Süpür oor Deens

Süpür

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

Oprydning

voorbeelde

Süpürün!
Ja, børst!

Onlar durumu kavrayamadan tufan geldi ve onların hepsini silip süpürdü.
Men deres mange daglige gøremål blev deres død.

Zaman bildiğin her şeyi silip süpürdü.
Tiden har udslettet alt det, I kendte.

Fakat yaklaşırken Astinus'un cüppesi, uzanmış metalik renkli eli süpürdü.
Men, da han nærmede sig, havde Astinus' kåbe strøget hen over en af de udstrakte, metalfarvede hænder.

Cüce, süpürse vs...
Med dværg, kost og det hele.

Evet, geçirdiğim tüm cumartesi gecelerine acıyorum doğrusu çünkü bu seferki diğer hepsini sildi süpürdü.
Denne lørdag slog alle andre lørdage, jeg har haft.

Aşağı in ve eline süpürgeyle faraşı al ve gidip biraz sağı solu süpür, tamam mı?
Gå ned og find en kost og en fejebakke, og så fej noget grus, ikke?

Çikolatalı pastamışcasına silip süpürdüler!
De labbede det i sig, som var det en chokoladeéclair.

Bilirsin seninle gurur duyarım dünyayı kurtarsan da yerleri süpürsen de.
Du ved, jeg er stolt af dig... uanset om du redde verden eller feje et gulv.

Savage'ın ordusu dünya üzerindeki en korkutucu orduları bile silip süpürdü.
Savages hære har nedkæmpet de mest formidable militærenheder i verden.

Böcekler yaprakların işlem görmemiş tarafını silip süpürdüler, fakat neem özü bulunan yarısına dokunmadılar.
Billerne åd den del af bladene der ikke var blevet sprøjtet, men rørte ikke den anden halvdel.

Bu sabah verandayı süpürdün mü?
Har du fejet verandaen her til morgen?

Aksın su ve silsin süpürsün bu hüznü.
Lad vandet løbe ned og fjerne denne tilstand.

Whitehall her şeyi silip süpürdü.
Whitehall udslettede hende.

Camın çoğunu süpürdüm ama yine de bastığın yere dikkat et.
Jeg støvsuget op mest glasset men jeg vil stadig se dine skridt.

Uçan sirki İngilizleri gökyüzünden sildi süpürdü
Hans flyvende cirkus skød briterne ned

Sil süpür gitsin.
Bare hæld det ned.

‘Tufan geldi ve hepsini silip süpürdü’ (Matta 24:36-42). Elçi Petrus bu tarihsel olay aracılığıyla bize yarını düşünerek yaşamamız gerektiğini hatırlattı.
(Mattæus 24:36-42) Apostelen Peter henviste til denne historiske begivenhed for at minde os om behovet for at leve med morgendagen i tanke.

İyice yalayıp süpürün.
Slik lortet op.

Bir dal aldı ve izlerini süpürdü.
Han tager bare en gren, og dækker sporene.

iPhone piyasaya çıktı ve çıkmasıyla beraber tüm piyasayı süpürdü.
Da iPhonen kom på markedet, blæste de hele markedet væk.

Gerekiyorsa yerleri süpür veya sil.
Fej, vask eller støvsug gulvet hvis det er nødvendigt.

Evi süpür!
Så støvsug.

Halının altına süpür gitsin.
Bare lad det ligge.

Piyasadaki diğer bütün radyo istasyonlarını silip süpürdük.
Og nu var vores radiostation byens førende.