şut oor Russies

şut

Noun

Şut

voorbeelde

O günlerde, bir penaltı kazandığında gol için şut çekmek centilmence olmayan bir şey sayılırdı.
Тогда, если твоей команде назначали штрафной удар, то считалось не по-джентельменски бить прямо в цель.

Pilot şutunun eksik olduğunu fark ettim.
Я заметил, что его вытяжной парашут отсутствовал.

Bennett'ın şutunu sabote etti.
Я... испортил парашют Бенннетта.

Şut çekmeye hazırlanıyor.
Готовится к удару.

Ondan sonraki şutta o kadar şanslı değildim. Topu kaleye doğru yolladım.
На следующий удар мне повезло меньше: я отбила его прямо в сетку.

Şut çekmeye niyetli!
Похоже, будет бросать!

Şutla gitsin, ahbap.
Отшей её, чувак.

Rudy geriledi, koştu, şutunu çekti ve Liesel aniden atılarak her nasılsa dirseğiyle topu kurtarmayı başardı.
Руди подволокся к мячу, ударил, Лизель бросилась и как-то сумела отбить мяч локтем.

Ve her oyuncu için her saniyede şut olasılığını bilmede bizim yeteneğimiz ve her saniyede ribaund almalarındaki olabilirlik daha önce olmamış bir şekilde bu ana ışık tutabilir.
Наша способность предугадывать вероятность броска для каждого игрока каждую секунду и вероятность подбора мяча каждую секунду может пролить свет на этот момент так, как никогда раньше.

Soldaki kişiler zor şutları atanlar, sağdakiler ise kolay şutları atanlar.
Игроки слева делают сложные броски, справа — лёгкие.

Güzel şut Haverchuck.
Хороший бросок, Хаверчак.

Evet tabi yaa, kör biri bile kaçıramazdı o şutu,... hem de kolları olmadan ve potaya bakmadan.
Да тот бросок мог сделать даже слепой, безрукий никогда не сталкивавшийся с корзиной.

Ne için şut atacağız?
Поспорим на чего?

Potaya şut çekiyorum.
Просто кидаю мяч.

Ama çok iyi şut çekerdim.
Зато бросал я классно.

Bucks son iki şutunu sayı yaptı ve Lakers'ı, kıçlarının arasındaki... meyveli California kuyruklarını eve yolladı!
" Бакс " сделали последний второй бросок и эти " Лейкерс " теперь валят домой прижав хвост к своим гомосячьим калифорнийским задницам!

Herkes şut atarak üniversiteye giremiyor, Axl!
Не все могут попасть в колледж, бросая мячик, Аксель!

Son üç şutunu da soktu.
Он попал три броска подряд.

Şut atacaksın ve koşacaksın ve pas vereceksin.
Там нужно бегать, бить по мячу, отдавать пасы.

Lucas Scott bir şut daha deniyor
Лукас Скотт еще раз забивает

Çok iyi şut çektin.
Ты отлично ударил.

Şut atması lazımdı.
Он должен был забить.

Tek yapman gereken şutları atmak.
И все, что тебе нужно будет сделать, это забивать.

Tony, Felix'e arka çıkmazsa, bizde onu buralardan şutlarız.
Тони не станет держать мазу за Феликса, если мы вышибем урода из его бизнеса.

İnsanlar o parayı bir başka şut şansı için, şehirde bir başka gece için ödüyorlar.
Они платят за надежду, что они ещё раз ударят по мячу, проведут ещё один вечер в городе.