mort-né oor Turks

mort-né

adjektief, naamwoord manlike

Mort en venant au monde.

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ölü doğmuş

Mary Morstan est mort-née en octobre 1972.
Mary Morstan 1972 yılında ölü doğmuş.

ölü doğum

naamwoord

Vous allez dire au Coven que c'était un mort-né.
Meclise ölü doğum olduğunu söyleyeceksin.

voorbeelde

Il a trouvé un enfant mort-né, dans un hôpital du nord.
Sehir disindaki bir Louisiana hastanesinden dogmadan olmus bir bebek bulmus.

On dirait un bébé mort né.
Ölü doğuma benziyor.

Votre bébé est mort-né.
Bebeğiniz ölü doğdu.

Elle avait eu un enfant mort-né et avait été opérée d’un cancer quelques années auparavant.
Florence çocuk düşürmüş ve birkaç yıl önce kanser ameliyatı olmuştu.

Parce que votre projet est mort-né.
Çünkü bence sen, hiçbir şeyi başaramayacaksın.

Et tu espères qu'il sera mort-né.
Ve ölü doğmasını istedin.

Il était mort-né.
Ölü doğdu.

Le bébé était mort-né.
Bebek ölü doğmuştu.

Si elle se réveille, l' enfant naîtra mort- né
Eğer uyanırsa, çocuk ölü doğar

Il a réussi à localiser un enfant mort-né dans un hôpital en Louisiane.
Şehir dışındaki bir Louisiana hastanesinden doğmadan ölmüş bir bebek bulmuş.

Savait qu'elle était en train de mourir parce que son poulain était mort-né.
Tayı ölü doğduğu için, kısrağın ölüyor olduğunu biliyordu.

Un jumeau mort-né.
Ölü doğmuştu.

2 jours après ses 26 ans, son bébé naissait mort-né.
26. yaşgününden iki gün sonra bebeğinin ölü doğduğu haberi gelmişti.

Un frère mort-né.
Kardeşi ölü doğmuş.

L'un d'eux était mort-né.
Bir tanesi henüz doğmuştu.

Que la grâce de Dieu tombe sur Valerie Stevens... Ses bien-aimés parents, et son fœtus mort-né.
Tanrı'nın merhameti Valerie Stevens'ın sevgili ailesinin ve doğmamış çocuğunun üzerinde olsun.

J' ai eu un enfant jadis...... mais il était mort- né
Bir kez bebek doğurmuştum ama doğumda öldü

Et nous devons présenter un bébé mort- né
Biz de ölü bir bebeği doğurmak zorundayız

Mort-né.
Ameliyat masasında öldü.

À l'origine, Stratton est mort... et en plus sa femme a accouché prématurément d'un bébé mort-né.
Başlangıçta, Tom Stratton ölmeyip karısı erken doğum ünitesine girdi, ve bebek ölü doğdu.

De retour, elle prétendit que j'étais mort-né.
Eve dönüp, doğumda öldüğümü ısrarla söylemiş ve nerede olduğumu kimseye söyleyememiş.

Oui, mort-né.
Evet, ölü doğmuş.

Est-il mort-né ou est-il mort après?
Ölü mü doğdu yoksa sonradan mı öldü?

ll était mort-né.
Doğumda öldü.

Vous allez dire au Coven que c'était un mort-né.
Meclise ölü doğum olduğunu söyleyeceksin.