crescendo oor Turks

crescendo

naamwoord manlike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

kreşendo

Pourquoi le crescendo mon cher ama-amu-ami?
Neden kreşendo, sevgili eski arkadaş-o?

voorbeelde

La jeune fille et ses deux amis... s'ajoutent à la l ¡ ste des victimes massacrées par l'imp ¡ toyable agresseur... qui les attaque à coups de hache et de couteau en un hallucinant crescendo de violence.
Bir kız ve iki erkek arkadaşı da bıçak ve kesici alet kullanarak, vahşice kurbanlarını katleden, kana susamış acımasız caninin uzun katliam listesine dahil oldular.

Ca va aller crescendo avant la fin amère!
En sonuna kadar bu böyle devam edecek!

Les changements, les notes, la façon dont ça va crescendo.
Değişimler, notalar, kreşendolar...

Le général Jedi Obi-Wan Kenobi a déjà repéré le sifflement crescendo dun missile en approche.
Jedi Generali Obi-Wan Kenobi yaklaşan füzelerin uğultusunu çoktan duymuştu.

Qui plus est, le peuple de Dieu dans son ensemble devient également ‘bruissant’ en ce sens qu’il se multiplie constamment. Et puisque de nouvelles congrégations se forment sans cesse, le son harmonieux du chant de louange à Jéhovah va crescendo par toute la terre. — Psaume 96:1-3.
Ayrıca dünya çapında var olan cemaatin sürekli büyümesi açısından da “gürültü” oluyor; sürekli olarak yeni cemaatler kuruldukça, Yehova’ya arz edilen uyum içindeki hamt ilahisi, ses kuvveti açısından bütün yeryüzünde artmaktadır.—Mezmur 96:1-3.

Il est évident que sa propre propagande, [...] sa longévité, la coïncidence de son époque et de celle de Shakespeare, et l’heureuse défaite de l’Armada nous ont poussés à nous joindre à une adulation allant crescendo, qui ne tient pas compte du simple fait qu’elle a tranquillement laissé l’Angleterre devenir ingouvernable.
Şu çok açıktır ki, kendi propagandası, . . . . uzun ömrü, Shakespeare dönemine denk gelmesi ve şans eseri Armada’nın bozguna uğraması bizi onu övme yanılgısına düşürdü. Oysa bu yanılgı onun İngiltere’nin yönetilemez bir hale gelmesine sessizce göz yumduğu gerçeğini değiştirmiyor” (The Oxford Illustrated History of Britain).

Et je me souviens, au début de ma carrière, encore et encore, lors de ces sorties lamentables avec les orchestres, j'étais complètement fou sur le podium, essayant d'engendrer en fait un crescendo à petite échelle, rien qu'une petite augmentation de volume.
Ve kariyerimin başlarını hatırlıyorum da orkestralarla yaptığım kasvetli turnelerde sayısız kere az bir kreşendo(sesi gittikçe yükselen) yapmak için yani ufacık bir ses artışını sağlamak için podyumda tamamen kendimden geçiyordum.

Et maintenant que la “grande foule” se fait l’écho de leurs “cris joyeux”, la proclamation va crescendo dans le monde entier. — Révélation 7:9, 10, 15.
Ve şimdi onlara katılan “büyük kalabalık da ‘sevinçle terennüm ederken’, küre çapındaki terennüm sesi bir zirveye ulaşmaktadır.—Vahiy 7:9, 10, 15.

Tandis que les tambours battaient crescendo, trois des filles bondirent au-dessus des flammes, tournoyant dans les airs.
Davullar kreşendo yaptığında, dansçı kızlardan üçü havada dönerek alevlerin üzerinden atladılar.

L’exultation va crescendo jusqu’au Psaume 150e, qui appelle toute la création à ‘louer Jah’.
Bütün bunlar 150. Mezmurda büyük bir zirveye ulaşır, orada tüm yaratılış “Yaha hamt et”meye davet edilir.

À mesure que la musique allait crescendo, Anorak a levé sa main droite.
Orkestra kreşendoya çıkarken, Anorak sağ elini uzattı.

[ George joue le riff d'ouverture; une note, puis quatre en crescendo et une en decrescendo; puis retour sur une note plus basse avec deux notes en crescendo suivies de trois autres en crescendo. ]
[ George açılış riff'ini çalıyor; bir nota, sonra dört çıkıcı ve bir inici nota; sonra üç çıkıcı notanın takip ettiği iki çıkıcı notayla aşağı notaya geri dönüyor. ]

b) Comment le glorieux thème du livre va- t- il crescendo jusqu’aux derniers psaumes ?
(b) Kitap son mezmurlarda nasıl kreşendoya ulaşır?

Crescendo à suspense
Saat 5'te mavi tren restoranında:

La réaction du type à un événement aussi inhabituel se traduisait en un crescendo émerveillé.
Bu adamın tepkisi o kadar garipü ki heyecanlı bir kreşendoda yansıyordu.

Dans la chanson, Britney Spears utilise une voix douflée et des crescendos dans « Make me oooh, oooh, oooh, oooh ».
Şarkıda Spears, nefesini kullanarak ve "duygulu ses yükseltmesi ile "Make me oooh, oooh, oooh," cümlelerini kullanıyor.

Pourquoi le crescendo mon cher ama-amu-ami?
Neden kreşendo, sevgili eski arkadaş-o?

Tu n'as pas eu la chance d'expérimenter le crescendo, bébé.
Artışı deneyimleyebilme şansın hiç olmadı, bebeğim.

On va leur donner le crescendo de leur vie!
Onlara giderek şiddetlenen bir müzik verelim ki asla unutmasınlar!

Crescendo musical...
Müzik yükselir.

La #ère chose que je voulais faire, c' était le crescendo et la vitesse
Doğruca yapmak istediğim iki şey kreşendo ve hız

La Mexicaine se mord le poing, tremble et pousse une plainte qui va crescendo
Meksikalı kadın yumruğunu ısırıyor, titriyor ve gitgide yükselen bir feryat koyveriyor.

«Crescendo, emprunté à l’italien, de même étymologie que le croissant de lune et Mornington Crescent33.
“İtalyancadan ödünç kelime kreşendo, aydaki gibi hilal ve Mornington’la aynı köktendir.

Ce passage s’intensifie en un crescendo vibrant jusqu’à l’annonce nominative de l’homme qui libérera la nation des griffes de Babylone.
Bu pasaj, İsrail milletini Babil’den kurtaracak adamın adının bildirilmesiyle çarpıcı bir doruğa ulaşır.

Il y a une sorte d'obus qui vient crescendo comme un train express mais plus rapidement.
Başka bir tür top ekspres tren gibi sürekli hızlanarak gelir. Gerçekten çok hızlıdır.