tuz oor Japannees
tuz
tr
Kimyasal formülü NaCl (Sodyum Klorür) olan, gıdalara tat vermek veya tadını geliştirmek için kullanılan bir tatlandırıcı.
Vertalings in die woordeboek Turks - Japannees
塩
tr
Kimyasal formülü NaCl (Sodyum Klorür) olan, gıdalara tat vermek veya tadını geliştirmek için kullanılan bir tatlandırıcı.
Annem çorbanın tadına baktı ve biraz daha tuz ilave etti.
母はスープの味を見てもう少し塩をいれた。
しお
塩類
En 3 vertalings meer. Besonderhede is ter wille van die beknoptheid verborge
食塩 · shio · 鹽
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
Prenteboek
塩, 食塩
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Yehova önceden şunu bildirmişti: “Moab Sodom gibi, ve Ammon oğulları Gomorra gibi olacak, ısırganlar mülkü, ve tuz çukurları, ve ebedî bir virane.”
この 時 に は 右 大臣 ( 「 竹河 」 で は 左 大臣 ) に 就 い て い る 。jw2019 jw2019
Hikmetli öğütçüler sözlerini sık sık tasvirlerle “tuz”lamalıdırlar. Çünkü bu yöntem bir sorunun ciddiyetini vurgulayabilir, ayrıca öğüt alanın muhakeme etmesine veya soruna başka bir açıdan bakmasına yardım edebilir.
本宮 の 北側 に は 三輪 山 ( 大神 神社 ) が 鎮座 する 。jw2019 jw2019
Penguenler, deniz kaplumbağaları ve deniz iguanaları da tuzlu suyu içip tuz fazlasını atarlar.
主要 テーマ ( 主題 ) の 諸説jw2019 jw2019
Tuzu uzatır mısın, lütfen?
はい、サラ・テンクレディ 一緒にいるかもしれないTatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Ayrıca, dört yemek kaşığı zeytinyağı, birkaç diş ezilmiş sarmısak, bir demet hoş koku ve lezzet veren karışık bitki, bir portakalın suyu, rendelenmiş portakal kabuğu, bir tutam kırmızı toz biber, bir tutam tuz ve 140 ml kırmızı şaraba ihtiyacınız olacak.
古代 の 相撲 で は 打 つ 、 蹴 る など の 方法 も と ら れ て い た こと が 『 古事 記 』 や 『 日本 書紀 』 の 記述 など から 伺 わ れ る 。jw2019 jw2019
İşçilerden biri, bir ton tuz toplamanın üç saat sürdüğünü söylüyor.
土手のぬかるみに趣を感じますjw2019 jw2019
Ayrıca bazı ülkelerde de diş çürümelerini önlemek için tuza flüorür eklenir.
「 眠り を 覚ま し て 笑 う 」 の 意味 で 『 醒睡笑 』 と 命名 さ れ た 。jw2019 jw2019
Boya üreticileri bunları tuzla karıştırarak üç gün açık havada güneşin altında bırakırlardı.
また 、 源氏 三 代 将軍 記 に 比べれ ば 信用 する に 足 る と する 。jw2019 jw2019
Tuzu alabilir miyim acaba?
ここは基地か?- 黙れこのクソ野郎Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Ürettiğimiz tuz miktarı tek bir şapkayı bile doldurmazdı.”
これ は 、 個人 的 な 食 の 好み や 家 の 伝統 に よ る 違い で あ る 。jw2019 jw2019
Kral, Ezra’nın Yehova’nın evi için “bütün istediklerini verdi”: altın, gümüş, buğday, şarap, zeytinyağı ve tuz. Bunların günümüzdeki değeri 100.000.000 doların oldukça üzerindedir
ただし 、 金銀 比価 の 固定 は 生産 価格 及び 市場 価格 の 存在 を 無視 する こと に な っ た 。jw2019 jw2019
Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki tuz tavaları yaklaşık olarak MS üçüncü yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.
出 詠 歌 人 すべて が 勅撰 歌人 で あ る 。jw2019 jw2019
Hiç tuz kaldı mı?
困ってるからって フロントに電話するわtatoeba tatoeba
Berberi tüccarlar tuz ve tekstil ürünleri ve çölden Batı Afrika'ya yeni, değerli eşyalar ve bilgi taşıyorlardı.
ユーザー が 定義 し た 目次 と 索引 の 項目 は 、 ドキュメント 中 で は 灰色 の バック 付き で 表示 さ れ て い ます 。 この 強調 表示 は 印刷 さ れ ませ ん が 、 画面 上 から も 消す ため に は 、 メニュー 表示 → 灰色 の バック で 強調 を オフ に し ます 。ted2019 ted2019
Damlacıkların oluşabilmesi için, toz ya da tuz tanecikleri gibi, her santimetre küp havanın içinde çekirdek vazifesi gören binlerce, yüzbinlerce mikroskobik katı cismin bulunması gerekir.
したが っ て この あたり で 、 年次 は 120 年 古く に 設定 さ れ て い る と さ れ る 。jw2019 jw2019
Biz tuzla terbiyeleriz.
母 を 『 後撰 和歌 集 』 に 見え る 「 檜垣 嫗 ( ひがき の お う な ) 」 と する 古伝 が あ る が 、 荒唐 無稽 の 説 に 過ぎ な い 。Tatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Bu şeyden yüksek akım geçirmemize izin veren, sıvı metal, ergimiş tuz ve yüksek sıcaklık birleşimidir.
朝食にブルーチーズを食べたわted2019 ted2019
Eğer “sözlerin her zaman tuzla lezzet verilmiş gibi” olursa çok daha fazla sevilirsin (Koloseliler 4:6).
- 武術 伝 、 方技 伝 、 俊傑 伝 、 孝子 伝 、 烈女 伝 、 高僧伝jw2019 jw2019
İster genç ister yaşlı olalım, “her adama nasıl cevap vermek lâzımdır bile[lim] diye, sözü[müz] tuzla terbiye edilmiş olarak daima lûtufla olsun.”—Koloseliler 4:6.
珍し や 山 を い で 羽 の 初 茄子 びjw2019 jw2019
Gıda maddelerini korumak için tuz
警備上の理由で移動したと言いましたよね?tmClass tmClass
Dünya kara tuz denizinde bitiyor.
これ に よ っ て 更に 小野宮 流 の 故実 を 取り込 む こと に 成功 し て 、 御堂 流 故実 を 形成 する こと に な っ た 。OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Okyanuslara karışan sayısız tatlı su akıntısını ve nehirleri düşününce, bu kadar tuzun nereden geldiğini merak edebiliriz.
また 、 当時 は 医療 従事 者 が 少な かっ た こと も あ り 、 現代 の 医療 水準 から すれ ば 感染 者 を 隔離 する だけ の 施設 と い う 状況 に あ っ た 。jw2019 jw2019
Misafirlere genelde biraz tuz katılmış sütlü sıcak çay ikram edilir.
これ ら の 質 の 悪 い 銭 が 流通 の 大半 を 占め る よう に な り 、 鐚銭 と 呼 ば れ る よう に な っ た 。jw2019 jw2019
“Tuzla Terbiye Edilmiş” Öğüt
これ ら の 質 の 悪 い 銭 が 流通 の 大半 を 占め る よう に な り 、 鐚銭 と 呼 ば れ る よう に な っ た 。jw2019 jw2019
Düşüş sağ kolunu tuzla buz etti, tüm kaburgalarını kırdı, ciğerini deldi, ve Brooklyn Köprsünün altında East River'da sürüklenirken bilinci de gidip geliyordu, Staten Island'a giden feribotun yolcuları onun acıdan kaynaklanan çığlıklarına kulak misafiri oldular, botun kaptanına durumu bildirdiler, o da Sahil Güvenlik ile iletişime geçti, onlar da onu East River'da yakaladılar ve onu Bellevue Hastanesine götürdüler.
平安 時代 後期 に は 抄本 が 流布 し て い た と さ れ 、 最古 の 写本 で あ る 保延 年間 の もの は 、 類聚 国史 から 本文 を 補 っ て い る 。ted2019 ted2019
201 sinne gevind in 3 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.