mort oor Turks

mort

/mɔʁ/ adjektief, naamwoord, werkwoord manlike, vroulike

arrêt de la vie

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

ölüm

naamwoord

Fin de la vie.

De nombreux grands penseurs qui étaient inconnus de leur vivant, acquirent la renommée après leur mort.
Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu.

ölü

naamwoord

Qui n’est plus vivant

Sa mort, si j'ai bien compris, fut un accident.
Onun ölümü, eğer iyi anladıysam, bir kaza sonucu oldu.

vefat

naamwoord

Lorsque nous nous sommes mariés, nos parents étaient déjà morts.
Biz evlendiğimiz zaman, anne ve babalarımız çoktan vefat etmişti.

ölmüş · ecel · cenaze · memat · irtihal · mevt

Mort

Soortgelyke frases

poids mort
detveyt

temps mort
mola

Meurs un autre jour
Başka Gün Öl

nature morte
Natürmort · natürmort · ölüdoğa

lit de mort
ölüm döşeği

mourir
Hakk'ın rahmetine kavuşmak · can vermek · durgunlaşmak · ebediyete intikal etmek · gebermek · göçmek · rahmetli olmak · ruhunu teslim etmek · sönmek · vaktini doldurmak · vefat etmek · yok olmak · ölmek

je vais mourir
ölüyorum

Écran bleu de la mort
Mavi ekran

mettre à mort
idam etmek

voorbeelde

Ceci est ma chaise et je la défendrais jusqu'à la mort.
Bu benim sandalyem ve onu ölümüne savunurum.

Ton mari, Datak est mort en héro.
Kocan Datak, bir kahraman olarak öldü.

Les limites qui séparent la vie de la mort sont tout au moins indécises et vagues.
Yaşam ile Ölüm’ü ayıran sınır gölgemsi ve belli belirsizdir.

Lui est mort, au moins!
En azından o öldü!

Je voulais faire un solarium, mais c'est un peu au point mort en ce moment.
Arkaya da bir solaryum atayım diyordum ama şu an için ertelemeye aldım.

Quand on pense à des gens qui sont morts, on ne peut pas s'empêcher de peindre un beau halo autour d'eux.
Geçmişteki insanları düşündüğünüz zaman etraflarını toz pembe sahte bir ışıltıyla boyamaktan başka bir şey yapamıyorsunuz.

Dans quel environnement des millions d’humains actuellement morts seront- ils ressuscités ?
Şimdi ölü durumda olan milyonlarca kişi nasıl bir çevrede diriltilecekler?

Qui donc s’intéresserait à la mort d’un vieux juif allemand ?
Ölmüş bir Alman Yahudisine kim önem verir... » — Ona değil.

Dans un autre concert, trois jeunes ont été piétinés à mort.
Yine başka bir konserde üç genç ezilerek öldü.

Le fait de savoir que Christ a le pouvoir de relever les morts devrait nous pousser à quoi faire?
Mesih’in ölüleri diriltme kudretine sahip olduğunu bilmek bizi ne yapmaya yöneltmelidir?

Mort ou parti, je suis seule.
Her halükarda hala yalnızım.

Quand il est mort, Kelly n'a pu se faire à l'idée de l'enterrer... donc elle l'a fait empailler.
Bay Simon göçüp gittiği zaman, Kelly onu gömmeye katlanamamıştı, bu yüzden onu doldurdu.

Je vous suivrai dans la mort.
Efendimiz, ölünce size katılacağız!

C' est plein de souches mortes, dans le désert
Hepsi çölde ölü ağaç gövdesi

Il a trouvé un enfant mort-né, dans un hôpital du nord.
Sehir disindaki bir Louisiana hastanesinden dogmadan olmus bir bebek bulmus.

Ma mère est morte quand j'étais petite.
Annem ben çok küçükken ölmüş.

Avec mon mari sur son lit de mort...
Ölüm döşeğindeki kocamla...

Le DCI m'a mis sur la commission trilatérale examinant la mort de Jai.
DCI beni Jai'in ölümünü soruşturan üçlü komisyona atadı.

Bodaway veut ma mort.
Bodaway ölmemi istiyor.

Je préfère te voir morte plutôt que devenir l'une d'entre eux.
Onlardan biri olacağına öl daha iyi.

Dès lors, la foi factice est aussi morte qu’un cadavre. En revanche, si nous accomplissons les œuvres chrétiennes avec de bons motifs, nous démontrerons que nous possédons une foi vivante, la foi véritable. — Jacques 2:14-26.
Böylece, sadece sözde kalan bir iman ruhsuz bir beden gibi cansızdır; doğru bir saikle Hıristiyan işlerine katılarak, gerçek diri bir imana sahip olduğumuzu ispatlamış oluruz.—Yakub 2:14-26.

Tu serais mort.
Senin canını alırdı.

Ici chez W Industries, les meilleurs chercheurs avec l'aide de l'armée U.S....... suite au dépeuplement des troupes développent une toxine, un virus facilement transmissible réanimant les tissus morts.
Burada, W Şirketinde askerlerle iş birliği içinde çalışan bilim adamaları, Birleşik Devletler ordusundaki asker sıkıntısına karşı, ölü dokuyu tekrar canlandıran bir toksin, kolaylıkla transfer edilebilen bir kimyasal virüs geliştiriyorlar.

Un geste, et vous êtes morts.
Kıpırdayan ölür!

Je ne me souviens de rien de la nuit de la mort d'Ali.
Ali'nin öldüğü geceden tek bir şeyi bile hatırlamıyorum.