kızak oor Italiaans

kızak

Vertalings in die woordeboek Turks - Italiaans

slitta

naamwoord vroulike

Tom ve Mary atlı kızak yolculuğuna gitti.
Tom e Mary hanno fatto un giro su una slitta trainata da dei cavalli.

Kızak

Vertalings in die woordeboek Turks - Italiaans

slitta

noun verb

Tom ve Mary atlı kızak yolculuğuna gitti.
Tom e Mary hanno fatto un giro su una slitta trainata da dei cavalli.

slittino

verb noun

sport invernale

Tom ve Mary atlı kızak yolculuğuna gitti.
Tom e Mary hanno fatto un giro su una slitta trainata da dei cavalli.

Squero

Soortgelyke frases

kızak için uygun yokuş
costa · costiera · litorale

voorbeelde

Biz de zaten onu evlatlık almışız çünkü gerçek ailesi, kızak köpekleri tarafından canlı canlı yenmiş mi?
E per quanto riguarda la nostra parte della famiglia, e'stato adottato perche'i suoi veri genitori sono stati sbranati vivi dai loro stessi cani da slitta?

Orada oturup kızağıma baktığımı hatırlıyorum.
Mi ricordo che stavo seduto là a guardare la mia slitta.

Biz an Haskilerin çektiği kızaklara biniyorum, her zamanki gibi, ve birden bu " küresel ısınma " oluveriyor.
Un minuto prima sto a fare la muffa con gli Husky, come sempre, e tutto ad un tratto ecco il riscaldamento globale!

Kızak yolculuğuna çıkıyoruz.
Andiamo a traino!

Yaylanın, sıcaklığı -20 C derecenin altına düştüğü kışlarında atlı kızakla kırsal yerlerde şahitlik ediyorduk.
Durante gli inverni nelle praterie, con temperature molto al di sotto dello zero, davamo testimonianza nelle zone rurali con una slitta tirata da un cavallo.

Bir de kızak ve kayak buldum.
Ed ho trovato una slitta e degli sci.

* Kapı çıngırağı, kızak çıngırağı ve et yanında makarna *
# Doorbells and sleigh bells # # and schnitzel with noodles #

O, onun kızak ekibi fırladı ıslık verdi
Saltò in slitta, per la sua squadra ha dato un fischio,

" Kızağı parçalıyoruz. "
Vogliamo smantellare la slitta ".

Bob, kızakları temizle ve onları buraya getir.
Scaricate la slitta e portatela qui.

Noelle’in yarıştığı dal olan skeletonda, atletler hızlıca koşup sonra başları önde, küçük bir kızağa dalarak momentumlarını yakalarlar.
Nello skeleton — la competizione sportiva di Noelle — gli atleti si lanciano a testa in giù su un piccolo slittino dopo aver fatto uno sprint per acquisire slancio.

Bu durumda kızağı kullnabileceği kadar çok ışık üretmes...
Per produrre abbastanza luce da guidare una slitta...

24 Ocakta ise kızağa çekildim.
Il 24 gennaio, venni sospeso

Kızağa tak.
Aggancialo alla slitta.

Kızağı.
Slitta.

Hiç kızak yok!
Non hai una slitta.

Kızak kayacağız, buz pateni yapacağız, buzda balık tutacağız, kardan melekler yapacağız.
Andremo sulle slitte, pattineremo, pescheremo, faremo gli angeli nella neve.

Uçuş giysisi ve kızak...
E la tuta di volo e I'aliante...

Bir Olimpik atletin kısa süreli performansındaki belli adımlar, buz patencileri ve snowboardcular için atlamalar ya da manevralar, yarış kızağı pistindeki virajların başarıyla alınması veya yokuş aşağı slalom pistindeki kapıların [direk çiftleri] arasından geçmek nasıl kesinlikle gerekliyse -aynı şekilde bizim hayatımızda da- dünyada ruhsal performansımız sayesinde ilerlememizi sağlayan kontrol noktaları gibi belli şeyler mutlaka gereklidir.
Proprio come certi passi sono necessari durante la breve prestazione di un atleta olimpico (salti e manovre di un pattinatore su ghiaccio o di uno snowboarder, calcolare le curve di una discesa con il bob o passare attraverso le porte di una pista in discesa), anche nelle nostre vite vi sono certi passi che sono assolutamente necessari — delle pietre miliari che segnano il progresso del nostro operato spirituale sulla terra.

İşte, Sven için yeni bir kızak.
" Oh, una nuova slitta per Sven! "

Son on yılın en popüler Noel şarkısı Kaçak Kızak'ı yazmanın neresi sıkıcı ki?
Cosa c'e'di noioso nell'aver scritto " Runaway Sleigh ", una delle canzoni di Natale piu'famose del decennio?

Kızağımdaki atların buzdan bir kabukla kaplandığını, nefeslerinin daha burun deliklerinde donup kaldığını gördüm!
Ho visto i cavalli della mia slitta ricoperti da una corazza di ghiaccio, col fiato incollato alle narici!

Pazar günü Max’la kızaktan inerken kafasını incitti.
Domenica si è fatta male alla testa scendendo giù per la pista con Max.

Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Campanelli, campanacci E biscotti croccanti

Bu foto Sea Falcon'un 2005'te hurdaya çıkarıldığı Bangkok'taki kızağa ait.
Questa è stata fatta nel 2005, al cantiere navale di Bangkok dove la Sea Falcon è stata smantellata.