demeç oor Portugees

demeç

/de'meʧ/

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

declaração

naamwoord vroulike

Onların haksız yere tutuklandıkları, yasa dışı olarak hapsedildikleri ve işkence gördüklerini onaylayan mutabık kalınmış bir demeç.
Uma declaração confirmando que foram presos injustamente, encarcerados ilegalmente e torturados.

afirmação

naamwoord vroulike

Bu bir demeç, sorgulama değil.
É uma afirmação, não uma pergunta.

voorbeelde

Yine de yeni kanıtlar ışığında polisin verdiği demece göre...
Todavia, diante de novas provas, a polícia anunciou...

O demeçteki her şeye katılmıyor olabilirim... ama sonradan babamı da etkileyebilecek herhangi bir tartışmaya karşı... Bakanlık'ın korunması gerektiğini görüyorum.
Eu não concordo necessariamente com tudo que está nesse depoimento, mas percebo a necessidade de proteger o Departamento de Defesa de qualquer possibilidade de controvérsia, que se poderia refletir no meu pai.

Şimdi Bay Tuttle, gazetede yer alan demeci size kim verdi?
Bem, senhor Tuttle, quem fez essa declaração que depois apareceu nas colunas do seu jornal?

Radhakrişan “Ne yazık ki bu rapor kesinlikle yanlıştır,” diye bir demeç vermişti.)
Radhakrishan, comentou: — Infelizmente, nada nessa informação corresponde à verdade.)

Birch hakkında demeç vermeye hazırlar.
Ele está pronto a implicar o Birch.

Basına verdiğin demeci okudum.
Eu li os comentários que fez para a imprensa.

Yataktasınız ve bize yastıklarınızın arasından basın demeci veriyorsunuz, bize gülüyor musunuz?
Enquanto você está na cama e você está dando suas conferências para a imprensa com suas capas de travesseiros, você está rindo de nós?

Şimdi taleplerinizle ilgili demeç vermek istiyorsunuz. Ülke hakkında, savaş hakkında.
Agora você quer deixar claro sua exigências, sobre o país, sobre a guerra.

KanaI için özeI bir demeç verir misiniz?
Dá- me a exclusividade, não dá?

Yarın bir demeç vereceğim Frank.
Vou fazer uma declaração amanhã, Frank.

Ayrıca baş rol için Lindsay Lohan'ı önerdi ve "o kesinlikle kadro için eğlenceli olacak" şeklinde demeç verdi.
Ele também sugeriu Lindsay Lohan para o papel principal, dizendo que "certamente seria divertido para lançar".

BBC ve Çin Hükümeti demeçlerine göre, Ocak 2015'te sezaryen doğumlar zirve yaptı.
Segundo a BBC e os comunicados do governo chinês, em janeiro de 2015 ocorreu um pico de cesarianas.

Mutfak donatımı hakkında demeç mi hazırlıyorsun?
Está fazendo um discurso sobre montagens de cozinhas?

Şimdi bir demeç vermeni istiyorum.
Quero que faça uma declaração.

Yazılı ifadeden sonra Kathy Geiss'ın avukatı şu demeci verdi.
Depois do testemunho, o advogado de Kathy Gueiss ofereceu esta réplica:

Herbert Morrison'un İşçi Partisi adına verdiği demeçte, hükümete karşı partinin görüşlerinde bölünme olduğunu beyan etmesi tansiyonu gitgide yükseltti.
A temperatura ia subindo e Herbert Morrison, dos trabalhistas, anunciou que íamos dividir-nos no fim do debate, contra o governo.

Onların haksız yere tutuklandıkları, yasa dışı olarak hapsedildikleri ve işkence gördüklerini onaylayan mutabık kalınmış bir demeç.
Uma declaração confirmando que foram presos injustamente, encarcerados ilegalmente e torturados.

Kanal 12, demeç vermem için arıyor.
Canal 12 acabou de pedir por uma citação.

Los Angeles ilçe polisi birkaç dakika sonra Batı Hollywood Şerif Karakolu'nda bir demeç verecek.
Aguardamos uma declaração da Polícia do Condado de LA aqui, na delegacia de West Hollywood, em alguns minutos.

Çalışanlarım aracılığıyla bir demeç yazabileceğimi kastettiniz sandım.
Pensava que podia escrever um comunicado.

( Fransiz isçilerin Ilk Enternasyonal'in kurulus konferansindaki demeci, 28 Eylül, 1864 )
Declaração dos trabalhadores franceses na conferência de fundação da I Internacional, 28 de set. de 1864

Finlandiya Peyzaj Endüstrileri Birliği’nin gazetelere ve diğer yayın organlarına verdiği resmi demeçte şunlar söylendi: “Yehova’nın Şahitlerinin ülkenin çeşitli yerlerinde hemen hemen hepsi çok güzel düzenlenmiş İbadet Salonları var.
A Associação Finlandesa das Empresas de Paisagismo emitiu também um comunicado à imprensa, que declarou: “Em diversos lugares do país, os Salões do Reino das Testemunhas de Jeová, quase sem exceção, são belamente projetados.

Patron, belediye başkanı bir demeç için katılımınızı istiyor.
Chefe, o escritório do prefeito pede por uma declaração pública.

Yarın bir demeç vereceğiz.
Daremos uma declaração amanhã.

Size, bugün yayınlayacağım kısa bir demeci okuyacağım.
Vou ler uma pequena declaração que eu farei hoje mais tarde.