doldurmak oor Indonesies

doldurmak

Verb, werkwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Indonesies

memenuhi

werkwoord

Onlar, çağırıldıkları önemli mevkileri doldurmak için son derece nitelikli kişilerdir.
Mereka sangat memenuhi syarat untuk mengisi posisi penting di mana mereka dipanggil.

Soortgelyke frases

vaktini doldurmak
meninggal dunia · wafat

voorbeelde

Amaç sadece zihinleri bilgiyle doldurmak değil, ailenin her ferdinin yaşam tarzıyla Yehova’ya ve Sözüne sevgi göstermesine yardım etmekti.—Tesniye 11:18, 19, 22, 23.
Tujuannya bukan sekadar memenuhi pikiran dengan fakta-fakta namun membantu setiap anggota keluarga agar hidup sedemikian rupa sehingga memanifestasikan kasih kepada Yehuwa dan Firman-Nya.—Ulangan 11:18, 19, 22, 23.

Destek ekibine ulaşmayı denemenize rağmen yine de resmi şikayette bulunmak istiyorsanız bunun en iyi yolu online formumuzu doldurmaktır.
Jika Anda telah mencoba menghubungi tim dukungan dan ingin mengajukan keluhan secara resmi, cara terbaik untuk melakukannya adalah dengan melengkapi formulir online kami.

Bunun için, sizi olaydan sonra suç ortağı olarak suçlayabiliriz sadece Van Gogh için değil stoklarını doldurmak için King ailesinin işlediği her suç için buna adam kaçırma ve zorla alıkoyma dahil.
Dengan demikian, sesuai fakta itu kami akan mengenakan biaya, tidak hanya untuk Van Gogh, tetapi untuk setiap kejahatan keluarga King yang telah berkomitmen untuk memperoleh sisa saham mereka, termasuk penculikan dan hukuman penjara yang palsu.

Bedenin ve gözlerin bencil arzuları onda da uyandırılmak, insanlar üzerindeki etkisi ona gösterilerek, onu bu dünyanın gururuyle doldurmak ve böylece onun bu dünya gibi olması için gayret sarf edildi.
Dalam godaan itu dicoba untuk menimbulkan keinginan yang mementingkan diri dari tubuh dan mata dan lagi supaya ia memamerkan dirinya untuk dikagumi orang lain—ya, supaya ia menjadi seperti dunia ini.

Bunun çok geçerli bir nedeni vardır. Mideyi karla doldurmak, ölümcül olabilir.
Dan dengan alasan tepat, mengisi perut dengan salju bisa fatal.

Tanrı’nın insanın burnuna üflemiş olduğu şey, “hayat nefesi” diye adlandırılmaktadır. Bu, ciğerleri hava ile doldurmakla kalmayıp aynı zamanda bedene, nefes almakla idame ettirilen hayat kuvvetini bahşetmiştir.
Yang Allah hembuskan ke dalam lubang hidungnya adalah ”nafas hidup”, yang bukan saja membuat paru2 itu jadi terisi hawa udara, melainkan juga daya hidup yang kemudian dipertahankan melalui pernapasan.

Benim hobim bir şeyleri doldurmaktır.
Hobi saya adalah benda barang.

Şablonu doldurmak ve pürüzsüz bir sonuç elde etmek için çeşitli yollar var.
Ada banyak cara untuk mendapatkan permukaan itu.

Godric, formları doldurmak için suitime gel.
Godric, datanglah ke kamarku untuk mengisi formulir.

Benimkini kahkaha, mutluluk ve aşkla doldurmak istiyorum.
Aku ingin mengisi hidupku dengan gelak tawa, kebahagiaan dan cinta.

Patent dosyalarını doldurmak bile yıllar alacak.
Kita akan memiliki hak patennya.

Şifalı deniz ürünlerini kullanmak, gelişen ve dinamik bir sistemin oluşmasına imkan sağlar ve onlara kaynak teşkil eden denizlerle olan karşılıklı ilişkimizi tasdik eder. Böylece, denizleri yeniden doldurmak için gösterdiğimiz çabamızı ve kendini yenilemesi için olan teşvikimizi izah etmiş oluruz.
Pemulihan makanan laut memungkinkan sebuah sistem dinamis yang berkembang dan mengakui hubungan kita dengan lautan sebagai sebuah sumber daya, menyarankan agar kita terlibat dalam pemulihan samudera dan meningkatkan ketahanannya.

Kalbini şiirle doldurmak istiyorum.
Aku ingin mengisi hatinya dengan puisi.

Eğer sözde hafıza kaybına bağlı olarak geçmişindeki boşlukları doldurmakta zorlanıyorsan belki ben yardımcı olabilirim.
Jika kau kesulitan mengingat masa lalumu akibat yang katanya amnesia itu, mungkin aku bisa bantu.

6 Böylece, tıpkı Hezekiel ve Zekarya tarafından bildirildiği gibi, Sur’un toprağı ve yıkıntıları gerçekten doldurmak amacıyla suya atıldı.
6 Maka, seperti yang dinubuatkan oleh Yehezkiel dan Zakharia, debu dan puing-puing Tirus memang dibuang ke tengah-tengah laut.

Patent dosyalarını doldurmak bile yıllar alacak
Kami akan bisa mengajukan paten selama bertahun- tahun

Sonra balonları fermente edilmiş gazlarla doldurmak yetiyor, her şey hazır!
Selanjutnya tinggal mengisi balon tersebut dengan gas fermentasi, et voila.

Sen arabanın silahlarını doldurmakla falan uğraş.
Masukkan senjata di dalam mobil dan hal-hal lain.

Evet, sanırım boşlukları doldurmak isterim, tamam mı?
Kurasa aku suka mengisi kekosongan, mengerti?

Boşluğunu doldurmak için onları yarattım.
Aku ciptakan mereka untuk mengisi kekosonganmu.

Neden gözlük doldurmak değil mi?
Mengapa kita tidak mengisi gelas?

Belki de sadece deposunu bedavaya doldurmak istiyordur
Mungkin dia hanya ingin mengisi bahan bakarnya secara gratis

Bugün “büyük kalabalık” gökteki Krallık mesajına karşılık verirken “bütün milletlerin değerli şeyleri” Yehova’nın ruhi mabedine gelmekte ve Tanrı’nın ‘evini izzetle doldurmaktadır.’—Haggay 2:1-9; Vahiy 7:9.
Dengan ”kumpulan besar” menyambut berita Kerajaan dewasa ini, ”barang yang indah-indah kepunyaan segala bangsa” berdatangan ke bait rohani Yehuwa, dan Ia ”memenuhi Rumah[-Nya] dengan kemegahan.”—Hagai 2:1-10; Wahyu 7:9.

Boşlukları doldurmak ister misiniz?
Anda ingin mengisi kekosongan?

Klaus'u en çok mutlu eden şey bir öğleden sonra boyunca kafasını kitapların içerikleriyle doldurmaktı.
Dan tidak ada yang lebih menyenangkan bagi Klaus dibandingkan menghabiskan sore dengan mengisi kepalanya dengan kontennya.