confiance oor Turks

confiance

/kɔ̃.fjɑ̃s/ naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

güven

naamwoord

inanç

naamwoord

emniyet

naamwoord

itimat · güvenç · inanma · itibar · itikat

Soortgelyke frases

niveau de confiance
güven düzeyi

partie de confiance
bağlı olan taraf

Documents de confiance
Güvenilir Belgeler

Autorités de certification racines de confiance
Güvenilen Kök Sertifika Yetkilileri

confiance totale
tam güven

faire confiance
güven · güvenmek · itimat etmek

confiance en soi
Özgüven · özgüven

faire confiance à
güvenmek · inanmak

licence de confiance
güven lisansı

voorbeelde

Ces conneries de groupe et employeur m' inspirent vraiment une putain de confiance
Bu grup ve işveren saçmalığı içimi pek bir güvenle dolduruyor nedense

Mais il y a la confiance dans tes yeux, et un incendie dans vos reins.
Ama gözlerinde kendine güven ve paçalarında alev var.

Tu me fais confiance, pas vrai?
Tamam bana güveniyorsun değil mi?

Rhonda nous a dit ce secret, car elle nous faisait confiance.
Rhonda bunlari bize oldugu gibi anlatti

Est-ce la confiance dont vous parliez?
Bahsettiğin " güven " bu mu?

Tu me fais confiance, non?
Bana güvendiğini söyledin, doğru mu?

Je n'ai confiance en personne d'autre.
Bu konuda senden başka kimseye güvenmem.

J' ai tellement plus confiance, quand je te regarde dans les yeux, je peux voir comme je suis beau
Gözlerine bakınca kendimi çok güvende hissediyorum.Ne kadar iyi olduğumu görebileceğim

L’excès de confiance menace notre aptitude à raisonner correctement.
Kendimize fazla güvenme eğilimi doğru düşünme yeteneğimiz için bir tehdit oluşturur.

Pensez-vous qu'elles voient en Peter une chose qui n'inspire pas leur confiance?
Peter'da güvenmedikleri bir şey görmüş olabileceklerini düşünüyor musunuz?

Si tu n’as pas confiance, tu peux amener les amis de Tanis, Flint Forgefeu et Tass Racle-Pieds.
Eğer güvenmezsen Tanis'in arkadaşları Flint Fireforge ile Tasslehoff Burrfoot'u da getirebilirsin.

Je fais confiance à ta débrouillardise.
Becerikliliğine güveniyorum.

Mes proches sont ravis, et j’ai gagné leur confiance.
Akrabalarım da bu değişimden dolayı çok mutlu, artık bana güveniyorlar.

As-tu si confiance en tes aptitudes, Clarice, que d'une manière ou d'une autres, tu crois pouvoir... nous arrêter, eux et moi, simultanément?
Hem beni hem de onları da aynı anda tutuklayabilecek kadar... yeteneklerine güveniyormusun?

” On lit encore en Psaume 146:3, 4 : “ Ne placez pas votre confiance dans les nobles, ni dans le fils de l’homme tiré du sol, à qui n’appartient pas le salut.
Mezmur 146:3, 4 şöyle der: “Soylulara, sizi kurtaramayacak olan insanoğluna güvenmeyin.

Tu ne peux pas lui faire confiance
Ona güvenemezsin

Je n'ai pas confiance en vous les acteurs.
Oyunculara güvenmem.

puisqu'il m'a fait confiance.
Bana güvenirdi.

Vous les avez torturé eux pour me torturer moi juste pour savoir en qui vous pouviez avoir confiance?
Sadece kime güvenebileceğini görmek için hem bana, hem onlara eziyet ettin.

Monseigneur a confiance en moi
Büyük Efendimiz bana güveniyor

Ce dernier est responsable de toutes les émotions telles que la confiance et la fidélité.
Bu bölge, duygularımızdan (güven, sadakat gibi) sorumludur.

Je ne fait pas confiance aux gens.
İnsanlara pek güvenmem.

Quelqu'un à qui je fais confiance.
Tamam, beni tam olarak nereye bırakıyorsun?

Tu as toute ma confiance.
Sana güvenim sonsuz.

Désolé, Docteur, mais je ne peux faire confiance à aucun d'entre eux, pour la simple raison que je n'ai rien eu à dire dans leurs sélections.
Üzgünüm Doktor, ama hiçbirine güvenemem....... seçimlerinde hiçbir söz hakkım olmaması gibi basit bir nedenden dolayı.