seve seve oor Portugees

seve seve

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

cedo

bywoord

Eminim ki, Prens kararımıza seve seve iştirak edecektir.
Acho que o Príncipe cederia essa decisão com prazer.

logo

bywoord

prontamente

bywoord

Bayım, bundan daha seve seve verebileceğim hiç bir şey alamazsınız benden.
Não pode me tirar algo que não darei prontamente.

de nada · disponha · não há de quê

voorbeelde

Seve seve gidiyordum.
Com todo o gosto.

Lullo'nun adamlarıyla yaşadığınız onca şeyden sonra bilmenizi isterim ki, biraz dinlenmek isterseniz seve seve izin veririm.
Depois de tudo o que passaram com o pessoal do Lullo... quero que saibam que têm meu apoio para tirar uns dias de folga.

Yehova’nın Şahitleri olarak bizler, dinlemeye istekli olan herkesle Tanrı’nın evrensel egemenliği hakkında seve seve konuşuyoruz.
Como Testemunhas de Jeová, temos muito prazer em falar sobre a soberania universal de Deus a quem desejar ouvir.

Seve seve giderim.
Posso ir-me embora.

Seve seve, hemen burada Michael beni vurup vurmamaya karar verdikten sonra.
Adoraria, assim que Michael decidir se vai atirar em mim.

Yoksa şu vakte kadar çoktan seve seve yapardın
De outra forma, já o teria feito com prazer

Seve seve.
Eu gostaria.

Kendimi aldatmıyorum tabii: Beni orklara seve seve vereceğinden hiç kuşkum yok.
Eu não me engano: não duvido que ele me entregaria aos Orques tão fácil como um beija-mão.

Seve seve!
Com prazer.

Haley dadıya ihtiyacım olursa Joe'ya seve seve bakacağını söylemiştin ya hani?
Haley, lembra-se de quando disse que se eu precisasse de uma babá você adoraria ficar com Joe?

Seve seve.
Adoraria.

Üstelik onlar bu iş için para almıyorlar, hatta masraflarını seve seve kendileri karşılıyorlar.
E elas não recebem nenhum tipo de salário para isso — na verdade, elas têm prazer em pagar suas despesas do próprio bolso.

Sana seve seve 40 bin verir.
Ela está disposta a pagar 40.

Sev, sev beni bebeğim.
Ama-me, querido

Mızmızlanmaya devam edin de seve seve bir yıla çıkartayım
Adoraria aumentar para um ano

Seve seve ama tartışmamız gereken...
De bom grado, mas temos de falar...

Tatmin olmadığımı seve seve belirtirim.
Terei todo o prazer em ficar insatisfeita.

Eğer bizi kendi DNA'nla bulduğumuz DNA örneklerini eşleştirmek zorunda bırakırsan, bunu seve seve yaparız.
Se você quiser nos obrigar a pegar seu DNA e analisá-lo com o DNA que nós encontramos, ficaremos felizes em fazer isso.

Sizin gibi önemli bir satıcıyla seve seve görüşeceğinden eminim.
Um fornecedor importante como você, ele ficará feliz em atender.

Senin için ölebilirim Louis, seve seve.
Eu morreria por você, Louis. Voluntariamente.

Seve seve.
Eu adoraria.

Bunu seve seve yaparım.
Ficarei feliz em fazer isso.

Seve seve.
Com prazer.

Hepimiz seve seve geliriz, Lucille.
Todas nós... adoraríamos ir, Lucille.