kutsal Kitap bilgini Mariano Revilla Rico, bu projeyle ilgili şunları söyledi: “Yahudilikten gelmiş olup da Kardinal’in [Cisneros’un] bu projesinde çalışan üç kişiden en ünlüsü Alfonso de Zamora’ydı; o Latince, Yunanca, İbranice ve Aramca üzerinde yaptığı araştırmaların yanında dilbilgisi ve Talmud konusunda da uzmandı.”
Znalec Bible Mariano Revilla Rico o tomto projektu uvádí: „Ze tří židovských konvertitů, kteří na díle kardinála [Cisnerose] spolupracovali, byl nejvíce oceňován Alfonso de Zamora, filozof, jazykovědec, odborník na Talmud a navíc znalec latiny, řečtiny, hebrejštiny a aramejštiny.“

Tahminen, dil bilimi ve dilbilgisi o zamandan sonra biraz da olsa gelişme göstermiştir.
Řekl bych, že jazyk a pravopis se od té doby trochu vyvinuly.

Gökteki Krallığın iyi haberi açık ve dilbilgisi kurallarına uygun şekilde vaaz edilmeye layıktır.
Dobrá zpráva o Království si zaslouží, aby byla sdělována jasně a gramaticky správně.

* Varlıklı sayılabilecek bir ailenin oğlu olduğundan, küçük yaşta paranın getirdiği avantajlardan yararlanarak, Roma’da ünlü dilbilgisi uzmanı Donatus’un yanında eğitim gördü.
* Jeho rodiče byli poměrně zámožní, a tak Jeroným v útlém věku okusil výhody peněz — získával totiž vzdělání v Římě pod vedením proslulého gramatika Donata.

Dilbilgisi ve uygulamalı matematik uzmanı.
Expert na jazyky a aplikovanou matematiku.

Bana dilbilgisi öğretmeye kalkışma.
Neopravuj mojí gramatiku.

Dün gece dilbilgisi kitabını okudum orada her şeyi açıklıyor.
Včera večer jsem si přečet knihu o gramatice a tam se to všechno vysvětluje.

Dilbilgisi okulunda, sınıf arkadaşlarımdan birisi
Byl to jeden z mých spolužáků na střední škole

Biraz dilbilgisi ve sözdizimi yeterli.
Stačilo to pro pochopení gramatiky a syntaxe.

Chitter'da düzgün dilbilgisi kullanmana gerek yok.
Nemusíš používat správnou gramatiku na Chitteru.

Billy, git ve dilbilgisi çalış.
Běž dozadu a uč se hláskovat.

İfadeyi Mesih’e atfetmek çok kolaydır ve dilbilgisi açısından da mümkündür.
Bylo by snadné a lingvisticky dokonale možné vztáhnout výrok na Krista.

Böylece İngiltere Kralı Büyük Alfred hip hop kralı Jay- Z'nin kullandığından oldukça farklı bir kelime dağarcığı ve dilbilgisi kullanacaktır.
Anglický král Alfréd Veliký bude používat slovník a gramatiku dost odlišnou od té, kterou používá král hip hopu Jay- Z. ( Smích )

Harita dilinde, simgeler ‘sözcüklere’ benzetilebilir; ölçek çizgileri ve koordinatlar da ‘dilbilgisi’ işlevini görür.
V jazyku map je možné přirovnat symboly ke slovíčkům a měřítko zobrazení a systém souřadnic k mluvnici.

Yaptığı hatayı dilbilgisi terimleriyle açıklayamasanız da, hatalı bir cümle kurduğunu bilirsiniz.
Možná nedokážete konkrétně vyjádřit gramatickými pojmy, co přesně řekl špatně, ale víte, že to řekl špatně.

Ortaya çıkan tercümenin dilbilgisi ve üslup yönünden birçok eksiği olabilirse de genellikle anlamı ve önemli detayları iletmek için yeterince anlaşılabilir durumdadır.
Pokud jde o gramatiku a styl, výsledný překlad má možná nízkou kvalitu, ale obvykle je dost srozumitelný, aby sdělil význam daného materiálu a důležité podrobnosti.

Dilbilgisi öğretmeninin ismi?
Jméno tvého učitele ze střední školy?

O bunu, İbranice dilbilgisi kurallarının ilk kitabı olan “Sefer Dikdukei ha-Te’amim” başlıklı çalışmasıyla gerçekleştirdi.
Udělal to v díle nazvaném „Sefer Dikdukei ha-Te’amim“, které je první knihou hebrejské gramatiky.

1906'da başlayarak, kardeşi Francis ile ortak bir şekilde, yeni ufuklara yol açan dilbilgisi, biçim ve sözlükbilimi kitapları yayınlamıştır.
Společně se svým bratrem Francisem začal na počátku roku 1906 publikovat později velmi stěžejní knihy o gramatice, stylistice a lexikografii.

Çünkü, genelde şimdi Bayan Dunham dilbilgisi öğretir, sonra bize quiz yapar, sonra bizi okuma gruplarına böler
Protože obvykle touto dobou nás slečna Dunhamová učí slovíčka, pak nám dává hádanky a pak nás rozdělí do skupin na čtení

Bazıları, konuşmalarında dilbilgisi kurallarına pek uymadıklarının farkında olabilirler.
Někteří lidé si uvědomují, že jejich gramatika není nejlepší.

Örneğin, tılsımlar kitabı anlamına gelen grimmoir... dilbilgisi demenin janjanlı bir yoludur.
Například grimoár, kniha kouzel, je jen pěkným způsobem jak vykládat gramatiku.

O zaman, yazılı metni olan bir konuşmada bulunan seçkin ifadeleri ve dilbilgisi kurallarına tam uyan anlatımları bulamayabileceğin gerçi doğrudur, fakat sohbet üslubunla bunların eksikliğini giderebilirsin.
I když je pravda, že snad neužiješ nejvybranější výrazy a gramatickou přesnost jako při čteném proslovu, můžeš to víc než vynahradit svým hovorovým tónem.

Tahminen, dil bilimi ve dilbilgisi o zamandan...... sonra biraz da olsa gelişme göstermiştir
Řekl bych, že jazyk a pravopis se od té doby trochu vyvinuly

Kitapları arasında Süryanice, Yunanca ve Latince Kutsal Kitap çevirileri, hahamların açıklamalarını içeren eserler, Kildanice (Aramca) dilbilgisi kitapları ve daha başka birçok kaynak da vardı.
Obsahovala syrské, řecké a latinské vydání Bible, rabínské výklady, mluvnici chaldejštiny a mnoho jiných knih.