eş oor Arabies

eş

/ɛʃ/ naamwoord, bywoord

Bir evli kadın.

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

زوجة

naamwoord

Tom'un bir eşi ve küçük bir çocuğu var.
لدى توم زوجة وولد صغير.

زوج

naamwoord manlike

Bir evlilikteki erkek eş.

Tom'un bir eşi ve küçük bir çocuğu var.
لدى توم زوجة وولد صغير.

شريك

naamwoord manlike

Dişi, eşini aç tutarak erkeği, yiyecek arayışına devam etmek zorunda bırakır.
بإبقاء شريكها جائعاً فإن الأنثى تجبره ليستأنف بحثه عن الطعام.

مشترك · قسيم · نظير · زَوْجَة · زَوْج · زَوْجَه · مُمَاثِل · اش

Eş

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

اش

(Türkçe) (< eş) tıp. İnsan veya hayvanda yavru doğduktan sonra gelen etsi madde, döl eşi, son, plasenta [halk ağzı. eten, etene’dir].

Soortgelyke frases

Eş Adı Çözümleme Protokolü
بروتوكول Peer Name Resolution

eş anlamlı
ترادف · مرادف · مُتَرَادِف

eş anlamlılar sözlüğü
قاموس المترادفات

eşler arası ağ
شبكة نظير إلى نظير

eşi benzeri olmayan bir şey, eşi benzeri yok
شيء لا يدانى

eşler arası oturum
جلسة عمل نظير إلى نظير

eş düğüm
نظير

Eşler Arası Ağ
نظير إلى نظير

Gelişmiş Eşler Arası Ağ Oluşturma
شبكة نظير إلى نظير متقدمة

voorbeelde

Eşiniz ve siz hiç ayrıldınız mı?
هل سبق لكن أن تفرقتما ؟

Eşim beni öldürecek.
زوجتي ستقتلني

İyi günde kötü günde eşlerini sevmeye devam eden imanlı kocalar, cemaati seven ve onunla ilgilenen Mesih’i tam olarak örnek aldıklarını gösteriyorlar.
والازواج المؤمنون الذين يستمرون في محبة زوجاتهم، في السرّاء والضرّاء، يُظهِرون انهم يتبعون بدقة مثال المسيح في محبة الجماعة والاهتمام بها.

Eşim Deb' in A- tipi karakteri var.- Her şeyi mükemmel yapmalı
زوجتي (ديب) ماهرة في تحليل الشخصيات أنها تقوم بعملها على أكمل وجه

1912 yılında hapisten çıkarak Sankt-Peterburg'a geri dönmüştür ve eşiyle boşanmıştır.
وفي عام 1912، عاد إلى سانت بطرسبرغ وطلق زوجته.

(Yakub 3:2) Fakat evlilikteki hakaret sözlerinin kapsamı daha geniştir; eş üzerinde hâkimiyet veya denetim kurmayı amaçlayan, aşağılayıcı ve eleştirici sözleri içerir.
(يعقوب ٣:٢) لكنَّ كلام الشتم في الزواج هو اكثر من ذلك؛ انه يشمل الكلام المحقِّر والانتقادي بهدف التسلط على رفيق الزواج او التحكم فيه.

10 Burada Yeruşalim’e, Sara gibi çadırlarda oturan bir eş, bir ana olarak hitap ediliyor.
١٠ تخاطَب اورشليم هنا كما لو انها زوجة وأمّ تعيش في خِيَم، مثل سارة.

Sevgili eşim, imanlı can yoldaşım 1977’de öldü.
في سنة ١٩٧٧ ماتت زوجتي الحبيبة ورفيقتي الامينة.

Eşi Papa Leo'nun kızkardeşinden başkası değildi; kızı Maria ise Kara Çeteli Giovanni'yle evliydi.
والحقّ أنّ امرأته لم تكن غير أخت البابا ليون، وأنّ ابنته ماريا كانت قد تزوّجت يوحنّا «العصابات السوداء».

Oraya vardığımda ilk amacım bir daire bulmaktı, böylece eşimi ve yeni doğmuş bebeğim, Mealnie'yi, Idaho'ya benimle birlikte olmaları için getirebilecektim.
عقب وصولي هناك، الهدف الاول الذي كان لدي هو ان ابحث عن شقة، لاستطيع ان اجلب زوجتي و طفلتي الجديدة، ميلاني، لكي نجتمع معا في "ايداهو".

Ben ve eşimin hâlâ sizi sevdiğimizi bilmenizi isterim, Bay Peter.
فقط لعلمك, انا وزوجتي لازلنا نحبك سيد بيتر

6 Newton Cantwell (60 yaşında), eşi Esther, oğulları Henry, Russell ve Jesse ile birlikte özel öncü olarak hizmet ediyordu. 26 Nisan 1938 Salı günü Connecticut eyaletinin New Haven şehrinde duyuru faaliyetinde bulunmak üzere evden çıktılar.
٦ صَبَاحَ ٱلثُّلَاثَاءِ ٱلْوَاقِعِ فِيهِ ٢٦ نَيْسَانَ (إِبْرِيل) ١٩٣٨، ٱسْتَعَدَّ نْيُوتُن كَانْتْوِل (٦٠ عَامًا) مَعَ زَوْجَتِهِ أَسْتِر وَأَبْنَائِهِمَا هَنْرِي وَرَصِل وَجِيسِّي لِقَضَاءِ يَوْمٍ فِي ٱلْكِرَازَةِ فِي مَدِينَةِ نْيُوهَايْفِن بِوِلَايَةِ كُونَكْتِيكُت.

Kuşkusuz hayır; öyleyse eşinizin iyi taraflarını takdir etmeye gayret edin ve takdirinizi söze dökün.—Süleymanın Meselleri 31:28.
طبعا لا؛ لذلك اعملوا جاهدين على تقدير ما هو صالح في رفيقكم، وصوغوا تقديركم في كلمات. — امثال ٣١:٢٨.

Eliezer Rebeka’nın İshak için uygun bir eş olduğunu nasıl anladı?
كَيْفَ ٱنْتَقَى أَلِيعَازَرُ رِفْقَةَ لِتَتَزَوَّجَ إِسْحَاقَ؟

Korkak oluşumuz bize kahraman dul eşleriyle zaman yarattı.
تركوا لنا الجبن لنقضي الوقت مع أرامل الأبطال

Cinayet gecesi, ayağındaki alçıyı çıkarttın... ve eski eşinle kız arkadaşını takip ettin.
ليلة الجريمة نزعت جبيرتك وتبعتي زوجك السابق وصديقته

Pavlus oradayken yetkililere cesurca şahitlik etmek için eşine ender rastlanan fırsatlara sahip oldu.
وهناك فُتحت امامه فرص فريدة ليشهد بجرأة امام السلطات.

Test yaptırmak, zina olaylarında masum eşin korunmasına yardımcı olabilir.
ويمكن ان يساعد الفحص على حماية رفيق الزواج البريء في حالات الزنا.

Tanrı ve tüm dünya şahidimdir ki...... ben sizi memnun etmek ve isteklerinizi yerine...... getirmek için sadık ve itaatkar...... bir eş oldum
أُناشد الربوليشهد كل العالم إني كنت لك الزوجة الحقيقية المتواضعة المطيعة

Şu anda eşim değil.
حَسناً ، في الحقيقة ، هو لَيسَ زوجَي الآن.

İkisi erkek olduktan sonra bir erkeğin dokuza kadar eş alabileceğine...
كذلك في أن الرجل بوسعه الحضي بـ 9 نساء إذا إثنين منهنّ ذكوراَ ،

Eşiniz ve çocuğunuz var mı?
لديك زوجة وطفل.

Peter'a yardım etmemizi istiyorsan, eski eşinin kampanyasından çekilmelisin.
إن أدرت أن تساعد ( بيتر ) فأنسحب من حمله زوجتك السابقه

Kayıp eşinin adı da Kelly.
زوجـتـه المـفـقودة إسمها ( كيلي )

Kilise’nin Genel Görevli Fonu’na eşimin adına yapılan sayısız katkı için minnettarız.
نحن ممتنين للكثير من التبرّعات التي قُدّمت باسمها إلى الصندوق المالي لدعم العمل التبشيري للكنيسة.