Seven oor Portugees

Seven

eienaam

Seven (film)

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

Se7en

Seven (film)

" Seven " filminin apaçık riplenmiş hali.
É uma cópia barata de Se7en.

seven

adjektief, naamwoord

Soortgelyke frases

Tom Gordon’u Seven Kız
The Girl Who Loved Tom Gordon

voorbeelde

14 YAŞINDAKİ Tom, okulda yüksek not alan, komşularına yardım etmeyi seven, normal bir gençti.
TOM era um rapaz normal de 14 anos — um ótimo aluno que gostava de prestar favores para os vizinhos.

İyi günde kötü günde eşlerini sevmeye devam eden imanlı kocalar, cemaati seven ve onunla ilgilenen Mesih’i tam olarak örnek aldıklarını gösteriyorlar.
O marido cristão que continua a amar a esposa, em épocas favoráveis ou difíceis, demonstra que segue o exemplo de Cristo de amar a congregação e cuidar dela.

Beni seven insanların yaptığı şey bu.
É o que as pessoas que me amam estão fazendo.

Oh, Seven of mine.
Oh, minha Sete.

Sizin gibi Bayan Oliver'i seven biri için.
Quero dizer, para alguém que ama Miss Oliver como você.

Bu dünyada hemcinsini seven kimse, dünyada yalnızca kendisini seven kimseden ne daha çok ne de daha az hata yapmakladır.
Quem, dentro do mundo, ama o próximo, não está mais nem menos certo do que quem, dentro do mundo, ama a si mesmo.

Sarılmayı seven biri olmadığını biliyorum ama şu an bana sarılman gerekiyor.
Sei que você não dá abraços, mas, agora, preciso que você me abrace de volta.

Yehova’yı seven biri bu tür Tanrısal tembihleri çok tadir eder.
A exortação cristã é muito apreciada pelos que amam a Jeová.

19 Ne mutlu bize ki, Tanrı’nın Sözü olan Kutsal Kitaba sahibiz ve bu güçlü mesajla sahte öğretileri çürütebiliyor, doğruluğu seven insanlara ulaşabiliyoruz.
19 Quanta alegria nos dá ter a Palavra de Deus, a Bíblia, e usar sua poderosa mensagem para desarraigar ensinos falsos e tocar corações sinceros!

Senin babasını seven bir kız olduğunu ve benim de iyi bir baba olduğumu varsayalım.
Vamos fiingir que és uma filha dedicada... e que eu sou um bom pai.

Seven' ı dışarı alamasak da, belki iletişimi kapatabiliriz
Se conseguimos tirá- la de lá, talvez consigamos derrubar a transmissão

Ve seni seven insanlarla.
E com as pessoas que te amam.

Bu sayede, Seven'ın veri tabanına kendim bakıp, kanıtlar bulmaya çalışacağım.
Isso me dará tempo para verificar o banco de dados da Sete, dar uma olhada nas evidências eu mesmo.

Onu seven sen değil misin?
Bem, você não é aquele que a ama?

Clark, Eğer seni seven insanlara içini açmazsan, Her zaman yalnız kalırsın.
Clark, se não te abres com as pessoas que te amam, estarás sempre só.

Esav avlanmayı seven bir adamdır.
Esaú torna-se entusiasta da caça.

Araba seven bir adam benziyorsun.
Parece um vendedor de carros.

Seni seven bir kocan var.
Tens um marido que te ama.

Suçlamayı seven tiplerden değilim, Eli, ancak beni daha fazla dinlemen gerek.
Não gosto de apontar dedos, Eli, mas... deveria me ouvir mais.

Suellen kendini seven bir kocaya ve bir mağaza ile bir kereste fabrikasının getireceği kârlara lâyık değildi.
Suellen não merecia um marido amoroso e os lucros de uma loja e de uma serraria.

Tanus'un dünyada kendisini en çok seven iki insanın seslerini duyduğundan hiç kuşkum yoktu.
Oramos juntos, e tive certeza de que Tanus estava escutando as vozes das duas pessoas que mais o haviam amado.

En azından beni seven insanlara kaba davranmıyorum.
Bem, pelo menos não sou com as pessoas que me amam.

Sanırım işini seven ve asla sıkılmayan birisin.
Acho que você é uma garota feliz no seu trabalho e nunca fica entediada.

Çünkü seni çıplaklık seven biri sanıyordum.
Pois podia jurar que você fosse uma pessoa que gosta de estar nua.

Benzer bir teknolojiye ait referansı, Seven'ın Borg veritabanında bulduk.
Encontramos uma referência, semelhante à tecnologia usada pela Sete, no banco de dados Borg.