sürahi oor Deens

sürahi

Vazo şekilli, kulbu ve emziği olan, içecek servisi yapmak için kullanılan bir kap.

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

karaffel

naamwoord algemene

Sürahi

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

Karaffel

voorbeelde

Helen, bir sürahi.
Et krus øl.

Onu sürahi yaparken gördün mü?
Har du set ham lave en?

İbrikotunun ibrik ya da sürahiye benzeyen her bir yaprağının tepesinde yağmur suyunun girmesini önleyen bir kapak bulunur.
Hvert af kandebærerens blade ligner en kande og har et låg som holder regnen ude.

Peki, #' le devam ediyoruz, bir sürahi
Vi går videre til nummer

Oradaki sürahi suratı hatırlıyor musun?
Det der leransigt du har derinde?

Sürahiler güzelmiş.
Pæne kander.

Kendiminkini bira sürahisinin içinde buldum.
Jeg fandt min i en kande med øl.

Sürahiler
Kander

Calpurnia verandadaki masanın üstüne bir sürahi ve üç bardak koydu.
Calpurnia stillede en kande og tre glas ud på verandaen og gik så ind til arbejdet igen.

Hemen şurada oturuyoruz, bir sürahide biramız var
Vi sidder lige derovre med en kande

Güzel bir sürahi çizelim.
Lad os kopiere de her tekander.

Bir sürahi daha, güzel kadın.
Endnu en kande, min gode kvinde.

Adam sıradan bir sürahi dedi!
Han sagde, det er en normal kande.

Kulplu sürahiler polipropilenden yapılmaz.
Krus af polypropylen.

Bankın üstünde tas ve sürahinin üstünde havlu ve sabun var.
Der er en balje på bænken og et håndklæde på kanden og sæbe.

Beni rahatsız ettiğin için kafana süt sürahisini atıp kırdığım günü hatırlıyor musun?
Du husker vel den dag, da jeg slog den fine flødekande itu, som jeg havde kastet mod dit hoved, fordi du plagede mig?

Hatter değişikliğinden kaynaklanan herhangi bir avantajı var sadece biriydi: Alice oldu eskisinden daha kötü bir iyi bir anlaşma, Mart Tavşanı olarak sadece içine süt sürahi altüst etmişti onun tabağından.
Hattemageren var den eneste, der fik nogen fordel af ændringen: og Alice var en god del værre stillet end før, havde som haren bare ked af mælken- kande ind hans tallerken.

Yanlış sürahi.
Forkert kande.

Bir sürahi sıcak kahve ve birkaç paket Lucky Strike istiyorum
Jeg kunne godt bruge en kande kaffe og et par pakker Lucky Strike

Vazolar, sürahiler.
Vaser, kander.

Babam beni yatakta gördüğünde bir sürahi soğuk suyu üzerime dökerdi.
Hvis min far så mig ligge i sengen, hentede han en kande med koldt vand, og plask!

Üstelik sürahiye bile koydum!
Jeg dekanterede den oven i købet.

Tatlım, şimdiden bir sürahi içtim.
Skat, jeg har drukket en kande.

Memeli, sürahi ver.
Hit med kanden, babs.

Bir sürahinin 50 $ olduğuna inanabiliyor musun?
Er det ikke utroligt, at de tager 50 dollar for en kande?