pensamiento oor Turks

pensamiento

/pen.sa.'mjen̦.to/ naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

düşünce

naamwoord

La música que no transmite sentimientos, imágenes, pensamientos, recuerdos, es simplemente ruido de fondo.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

düşünme

naamwoord

Me temo que los Jedi fomentan el pensamiento creativo en alguno de los clones.
Korkarım Jedi'lar bazı klonlara yaratıcı düşünme konusunda ilham vermişler.

düşünüş

naamwoord

Alivio el aburrimiento y ocasionalmente elevo mi proceso de pensamiento.
Sıkıntımı azaltıyorum ve düşünüş süreçlerimi yer yer güçlendiriyorum.

Düşünce

actividad y creación de la mente

Los pensamientos se expresan con palabras.
Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.

Soortgelyke frases

tanque de pensamiento
beyin takımı

escuela de pensamiento económico
İktisadi düşünce okulları

Historia del pensamiento económico
Ekonomik düşünce tarihi

Pensamiento lateral
Yanal düşünme

pensamiento crítico
Eleştirel düşünme

voorbeelde

La audacia...... el descaro, la puta arrogante noción...... que tú, Blanco, Anglosajón, Protestante...... macho- alfa maestro de la universidad del pensamiento...... sepas cómo la otra mitad vive
Senin cesur,...... sert, kendini beğenmiş s. kik düşüncelerin...... beyaz, Anglo- Sakson, Protestan...... alfa erkeği üstâdların gibi...... dünyanın diğer yarısının nasıl yaşadığını bildiğini zannediyor

¿Cómo revela la palabra de Dios los “pensamientos e intenciones del corazón”?
Tanrı’nın sözü “yürekteki niyetleri ve düşünceleri” nasıl ortaya serer?

Me maravillaba de lo que aprendía sobre las plantas y la vida orgánica, pero todo lo atribuía a la evolución, pues eso nos hacía sentir que estábamos al nivel del pensamiento científico.”
Çünkü bize bunun bilimsel düşünüşle uyum içinde olduğu benimsetildi.”

Nuestro entero derrotero de vida —prescindiendo de dónde estemos, prescindiendo de lo que estemos haciendo— debe dar prueba de que nuestros pensamientos y motivos están orientados hacia Dios. (Pro.
Her nerede ve ne yapıyor olursak olalım, yaşamımızın her yönü, düşünce ve saiklerimizin Tanrı’nın bakış açısıyla uyumlu olduğuna tanıklık etmelidir.—Sül. Mes.

Obviamente, ella no sabía por qué yo estaba llorando; pero en ese momento me resolví a dejar de sentir pena por mí misma y seguir dando vueltas a pensamientos negativos.
Tabii ki neden ağladığımı anlamamıştı. O an, kendime acımayı ve olumsuz şeyleri düşünmeyi bırakmaya karar verdim.

Mi padre estaba sumido en sus pensamientos.
Babam düşünceye dalıp gitmişti.

Y si tienes algo qué decir acerca de sus pensamientos, colectivamente, podría ser el momento de pensar en ello.
"Eğer onların fikirleri hakkında topyekün bir şey sylemek istersen şimdi bunu düşünmenin zamanı olabilir.

Es pensamiento y sentimiento.
Düşünce ve duygudur.

Los hindúes creen que dicho objetivo se alcanza esforzándose por tener una conducta socialmente aceptable y un conocimiento especial del pensamiento hindú.
Hindu inanışına göre bu, toplumda kabul gören davranışlar ve özel Hindu bilgisi için uğraş vermekle başarılabilir.

Usted debe conectar con su argumento introductorio los pensamientos a que se dé énfasis en el texto.
Ayette belirtilen düşünceleri giriş olarak yaptığın muhakemeye bağlamalısın.

Una parte principal de la fórmula será el pensamiento de la tripulación del Enterprise.
Bu formülün asıl parçası, Atılgan'daki herkesin düşünceleri olacak.

Los grandes polifonistas: el pensamiento contrapuntístico, horizontal, debilita la importancia de la medida.
Çoksesli müzi ğin büyük ustaları: Yatay kontrpuan düşüncesi, ölçünün önemini zayıflatmıştır.

Mantuvo mi mente alejada de muchos pensamientos dolorosos...
Zihnimi bir sürü acı düşünceden uzak tuttu...""

Este pensamiento cruza po mi mente aproximadamente mil veces al día
Cünkü bu düsünce günde 1000 defa tekrarlanıyor.

Yo digo que Dios existe en el reino de las ideas, accesible para el pensamiento humano.
Diyorum ki Tanrı düşünce diyarında mevcuttur ve bu kolayca anlaşılabilir.

Los pensamientos son solo pensamientos.
Düşünceler akıldan geçer sadece.

Hasta el día actual las iglesias de la cristiandad se han contagiado del espíritu de este mundo, y de su materialismo, el pensamiento evolucionista, la alta crítica y las filosofías que niegan las verdades bíblicas.
Bugüne kadar, Hıristiyan âleminin kiliseleri, bu dünyanın ruhu, materyalizm, evrim kuramı, yüksek tenkitçilik, Mukaddes Kitabın hakikatini reddeden felsefelerle kirlendi.

Un juego de pensamiento crítico del que Bones sigue hablando.
Bones'un bahsettiği bir kritik düşünce oyunu.

El hombre parecía sordo o demasiado absorto en sus pensamientos.
Adam ya sağırdı ya da derin düşüncelere dalmıştı.

En un mundo de hombres, los pensamientos incluso se me cruzaron por la cabeza.
Erkek dünyasında, aklıma da geldi.

Un pensamiento no se encuentra ni a la derecha ni a la izquierda de otro pensamiento.
Bir düşünce, bir diğerinin sağında veya solunda değil.

Fue el poder del pensamiento positivo.
Tamamen pozitif düşünmenin gücüydü.

Mis pensamientos exactamente.
Ben de aynen öyle düşündüm.

Una pizza por tus pensamientos.
Düşüncelerin için bir dilim pizza.

Moeller van der Bruck, uno de los padres ideológicos del nazismo, ha expresado este pensamiento con mucha claridad.
Nazizmin ideoloji babalarından Moeller van der Bruck, bu duyguyu çok açık bir şekilde dile getirmiştir.