çok sık oor Fins

çok sık

Vertalings in die woordeboek Turks - Fins

usein

bywoord

Tom ve Mary çok sık sinemaya gitmezler.
Tom ja Mari eivät käy elokuvissa kovin usein.

voorbeelde

Kaza bölgesinin etrafında, çok sıkı güvenlik önlemleri alınmış durumda...... nedeni de büyük olasılıkla, uçağın taşıdığı askeri kargo
Onnettomuuspaikalla on tiukka vartiointi- koska lentokone kuljetti armeijan arkaluontoista lastia

Bu çok sıkıntı yaratabilirdi.
Se olisi niin kiusallista.

Hmong'luların bir huyu var, ağızları çok sıkı.
Yksi mikä on varsmaa Hmongista, he pitävät heidän suunsa kiinni.

Çok sıkı maçtı dostum
Mikä ottelu Ram, mikä ottelu

Çok sık panik oluyor musun Emily?
Säikytkö paljon, Emily?

Çok sıkı çalışıyoruz, George.
Teemme liikaa töitä, George.

Çok sıkı tut, tamam mı?
Paina tästä lujaa

Tamam, kont Luxembourg'da ve Geveze diyor ki zengin bir düşes ile çok sıkı fıkılarmış.
Lehden mukaan hän on " läheinen " rikkaan herttuattaren kanssa.

Yani benim babalığı çok sık görmüyorum.
En siis näe isääni kovin usein.

Bunu çok sıkı tut birtanem ve tek parça halinde kal.
Purista tiukasti niin pysyt kasassa.

Çok sık Tweet atmazmış.
Hän ei juuri twiitannut.

Bir süre için çok sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı.
Joksikin aikaa turvatoimet kiristettiin äärimmilleen.

Çok sıkı koruma altında.
Häntä vartioidaan raskaasti.

Ama çok sık değil.
Mutten usein.

Çok sıkı değil.
Aita ei ole niin tiukka.

Bu çok sık olur ve hiçbir şey çıkmayabilir.
Joskus ne eivät johda mihinkään.

Çok sıkı çalışıyorlar.
He tekevät paljon töitä.

Tabi sunucunun güvenlik ayarlarının çok sıkı olmaması gerekir ama hep açık vardır.
Serverin pitää olla huonosti konfiguroitu.

Savaşın en nefret ettiğim yönü çok sık rastladığımız ikiyüzlülüktür.
Sodissa minua inhottaa eniten se, kun asioita aletaan kaunistella.

Arkadaşımızın ağzı çok sıkıdır
He ovat aika salamyhkäisiä

Canımı çok sıkmıştır.
Hän on seissyt tielläni.

Çok sıkı bir kız.
Makee mimmi.

Yedi yıl boyunca olabildiğince iyi hale getirmek için çok sıkı çalıştığımız motosikletimiz var.
Olemme työstäneet pyörää seitsemän vuotta, jotta siitä tulisi mahdollisimman hyvä.

Benim avukat olarak çok sıkı olmam gerek.
Se vaatii vähän asianajajan taitoja minulta.

Londra'ya geri dönmemin sebebi oradaki kurum için çok sıkı çalışacak olmamdan dolayıdır.
Syy miksi palaan Lontoosen on, koska minun on työskenneltävä kokopäiväisesti säätiössä siellä.