yemek salonu oor Portugees

yemek salonu

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

sala de jantar

naamwoord vroulike

Maden arayıcıları yemek salonunu ve hizmetli odasını ekleyip iflas edince Boeing anında devreye girmiş.
Garimpeiros adicionaram a sala de jantar, quartos, e então foram à falência.

voorbeelde

Yemek salonu karanlıktı ama mutfakta ve barda hala ışık vardı.
O salão de jantar estava escurecido, mas as luzes continuavam acesas na cozinha e no bar.

Mme de Villeparisis de yemeklerini salonda yiyordu, ama salonun öbür ucunda.
A senhora de Villeparisis comia também no restaurante do hotel, mas no extremo oposto.

Yemek salonu koridorun aşağısında
A sala de refeições é no fim do corredor

Yemek salonu hele daha az muhteşem dayanıp döşenmiş olsaydı, olanca serinkanlılığı ile hareket edebilirdi.
Ele teria desfrutado todo o seu sangue-frio se a sala de jantar fosse mobiliada com menos magnificência.

Burası yemek salonu.
Esta é a sala de jantar.

Otel esintiliydi ve geç olduğu için yemek salonu boştu, ama garson mükemmeldi.
O hotel é invadido por correntes de ar e a sala de jantar está vazia, mas o garçom é excelente.

Bu yemek salonu git gide daha bunaltıcı bir yer haline geliyor.
As condições na sala de jantar tornaram - se muito pesadas.

Elyaşib Tobiya için mabette bir yemek salonu hazırlattı
Eliasibe colocou à disposição de Tobias um depósito no templo.

Beklentilerime rağmen bu yemek salonu Üniversite’deki Yemekhane’ye biraz olsun benzemiyordu.
Apesar das minhas expectativas, esse refeitório não se assemelhava nem um pouco ao Rancho da Universidade.

Armstrong-Parker yemek salonu Winchester'da olduğu sürece siyahi kültürünün merkezidir.
O refeitório do Armstrong-Parker é o epicentro da cultura negra tal como na Winchester.

Herkesin yemek salonu.
É a sala de jantar geral.

Yemek salonu, A Güvertesi
Refeitório, Deque A

Burası yemek salonu.
Aqui é a sala de jantar.

Burası artık yöneticilerin yemek salonu değil.
Essa não é mais a sala de jantar executiva.

Saat dokuzda, lobi ile yemek salonu arasında büfe olarak kullanılan odaya kahvaltıya gitti.
Às 9 horas tomou o café na sala destinada para este fim, entre o saguão e a sala de jantar.

Yemek salonu dolu..
O Refeitório está lotado.

Birinci mevki yemek salonu geminin en güzel salonlarından biriydi
A sala de jantar da primeira classe era sumptuosa

Yemek salonu ve tuvaletler temiz.
Salão e casas de banho limpos.

‘Bizim yemek salonu’ demeye başladınız zaten.
O senhor já fala de “nossa sala de refeições”!

Affedersiniz, arkadaşlar, yemek salonu nerede, söyleyebilir misiniz?
Desculpe-me, rapaz, você poderia me dizer onde fica a sala de refeições?

sanırım burasıda mürettebatın yemek salonuydu.
Esta foi a sala de jantar dos oficiais, acredito...

Burası benim üniversitemin yemek salonu
Esta é a sala de jantar da minha universidade

Burası dünya liderlerinin ağırlandığı, devlet yemek salonu.
Esta é a sala de jantar, onde os líderes do mundo são entretidos.

Yeni yemek salonu için.
Para o novo refeitório.