Beyazdeniz oor Slowaaks

Beyazdeniz

Vertalings in die woordeboek Turks - Slowaaks

Biele more

onsydig

voorbeelde

Bir çok yÖnden, benim beyaz versiyonum olduğunu düşünüyorum.
Myslím si, že je v mnohých veciach vlastne mojím bielym ja.

Göğsünü beyaza boya.
Namaľuj si hruď na bielo.

Temiz beyaz önlüğünü çıkartmadan mı yiyeceksin?
Idete jesť oblečený v tom čistom bielom plášti?

Dört paçası beyaz, her yeri kahverengi burada da beyaz bir leke var. Böyle.
Má štyri biele ponožky, telo má celé hnedé, a tu má bielu škvrnu, takúto!

İsa’nın öldürülmüş olan meshedilmiş takipçileri hangi anlamda bir “beyaz kaftan” alacaklardı?
V akom zmysle dostávajú umučení pomazaní kresťania „biele rúcho“?

Bu çocuğu tekrar küçük beyaz bir oğlan... gibi davranması için korkutacak mıyız?
Chcete, aby sme to decko vystrašili, aby sa začal znovu správať ako biely?

Onlar beyaz atın herkesi yenen Binicisi tarafından kesin olarak ortadan kaldırılacak.
Nad všetkým víťaziaci jazdec na bielom koni ich s konečnou platnosťou odstráni.

Sarı ipekten 150 pamuk, beyaz ipekten 150 pamuk...
Žltý hodváb 150 balov, biely hodváb 150 balov...

Hiçbir şey siyah ve beyaz değildir.
Nič nie je čiernobiele.

Etrafımda hiç bu kadar çok azungu, beyaz insan - olmamıştı.
Nikdy som nebol obklopený tak veľa azungu, bielymi ľudmi.

Uzun beyaz saç.
Dlhé biele vlasy.

Şu beyaz kapıyı görüyor musun?
Vidíš tie biele dvere?

9.cu Süvari alayı beyazların garnizonunu birkaç yıl önce devraldı.
9 kavaléria nahradila bielych pred pár rokmi.

Çocuklar yüzeysel düşünmeye eğilimlidir. Yani onlar için bir şey ya siyahtır ya da beyaz.
Malé deti prirodzene uvažujú v konkrétnych, čierno-bielych pojmoch.

Beyaz bir kadınla evliyim!
Som ženatý s bielou ženou!

Beyaz insanlar bunu başka beyazlara da yapıyor.
Biely ľudia toto robia iným bielym ľuďom.

Sen beyazsın.
Si biely.

Ama diğer bütün beyaz yolcular el sallayarak geçerken.
Zatiaľ čo ostatní pasažieri boli pustení bez kontroly.

Siyahlar beyazlardan ayrı yaşamalıdır anlamına geliyor.
Čierny musí žiť oddelene od bieleho.

Tanrı cezası beyazlar.
Vy prekliati belosi.

Onun dişleri inci gibi beyaz.
Jeho zuby sú biele ako perly.

Beyazlar bizim saçların ne kadar zorlu olduğunu bilemez.
Biely vôbec nevedia aké je ťažké strihať čiernym vlasy.

Beyaz noktanın gerisinde duruyor.
Opiera sa o nadhod.

VE O ZAMAN BU SiYAH-BEYAZ CATISMASI OLMAYACAK.
Nás už nebudú zaujímať rasové problémy.

Beyaz balo cüppesini görmek istiyorlar.
Chceli by vidieť biele bálové šaty.