беспрецедентный oor Turks

беспрецедентный

adjektief прилагательное

Vertalings in die woordeboek Russies - Turks

emsali olmayan

там, где это необходимо. Это беспрецедентный случай.
satışa çıkabilmesini sağlıyorlar. Bu emsali olmayan bir olay.

görülmemiş

Это совершенно беспрецедентный случай.
Bu bütünüyle eşi benzeri görülmemiş.

emsalsiz

Это - беспрецедентное событие в этом консервативном городе.
Bu muhafazakâr şehirde emsalsiz bir olayla karşı karşıyayız.

geçmişte emsali olmayan

voorbeelde

И это будет происходить беспрецедентными темпами.
Eğer Rus gribi baş gösterirse korunmuş olacaksınız.

Должна сказать, что рейдерство в отделе новостей было просто беспрецедентным.
Bir gazeteye baskın yapmak daha önce görülmemiş bir şey olmalı.

Количество римских легионов из-за гражданских войн достигло беспрецедентного числа (около 50) и было снижено до 28.
İç savaşlar yüzünden o güne kadar rastlanmamış sayılara ulaşan (50 civarında) Roma lejyonlarının sayısı 28'e düşürüldü.

Доктор сказал, это беспрецедентно.
Doktor bunun görülmemiş birşey olduğunu söyledi.

В беспрецедентном акте щедрости, необходимо быть очень подозрительным ко всем этим людям, в беспрецедентной, я использую это слово осторожно, в беспрецедентном акте щедрости, правительство того дня, приняло решение о погашении задолженности перед всеми кредиторами.
Eşi görülmemiş bir cömertlikle--ve bu insanlarla ilgili çok şüpheci olmalısınız-- Eşi benzeri görülmemiş--ve bu kelimeyi çok dikkatli kullanıyorum--- Eşi benzeri görülmemiş bir cömertlikle, Zamanın hükümeti, bütün alacaklılara geri ödemek için yazılı bir anlaşma yaptı ve imzaladı.

А это уже приводит к беспрецедентной и неожиданной моральной проблеме.
Ve bu daha sonra görülmemiş ve beklenmedik ahlaki bir tartışmaya yol açtı.

Но шутки в сторону. Думаю, в мире ещё много беспрецедентных проблем, которые сопровождаются эмоциональным всплеском — столкнувшись со стремительными переменами, многие люди хотят притормозить, и когда вокруг так много непонятного, они тянутся к знакомому.
Şaka bir yana, Sanırım dünyamız emsali görülmemiş zorluklarla karşı karşıya ve bunlar beraberinde duygusal bir geri tepme getiriyor. Her şeyin hızla değiştiği bu dünyada pek çok insan yavaşlamak istiyor.

Но осуждение и внимание, прикованное ко мне, не к истории, а лично ко мне, было беспрецедентным.
Hikayenin kendisinden ziyade benim mazur kaldığım ilgi ve yargının eşi benzeri görülmemişti.

Их требования являются беспрецедентными.
Eşi görülmemiş talepleri var.

▪ В 2007 году площадь арктических льдов сократилась «до беспрецедентно низкой отметки за все время спутниковых наблюдений».
▪ 2007 yılında Kuzey Kutup Bölgesinin denizlerindeki buz miktarı “uydu ölçümleri başladığından bu yana en düşük seviyeye” indi.

Ты смотришь на беспрецедентный доход для местного бизнеса.
Yerel işletmeler için eşi görülmemiş bir gelir kaynağı.

А то, что происходит в Африке -- это беспрецедентная угроза человеческому достоинству и равентсву.
Afrika'da karşı karşı olduğumuz durum ise, İnsan onur ve eşitliğine bir tehdittir.

Прошедшее десятилетие стало свидетелем беспрецедентного всплеска национализма.
Son on yılda, milliyetçilik olağanüstü boyutlara varmıştır.

Ведь если бы мы смогли это выяснить, мы бы получили в руки фактически беспрецедентный человеческий ресурс.
Çünkü eğer farkına varabilirsek, elimizdeki daha önce görülmemiş sanal olarak insan kaynağına sahip olabiliriz.

Ну что ж, остановка сердца это не беспрецедентный случай для здоровых женщин.
Sağlıklı genç kadınların ani bir kap krizi geçirmesi hiç görülmeyen bir şey değil.

И каковы шансы, что вы, просто проезжая мимо, случайно оказались здесь именно в тот день, когда произошло беспрецедентное, возможно, даже сверхъестественное событие?
Senin tam da eşi benzeri görülmemiş muhtemelen doğa üstü bir olay gerçekleştiği gün tesadüfen buradan geçiyor olma ihtimalin nedir?

Я сейчас попрошу тебя о деле беспрецедентной важности.
Hayatın boyunca senden isteyeceğim en önemli iş bu.

На самом деле наши исследования беспрецедентны...
Araştırmamızın eşi benzeri yoktur.

Это... это беспрецедентный случай
Bu eşi benzeri görülmemiş bir olay

В России президент Владимир Путин, столкнувшись с 2011 г. с нарастанием протестных настроений в обществе, взял курс на «закручивание гаек», включая драконовские ограничения на свободу слова и собраний, беспрецедентно жесткие санкции за критику власти в интернете и законодательное удушение независимых гражданских групп.
Rusya'da Vladimir Putin 2011 yılında baş gösteren toplumsal hoşnutsuzluğa, ifade ve toplanma özgürlüğünün gaddarca kısıtlanması, çevirimiçi muhalefe yönelik daha önce örneği görülmemiş yaptırımlar uygulanması ve bağımsız grupların örgütlenmesini sertçe kısıtlayan yasalar çıkartmak gibi, baskıcı bir gündemle yanıt verdi.

Профессор Ингельхарт считает, что в странах Запада из-за стабильности жизни «сложилось беспрецедентное чувство уверенности в завтрашнем дне» и что «это уменьшило потребность в утешении, которое традиционно предоставляла церковь».
Profesör Inglehart, Batı ülkelerinin zenginliğinin, insanlarda “görülmemiş bir güven duygusu” yarattığını ve “dinin öteden beri verdiği güvene duyulan ihtiyacı azalttığını” ileri sürüyor.

В условиях столь отсталой и оккупированной страны это стало беспрецедентным случаем.
Bu tür geri ve işgal edilmiş ülke koşullarında, o döneme kadar eşi görülmemiş bir olaydır.

Сибирские журавли вымерли в результате беспрецедентного сокращения их среды обитания.
Yaşam ortamlarındaki sulak alanlarda eşi benzeri görülmemiş azalmadan dolayı ak turnaların soyu tükendi.

Это - беспрецедентное событие в этом консервативном городе.
Bu muhafazakâr şehirde emsalsiz bir olayla karşı karşıyayız.

Этот график означает, что с точки зрения возможности изменить мир, мы живём в беспрецедентное время. И на мой взгляд, наше понимание этики ещё не успело осознать этот факт.
Bunun anlamı şu ki dünyayı değiştirme gücü konusunda insanlık tarihinde daha önce öngörülmemiş bir devirde yaşıyoruz ve ben etik düşünce şeklimizin buna henüz ayak uyduramadığı kanısındayım.