süpürmek oor Deens

süpürmek

werkwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

støvsuge

Yerleri süpürmek, camları silmek ve bebek arabasını itmek, sağlıklı birer egzersiz olarak görülebilir mi?
Kan man sige at det at støvsuge, vaske, pudse vinduer og køre med barnevogn er sunde motionsformer?

rydde op

voorbeelde

Her sabah ilk işiniz bu kaldırımı süpürmek olacak.
Det første, l gør hver morgen, er at feje fortovet.

Eşyaların altını süpürmek için belden eğilmektense, dizlik kullanarak bir dizinizin üzerine çökün.
I stedet for at bøje i taljen når du skal støvsuge under genstande, så læg dig på knæ og brug knæbeskyttere.

Ve tüm birikimini silip süpürmek mi?
Med hele din opsparing?

Gedik açılsa bile kaleyi silip süpürmek için binlerce asker gerekir.
Om så muren revnede, ville det kræve tusinder at storme fæstningen.

"""Ejderha Yüceefendileri'ne bir haber yollayalım: 'Gelip bizi silip süpürmek için zahmet buyurmayın."
"""Send bud til Drageherrerne: 'Gør jer ikke den umage at komme og udslette os!"

Tek başına üçüncü çeyrekteki tüm kârımızı silip süpürmek üzere.
Han smadrer vores kvartalsoverskud.

Senin planın ne peki, tente atın kafasına sıkışık haldeyken bahar gelene kadar yerleri süpürmek mi?
Du skal skovle sne indtil foråret, mens hesten står under en presenning.

Ben etrafı süpürmekle başlardım.
Begynd at gøre rent.

Kendimi ' Görev: Onun ayaklarının altını süpürmek ' adl küçük bir harekete hazırlıyorum. "
Jeg gør mig klar til, at begynde en lille ting kaldet " Operation Fej Fødderne Væk Under Hende "

Ne, bazı eski Hunks eğer deniz - kaptan siparişleri bana bir süpürge almak ve güverte aşağı süpürmek için?
Hvad af det, hvis nogle gamle hunks i et hav Kaptajn ordrer mig at få en kost og feje ned i dæk?

Yerleri süpürmek, camları silmek ve bebek arabasını itmek, sağlıklı birer egzersiz olarak görülebilir mi?
Kan man sige at det at støvsuge, vaske, pudse vinduer og køre med barnevogn er sunde motionsformer?

Süpürmek mi?
At feje?

Bir lamba yakıp, “onu buluncıya kadar” bütün evi süpürmek üzere gayretini esirgemez.
Hun skyr ingen anstrengelser for at finde den — nej, hun tænder en lampe og fejer hele huset og leder omhyggeligt „indtil hun finder den“.

Her gün bu serseriye kaldırımı süpürmek için bir dolar veriyorsun.
Du giver den azupep en dollar for at feje vores fortorv.

Kar süpürmek gibi.
Sne skovl

Bir işçinin vazifesi iş yerinin koridorunu süpürmekti.
En ekspedient havde blandt andet til opgave at feje midtergangen på firmaets lager.

Tek hevesim saç süpürmek bulaşık yıkamak ve yalnız bırakılmayı istemek olamaz mı?
Hvad, hvis min ambition er at feje hår vaske op og blive ladt i fred?

Her sabah ilk işiniz bu kaldırımı süpürmek olacak
Det første, l gør hver morgen, er at feje fortovet

Evi süpürmekte kullanılan saplı süpürgeler, palmiye yapraklarının damarlarından yapılmaktaydı.
Og fejekostene var lavet af bladribbe fra palmebladene.

Jemmy yulaf ezmesini, yalnızca yemek yemeye odaklı bir pirana gibi silip süpürmekle meşguldü; henüz gidememiştik.
Jemmy spiste løs af sin grød med samme maniske ensporethed som en sulten piratfisk; vi kunne ikke gå lige med det samme.

Ben sokakları süpürmek için buradayım!
Jeg er her for at moppe gaderne!

Yeri süpürmekten, bulaşık yıkamaktan mutlu olacak mısın?
Er du glad for at feje gulve og vaske op?

Tanrı ‘toprağın yüzünden her şeyi silip süpürmek’ için kimi kullanacaktı?
Hvem ville Gud bruge som sit redskab til at „rive alt bort fra jordens flade“?

Yani 2. aşama ne var ne yoksa silip süpürmek mi?
Så fase to er, at vi drikker os i hegnet.

Bacağı süpürmek gibi mi yani?
Du mener feje benene væk?