que tal oor Turks

que tal

voorbeelde

Pensé que tal vez cambiaría de opinión.
Sanırım fikrinizi değiştirdiniz.

¿Que tal la sangre del único hijo de Dios?
Tanrı'nın tek oğlunun kanı nasıl?

Que tal, Beaver?
Selam Beever.

Dije que tal vez podía esperar, Con " tal vez " es la palabra clave.
Buradaki önemli kelime " belki. "

Y entonces pensé que tal vez un civilizado acento que sonara inglés podría ayudar un poco.
Böylece gerçek bir uygar İngiliz aksanının belki biraz yardımcı olabileceğini düşündüm.

¿Cómo podría la capacidad de pensar evitar que tal situación nos desequilibrara y nos afectara en exceso?
Bu durumda düşünme yetisi dengemizi kaybedip aşırı derecede incinmemize nasıl engel olabilir?

Pensó que tal vez me necesitaríais.
“Bana ihtiyacınız olabileceğini düşündü.

Y se teme lo que tal ejército puede hacer, luego dirigirla.
Ve böylesine bir ordunun neler yapabileceklerinden korkuyorsan, o orduya liderlik et.

Que tal?
Nasıl gidiyor?

Así que tal vez el problema de Ender fuera una barrera creciente con la comunidad de Milagro.
Belki de Ender’in sorunu, kendisiyle Milagre toplumu arasında büyümekte olan engeldi.

No... yo dije que tal vez podría haberme aprovechado de tu generosidad.
Cömertliğinden çıkar sağlamış olabilirim sanırım, dedim.

Estoy segura que tal afirmación fue hecha en un momento de fragilidad.
Eminim zayıf bir anında söyledi.

Dicen que tal vez tenga que atarla por las noches.
Geceleri bağlamam gerekebileceğini söylediler.

El evolucionista concluye que tales cosas, que muestran diseño y propósito, no pueden surgir por casualidad.
Böyle amaçla planlanmış bu şeylerin birer şans eseri olmadığı sonucuna varılır.

Y me que tal vez tu, porque eres muy atractiva me sirvas a mi.
bende senden hoslandim cunku sen cok cekicisin ve bana hizmet edebilirsin.

¿Que tal así, papi?
Bu nasıl, baba?

¿Crees que tal vez se lo llevaron con ellos?
onu da yanlarına aldıklarını mı düşünüyorsun?

Hasta que la gente comenzó a creer que tal vez íbamos a usar la bomba atómica.
İnsanlar belki de atom bombası kullanacağız diye düşünmeye başlayana dek sürdü.

¿No te sorprende que tal mujer sebaceana me haya amado?
Böyle bir Sebacean kadınının beni sevmesi seni şaşırttı mı?

¿Que tal donde siempre?
Her zamanki yerde.

Quiero comer comida que tal vez me mate
Beni öldürebilecek yemekler yemek istiyorum.

¿Y que tal esta?
Buna ne dersin?

Pensé que tal vez podría ayudar.
Ben de belki yardımcı olabilirim diye düşündüm.

Bueno, pensé que tal vez pudiéramos elevarla al próximo nivel.
Ben bir sonraki aşamaya geçeriz diye düşünmüştüm aslında.

Que tal estas, mama?
Nasılsın anne?