çok fazla oor Frans

çok fazla

Vertalings in die woordeboek Turks - Frans

démesurément

bywoord

extrêmement

bywoord

Ajan Hotchner, bizden istediğiniz şey çok fazla hassas bir konu.
Agent Hotcher, ce que vous demandez est un sujet extrêmement sensible.

trop

bywoord

Tom çok fazla konuştu ve sırrı ağzından kaçırdı.
Tome parla trop et laissa échapper le secret.

voorbeelde

Çok fazla alete ihtiyacımız olacak
Nous allons avoir besoin de beaucoup d'équipement.

Ya bu işi kolay zannediyorsunuz ya da birbirinizle kavga etmeye çok fazla odaklanıyorsunuz
Soit vous êtes devenus paresseux, soit vous passez trop de temps à vous quereller les uns et les autres.

Çok fazla yemeğimiz olmasa da, değil mi?
La nourriture n'est pas terrible, n'est-ce pas?

Çok fazla.
Beaucoup.

Teori bu, fakat çok fazla iş aksamaları oluyor.
En tout cas en théorie, mais il y a des coupures de service.

Bir dileğimi de buradan vurgulamak istiyorum ki.. .. bu olayla ilgili olarak medya çok fazla sansasyon yaratmaya çalışmamalıdır.
J'espère également... que les médias ne dramatiseront pas les faits.

O sene, çok fazla yaptığım birşey her çeşit araştırmaya bakmaktı, bu konu hakkında birçok veriye göz attım.
Durant cette année, ce que j'ai vraiment beaucoup fait était de regarder toutes sortes d'enquêtes, de regarder tout un tas de données sur ce sujet.

Birileri çok fazla Discovery Channel izliyor.
Tu regardes trop Discovery Channel.

Son zamanlarda ise çok fazla.
Mais depuis peu, il y en a plein.

Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor.
Judy passe beaucoup de temps à se regarder dans le miroir.

Bunun için benimle çok fazla samimiydin.
Vous êtes trop éloigné de moi pour cela.

Çok fazla kan kaybediyoruz.
On perd trop de sang.

“Madam,” dedi Monte Cristo, “sayın kont ve siz çok basit bir eylemi çok fazla bir yüce gönüllülükle ödüllendiriyorsunuz.
«Madame, dit-il, M. le comte et vous me récompensez trop généreusement d’une action bien simple.

Bu çok fazla yakın.
C'est beaucoup top poche.

Bu çok fazla mı?
C' est beaucoup?

Çok fazla kişi öldürdüm...
J'ai tué beaucoup de gens...

Çok fazla düşünüyorsun..
Tu y penses trop.

Çok fazla yapacak işim var
J' ai trop de choses en cours

Çok fazla aksiyon olacak ve o süreye ihtiyacımız var.
Il y a beaucoup d'actions qui se passent et nous avons besoin de ce temps.

Çok fazla duman yapıyor.
Ça fait beaucoup de fumée.

Çok fazla testesteron beyin hücrelerini öldürür.
Et trop de testostérone dans le corps, ça tue les neurones.

General Karışıklık, bu istediğimden çok fazla
Ça dépasse de beaucoup mes intentions

Havada çok fazla var.
L'air en est chargé.

Çok fazla eğlenirim.
Je fais trop la fête.

Söylendiği kadarıyla bu üründe çok fazla işçilik varmış.
Cela dit, celui-ci demande beaucoup de travail.