chèrement oor Turks

chèrement

bywoord

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

pahalıya

Mais la victoire a été chèrement payée.
Fakat uyuşturucuyla savaştaki bu zafer pahalıya mal oldu.

sevecenlikle

şefkatle

voorbeelde

Merci, chérie.
Sağ ol, tatlım.

Rechercher quelqu'un, ça coûte très cher.
Birisini aramak çok masraflı.

Vous avez dit.. " Chris, ma chérie... "
Şöyle dedin, " Chris hayatım, Chri... "

Il est particulièrement cher à la “grande foule” des “autres brebis”.
Özellikle “başka koyunlar”ın “büyük kalabalık”ı bu deyimi çok takdir eder.

Chérie!
Hayatım!

Pas vrai, chérie?
Öyle değil miydin bebeğim?

Ma chérie, même si tu quittes l'hopital, ce bébé va quand même sortir.
Tatlım, hastaneden ayrılsan bile o bebeği doğuracaksın.

Hey, chérie, comment vas-tu?
Tatlım, nasılsın?

Ma chérie, je pourrais apprendre ça à un singe
Tatlım, bunlar bir maymuna da öğretebileceğim yetenekler.

Maman est là, chérie.
Annen burada canım.

Viens nous rejoindre ma chérie.
Lütfen, bize katıl.

Tu penses que c'est cher?
Sizce pahalı mıdır?

Pas maintenant, chérie.
Bizi rahatsız etme, hayatım.

C'est absurde, chérie, je ne sais pas qui a pu le faire.
Ama bu saçma sevgilim, kim yapmış olabilir?

Chérie, je t'avais dit c'était une super idée.
Tatlım bu harika bir fikir demiştim.

Tu vois, chérie, nous n'avions pas à nous changer pour dîner.
İlk gecede bu şekilde giyinmemize gerek olmadığını görüyorsun hayatım.

C'est bien serré, chérie?
Doğru mu vidalamışım?

Mais, chère Babette, vous n'auriez pas dû tout dépenser pour nous.
Ama sevgili Babette....... bütün varlığını bizim için vermemeliydin.

Jules, tu es ma chérie, mon amoureuse à moi,
Jules, benimsin, aşkımsın, tatlımsın.

En effet, en 1977, ma chère épouse, ma fidèle compagne, est décédée.
Sevgili eşim, imanlı can yoldaşım 1977’de öldü.

12 Selon les lois de Jéhovah données par l’intermédiaire de Moïse, la femme devait être “chère” à son mari (Deutéronome 13:6).
12 Musa vasıtasıyla verilen Yehova’nın kanunlarına göre, zevceler, “sevgiyle bağra basılmış” olmalıydılar.

chère Lizzy, ne vous tracassez pas.
Lizzy'ciğim lütfen kendini üzme.

Mes chers paroissiens, commençons comme nous le faisons d'habitude.
Saygıdeğer insanlar, her şeyin başladığı o kutsallıkla başlayalım.

Belle partie, chérie
Güzel oyundu, tatlım

Moi aussi, chérie.
Ben daha çok seviyorum tatlım.