vale oor Turks

vale

/ˈba.le/ naamwoord, tussenwerpsel, werkwoord manlike

comprobante para reclamar un bien o servicio

Vertalings in die woordeboek Spaans - Turks

tamam

tussenwerpsel

Dejadme saber dónde os vais a quedar, ¿vale?
Bana nerede kaldığını bildir, tamam mı?

Soortgelyke frases

más vale tarde que nunca
Geç olsun da güç olmasın

hacer valer
savunmak

más vale pájaro en mano que ciento volando
bir eldeki kuş çalıdakinin iki misli değerdir

Condado de Valga
Valga

que vale la pena
değer · faydalı · yararlı

valer
değer · değmek · olmak · uygun olmak · yeterli olmak

Vale de Cambra
Vale de Cambra

vale de servicio
hizmet anahtarı

voorbeelde

Vale, no debería de llevar mucho, sólo se comprimió la mitad del puto archivo.
Peki, uzun sürmez nasılsa lanet dosyanın sadece yarısını sıkıştırmış.

" La vida en la pradera no vale ni la polvora que usas para volarlo todo al infierno.
" Çayırda hayat, patlatmak için harcayacağın barut kadar bile değerli değildir. "

¿ De qué le vale la pena a un caballo?
Bir at... neden kederlenir ki?

Una buena historia vale más que una vieja trompeta.
İyi bir öykü, eski bir trompetten daha değerlidir.

Vale, lo siento.
Tamam, özür dilerim.

Vale mira, no tengo tiempo para esto, cariño.
Tamam, bak, bunun için zamanım yok, tatlım.

Vale ya con eso!
Kes şunu!

Vale, mamá, ¿qué es esto?
Tamam, anne?

Vale, gracias.
Tamam, sağ ol.

Espero que sí, porque tu opinión vale mucho más que la mía.
İyi edersin, çünkü senin fikirlerin benimkilerden çok daha fazla anlam ifade eder.

Tal vez, más te vale ir sin él.
Belki de, onsuz gitsen daha iyi olur.

Puesto que es un esguince, vas a tener que dejar descansar tu tobillo por lo menos dos días, ¿vale?
Bir burkulma olduğuna göre, en az iki gün bileğini hareket ettirmemen lazım tamam mı?

Vale, me abro.
Pekâlâ, benden buraya kadar.

Vale, no sé qué quieres.
Tamam. Ne istediğini bilmiyorum.

La vida de una persona vale mas unas patatas!
İnsanın hayatı patateslerden daha fazla değerlidir!

Nada vale ya sino el oro miserable.
Altın de nen sefil nesneden başka hiçbir şeyin değeri kalmadı artık.

Vale, Tina, para.
Pekala, Tina, dur.

Cuenta la leyenda que sitiaron la isla durante horas antes de escapar con un tesoro que vale millones.
Efsaneye göre milyonlar değerindeki hazineyle kaçmadan önce adayı saatlerce kuşatma altında tutmuşlar.

Escucha, no todo es tan simple como dices, ¿vale?
Dinle, her şey senin dediğin kadar basit değil tamam mı?

Guárdatelo para ti mismo, ¿vale?
Evet, kendine sakla.

Vale, ¿no has visto eso?
Tamam, şu olanı görmedin mi?

Más vale que conserves esa energía.
O enerjini koruyorsundur umarım.

Vale... aquí va la nada.
Pekâlâ, işte başlıyoruz.

Vale, bueno, no te congeles hasta morir.
Soğuktan donmada.

Tarde o temprano, ellos verán todo tu equipamiento, así que más vale que te acostumbres.
Malını mülkünü herkes bir şekilde görecek, yani şimdiden alışmaya baksan iyi olur.