süpürmek oor Arabies

süpürmek

werkwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Arabies

يكنس

Baban cadde süpürüyor diye kendini kötü mü hissediyorsun?
تشعـر بالأسى على نفسك لأن والدك يكنس الشوارع ؟

سپورمك

(Eski Türk. sipir-mek – süpür-mek) 1. (Bir yer veya şeyin) Üzerindeki toz, toprak ve çörçöp gibi şeyleri süpürge ile temizlemek: Süpürün hanları Osman geliyor / Dağların serdârı arslan geliyor (Türkü). Ben Moskova sokaklarını kadınların süpürdüğünü duydukça acıyorum (Burhan Felek). ♦ mec. 2. Süpürürcesine çıkarıp atmak, kovmak: Matbaada beyhûde para alanları, Şekipler’i, Râciler’i; süpürürüz, siz Sait’le Sâip üç kişi gazeteyi pekâlâ idâre edersiniz (Hâlit Z. Uşaklıgil). Rüzgâr (...) ölü ve karanlık şekilleri süpürdükten sonradır ki bugünkü medeniyetin baharı başlar (Ahmet Hâşim). 3. Hiçbir şey bırakmamacasına tüketmek, bitirmek, yok etmek, silip süpürmek: Keçeci Fuad Paşa’nın, “Osmanlı târihinin dîbâcesi yandı” diye ağladığı 1271 yangını Sarayiçi’ni ve bütün Bursa’yı âdetâ süpürdü (Ahmet H. Tanpınar). ► Süpürmek fiiliyle deyim: Silip süpürmek.

مَسَحَ

Yemek pişirmek, sofra hazırlamak, evi süpürmek.
اعداد المقبلات والطهى ومسح أرضيات المنزل

voorbeelde

Etrafı süpürmekte serbest.
علاقة مفتوحة هي لا تمانع ان تتنقل للتنظيف

Bu isimlerin bir kısmını süpürmek için bir süpürge ve faraş.
أي مجرفة ومكنسة للكِناسَة البعض مِنْ هذه الأسماءِ.

Bütün bir yılımı bir deli gibi daireyi süpürmekle geçirdim!
أمضت السنة الماضية بتنظيف الشقة كالمجنونة!

Bir yorumcu şöyle diyor: “Dolayısıyla böyle bir yerde madeni para gibi küçük bir şey kaybolduğunda, onu bulmak için ışık yakmak ve evi süpürmek yapılabilecek en doğal şeydi.”
يقول احد المعلقين: «اذا فُقد في مكان كهذا غرض صغير نسبيا، مثل قطعة نقود، فما من طريقة افضل لإيجاده من ايقاد السراج وكنس البيت».

Cumhuriyet 500 yıldır çalışıyor, oysa O ne yapmak istiyor Cumhuriyeti uzaklara silip süpürmek.
لقد نجحت لـ500 عام ، مع ذلك سيمحيها.

Eşyaların altını süpürmek için belden eğilmektense, dizlik kullanarak bir dizinizin üzerine çökün.
وبدلا من الانحناء من الخَصْر لتنظيف الاشياء السفلية، اركعوا على ركبة واحدة، مستعملين ضمادات للرُّكب.

Elektrik süpürgesiyle süpürmek, tuvaletleri ve pencereleri temizlemek, toz almak, çöp kutularını boşaltmak, yerleri paspaslamak ve aynaları silmek de dahil haftalık yapılacak görevler listede belirtilmelidir.
ويلزم ان تدرج هذه اللائحة المهام التي ينبغي إنجازها اسبوعيا، بما في ذلك التنظيف بالمكنسة الكهربائية، تنظيف النوافذ، مسح الغبار عن الطاولات، إفراغ سلال المهملات، مسح الارض، وتنظيف المرايا.

Ve tüm birikimini silip süpürmek mi?
و تقضي على مدخرات عمرك ؟

Gedik açılsa bile kaleyi silip süpürmek için binlerce asker gerekir.
حتّى إذا اخُترِقَ سنحتاج لعدد يفوق الخيال لاقتحام القلعة الآلاف

Ben " içerisi " derken beyin kıvrımlarında evini elektrikli süpürgeyle süpürmek mi dolandı?
حين قلت " داخلي " دماغك ذهبت إلى مكان داخل منزلك مثل كنس ؟

Duyguları, PMS paspasının altına süpürmek kadınları negatif duyguların kaynağını anlamaktan alıkoyuyor. Ayrıca değiştirme fırsatını da götürüyor.
كنس العواطف تحت بساط الPMS يجعل النساء بعيدين عن فهم مصدر عواطفهم السلبية ، ولكنها أيضا تجعلهم بعيدين عن إنتهاز فرصه لاتخاذ موقف لتغيرهم .

Kötülüğü süpürmek için buna nasıl erişeceğimizi öğrenme zamanımız geldi.
حسناً ، حان الوقت فلقد تعلّمنا بأن ندخل عن طريق كنس الشرّ

Ultra onu halının altına süpürmek istedi.
أرادت ( أولترا ) أن تقضي عليه تماماً.

Senin planın ne peki, tente atın kafasına sıkışık haldeyken bahar gelene kadar yerleri süpürmek mi?
إذا خطتك هي أن تجرفي الثلج حتى الربيع في حين أن الحصان محاصرتحت قماش القنب هذا ؟

Ben etrafı süpürmekle başlardım.
كنتُ سأبدأ بإستخدام المكنسة!

Ne, bazı eski Hunks eğer deniz - kaptan siparişleri bana bir süpürge almak ve güverte aşağı süpürmek için?
أوامر قائد لي للحصول على مكنسة وكنس أسفل الطوابق ؟

Artık olayları halının altına süpürmek yok.
لا شيء أكثر شمولا تحت البساط.

Yerleri süpürmek, camları silmek ve bebek arabasını itmek, sağlıklı birer egzersiz olarak görülebilir mi?
هل يمكن اعتبار تنظيف السجاد وغسل النوافذ ودفع عربة الطفل تمرينا صحيا؟

Çoktan hallettim, süpürmek dışında.
لقد إنتهى كل شيء عدا المماسح

Süpürmek mi?
الكنس ؟

Süpürgenin bilinen gücü, kötülüğü yolundan süpürmektir.
إنَّ هدف المكنسة التقليدي هو أن تكنسي الشرّ من طريقكِ

İnsanlar, gerçekte yaşananları hâlen halının altına süpürmek istiyor.
الواقع يقول أن الناس مازالوا يرغبون فى رؤية أسوء الأمور

Sabah çöpçüleri mahallelerde belirli bölgeleri süpürmekle görevlidir.
وأدخل الخل في بعض المناطق كمحمض للسلطات.

Her gün bu serseriye kaldırımı süpürmek için bir dolar veriyorsun.
كل يوم تعطي ذلك الحقير دولاراً ليكنس الرصيف ؟

Evi süpürmekte kullanılan saplı süpürgeler, palmiye yapraklarının damarlarından yapılmaktaydı.
والمكانس لكنس البيت كانت تُصنع من عروق اوراق النخل.