kızamık oor Italiaans

kızamık

Noun, naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Italiaans

morbillo

naamwoord manlike

Kızamık virüsü çok bulaşıcıdır.
Il virus del morbillo è molto contagioso.

Kızamık

Vertalings in die woordeboek Turks - Italiaans

morbillo

naamwoord

malattia umana virale

Kızamık virüsü çok bulaşıcıdır.
Il virus del morbillo è molto contagioso.

voorbeelde

" Kızamık! " diye bağırdı Polly, yeni baştan haykırarak.
" Il morbillo! ", gemette Polly, scoppiando di nuovo a piangere.

Tom kızamık çıkardı.
Tom ha il morbillo.

Ortalıkta kızıl ya da kızamık salgını olduğu, Anne onları dışarı bırakmadığı sıralar uzun aralar verirlerdi oyunlara.
C'erano lunghi periodi di tempo in cui la rosolia o la scarlattina giravano e mamma non li lasciava uscire.

Tom'un kızamığı yok.
Tom non ha il morbillo.

Her yıl, beş yüz bin çocuk kızamıktan ölüyor ve bir milyar kişi tropikal hastalıklara tutuluyor.
Cinquecentomila bambini muoiono ogni anno di morbillo, e un miliardo di persone sono afflitte da malattie tropicali.

Seni bir kızamık için iki kabakulak karşılığında sattım Bella.
Ti offro due orecchioni in cambio di un morbillo, Bella.

Kızamık oldukları belli.
È morbillo, che facciamo?

Yani hiç kızamık, kabakulak ve su çiçeği testi yaptırmadınız mı?
Quindi, non ha fatto esami per morbillo, parotite o rosolia?

Bu salgınla alakalı trajik şeylerden biri, dünyada tedavisi en kolay hastalıklardan biri olan kızamığın bağışıklık sistemi zayıf olan bir çocuk için öldürücü olabilmesidir.
Una delle cose tragiche di questa epidemia è che il morbillo, potenzialmente fatale in bambini dal sistema immunitario debole, è una delle malattie più facilmente prevenibili.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, yeni aşılar kızamık, kabakulak ve kızamıkçığın yol açtığı ölümleri önemli ölçüde azalttı.
Nei paesi sviluppati nuovi vaccini ridussero drasticamente le vittime di morbillo, parotite e rosolia.

Kızamık, kabakulak, kızamıkçık.
Morbillo, parotite, rosolia.

Kızamıklarım var.
Ho il morbillo.

Yani kızamık, kabakulak ya da su çiçeği bile geçirmedi.
Niente morbillo, orecchioni, varicella.

Avrupalılarla bu kadar iç içe olmalarının sonucunda binlerce yerli kızamıktan, çiçek hastalığından, difteri ve cüzamdan öldü.
Stando a stretto contatto con gli europei, migliaia di loro vennero stroncati da morbillo, vaiolo, difterite e lebbra.

Kızamık bu.
Morbillo.

Kızamık çok daha tehlikelidir.
La rosolia è molto più pericolosa.

Ve dünyadaki bir çok kentte kızamık salgını boy gösterdi -- ABD'de, Avrupa'da.
E ci furono focolai in molte città del mondo.

Kızamık gibi antik bir hastalık için çocuklarımı ne diye aşılattırayım?
Perché far vaccinare i miei figli per una malattia vecchia come il morbillo?

Buradaki çocuklar kızamık olmuş.
Hanno il morbillo.

Şeker hastalığı, difteri, kızamık, kızıl ve cinsel yolla geçen hastalıklar da körlüğe neden olabilirler.
Anche diabete, difterite, morbillo, scarlattina e malattie trasmesse per via sessuale possono portare alla cecità.

Bir gün bu kentteki bir kişi kızamık olursa hastalık çok fazla direnç bulamayacak, kişiden kişiye bulaşmaya başlayacaktır ve çabucak toplumun geneline yayılacaktır.
Se un giorno, appare in questa città una persona con il morbillo, la malattia non trova resistenza e si trasmette da persona a persona, e in poco tempo si diffonderà per tutta la comunità.

# Sonra hepimiz kızamığa yakalanırız.
E poi il terzo, manco a dirlo,

Kızamık ciddi bir şeydir Bayan Ellison.
Il morbillo e'grave, signora Ellison.

Bana doktor lazım, kızamık oldum!
Io ho bisogno di un medico e io ho preso il morbillo!

" İğrenç, korkunç kızamık!
" Quell'odiosissimo, orribilissimo morbillo!