her zaman oor Arabies

her zaman

bywoord

Her an.

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

أبدًا

Her an.

Tom teşekkür ederim demeyi her zaman hatırlar.
توم لا ينسى أبدا أن يقول شكرا.

دائما

bywoord

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.
أحب دائما أن أستمع للموسيقى الكلاسيكية عندما يكون لدي وقت فارغ.

دائمًا

Her an.

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.
أحب دائما أن أستمع للموسيقى الكلاسيكية عندما يكون لدي وقت فارغ.

ابدا · أَبَدًا · دَائِمًا · دَوْمًا

Soortgelyke frases

Her Zaman Taşı galerisi
معرض "النقل الدائم"

Her Zaman Üstte
دائما في المقدمة

voorbeelde

Ayrıca duvarlara her zaman yazı yazıp kedilere aşırı ilgi duyuyormuşuz.
وأيضاً، كنا نقوم بالنشر على الحوائط، ولدينا هوس تجاه القطط

Sonuçta ölüm her zaman aynıdır.
المشهد نفسه ، الأحتضار ذاته.

Onlardan birçoğu, acıların her zaman insan hayatının bir kısmı olacağını düşünüyor.
وكثيرون منهم يشعرون بأن الالم سيكون دائما جزءا من الوجود البشري.

Elinde olduğunda, her zaman olmayanlarla paylaşırdı.
حينما يحصل على أيّ مخدرات ، كان يشاركها مع الغير ، كان لطيفاً جداً

Adalet her zaman bizim istediğimiz kadar hızlı gelmiyor.
العدالة ليست سريعة كما نريد لها أن تكون

Neden bana her zaman bedava guac veriyorsun?
لماذا تعطيني غواك مجاني ؟

Deb her zaman, duygularının onu yakıp kül etmesinden korkmuştur.
" لطالما خشيَت ( دِب ) أن تقضي مشاعرُها عليها "

Her zaman zengin değildik.
لم نكن دائما أثرياء.

Oceania her zaman Doğuasya ile savaştaydı
i" كانت أوشيانيا دائما في حرب مع إستاسيا

Henry, her zaman tam da denmesi gerekeni biliyorsun.
هنرى, دائما تعرف ماذا تقول

Her zaman sana verilmiş kıyafetleri giymek.
ترتدي دائماً الملابس الملائمة

Kilgallen her zaman kendini düşünmüştür.
كيل كالن ) كانَ دائماً يخلي نفسه )

Her zaman gerçek olmasını dilerdim.
وآي أرادَ دائماً أَنْ يُحاولَه لحقيقيِ.

Her zaman nereye gittiğimi soruyordun.
حسناً ، كنت تتساءلي دوماً عن مكان ذهابي

Bunun için her zaman minnettar olacağım ama onu sevmiyorum.
ولهذا السبب ، يجب أن أكون ممتنًا ، ولكنّي لا أحبّها.

Belki her zaman.
ربما دائماً

Evimde her zaman mayıs ayı yaşanıyor.
دائماً هناك صور لمايو في منزلي

Her zaman ektim ve daima da ekeceğim.
فعلت ذلك دائمـا و سأفعله دائمـا

İnsanların koyduğu kanunların sık sık düzeltilmesi ve güncellenmesi gerekir, oysa Yehova’nın kanunları ve kuralları her zaman güvenilirdir.
وَبِخِلَافِ قَوَانِينِ ٱلْبَشَرِ، ٱلَّتِي كَثِيرًا مَا تَحْتَاجُ إِلَى ٱلتَّنْقِيحِ أَوِ ٱلتَّعْدِيلِ، فَإِنَّ شَرَائِعَ يَهْوَهَ وَفَرَائِضَهُ هِيَ دَائِمًا أَمِينَةٌ، أَيْ جَدِيرَةٌ بِٱلثِّقَةِ.

Galiba her zaman şişman çocuk peyniri yiyen şişman çocuk olarak kalacağım.
أعتقد أني سأبقى دائما الفتى السمين الذي يأكل جبنة الفتى السمين

Her zaman, yapmak istediğin şeyi yaptın!
أقسم أيها الفتى أنت دائما تفعل ما تريد أن تفعل!

Frankfurt’ta yayımlanan bir gazetede şu sözler yer aldı: “Birçok satranç oyuncusu kurallara her zaman uymuyor.”
اوردت الصحيفة الالمانية فرانكفورتر ألڠِماينه تسايتونڠ ان «كثيرين من لاعبي الشطرنج لا يتقيّدون دائما بقوانين اللعبة».

Yine de Tanrı’yı adıyla tanımak her zaman kolay değildir.
غير ان معرفة يهوه من خلال اسمه ليست دائما بالامر الهيّن.

Bir kedi ya da rüzgarın sesi olsun annem her zaman yanımızdaydı.
ربما تكون احد القطط او حتى همس الريح

Pavlus, Tanrı hakkında şöyle demişti: “Yaptığı iyilikler her zaman Kendisine tanıklık etmiştir.”
قال بولس ان الله «لم يترك نفسه بلا شهادة».