bisiklet oor Koerdies

bisiklet

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Koerdies

duçerxe

vêlosîpêd

Bisiklet

Vertalings in die woordeboek Turks - Koerdies

Duçerxe

voorbeelde

Bir bisikletim var.
Duçerxeya min heye.

Bisikletlerine yayınlar, bir projektör, ses sistemi ve kişisel eşyalarının büyük kısmını yüklemişler.
Li ser bisîkletan, weşanên der heqê Kitêba Pîroz de, cîhaza projeksiyonê, sîstema deng û piraniya eşyayên wan hene.

Böyle Katolik bir bölgede iyi haberi duyurması ve kırsal kesimlerdeki sahalara bisikletle gitmesi cesaret gerektiren şeylerdi.
Ji wê re cesaret lazim bû, çimkî mirovên li wê herêmê Katolîk in, û lazim bû ku ew bi bisîkletê here gundan.

WK: Bir bisiklet kafesi, ve bir makara / kasnak, ve bir plastik boru, o da sonra çekiyor --
ویلیەم: لاشەی پایسکیلێک، پولییەک --بۆریەکی پلاستیکی، دواتر

Sonrasında bisikletimle bölgedeki otomobil tamirhanelerinin hepsinden çöpleri toplamaya başladım.
وه له راستیدا دهگهڕام به پاسکیلهکهم و ئهو وایهرانهم کۆدهکردهوه که لهو ناوچانهدا بوون

Bir süre sonra bisikletinin lastikleri aşındı, fakat Bennett birader Yehova’nın kendisine yol göstereceğine güvenerek pes etmedi.
Çaxa çerxên bîsîklêta wî dimaşiyan, wî yeke riya xwe berdewam dikir, çimkî bawer bû ku Yehowa wê rêberiyê wî bike.

Araç satın almaya gücü yetmeyen öncüler ise Avustralya kırsalına bisikletle gitti.
Pêşengên ku destteng bûn û nikaribûn erebên wisa ji xwe re destxistana, bi bîsîklêta di Awistralya navîn de diçûne.

Üzerimize giydiğimiz pankartlarla tanıtım yürüyüşleri yapar, bisikletle dolaşır ve el ilanları dağıtırdık.
Wekî din, em bi belavok û posteran dimeşiyan an bi bisîkletê digeriyan.

Tom biliyor ki bisiklet kaskinin icindeki azicik kopuk carpismanin etkisini yariya indirebilir.
وه (تۆم) دهزانێ که ئهم کهفه کهمه لهسهر کڵاوی پایسکیل دهتوانێ هیزی کاریگهر (جی) کهم بکاتهوه بۆ نیوه

Yeni sinir hücreleri belleğimizi geliştirmemize ve benzer anıları ayırt etmemize yardımcı oluyor, örneğin: her gün aynı durağa, ama birazcık farklı bir yere koyduğunuz bisikletinizi nasıl buluyorsunuz?
زۆر سوودبەخش دەبوون لە زیادکردنەکان بۆ بیرەوەرییەکەمان و یارمەتیدەر دەبن لە جیاکردنەوەی بیرەوەری هاوشێوەکان، وەک: چۆن پاسکیلەکەت دەدۆزیتەوە کە هەموو ڕۆژێک لە پارکەکە ڕایدەگرێت لە هەمان ناوچە، بەڵام بەشێوەیەکی کەمێک جیا؟

Bennett birader sonraki 30 yıl boyunca bisiklet, motosiklet ve arabayla yüz binlerce kilometre yol katederek Avustralya’nın dört bir yanına gitti.
Nava 30 salên din, Bennett li temamiya Awistralyayê de bi bîsîklêtê, motosîklê û erebê, bi sedan hezar kîlomêtra derbas dibû.

Ben de hemşireyi karşılamak ve bavulunu taşımasına yardım etmek için bisikletimle otobüs durağına gittim.
Çaxa min Marîa dît, hema vê demê dilê min ketê.

Yolculuğunun 320 kilometrelik son kısmını bisikletini iterek tamamladı. Üstelik daha önce insanların susuzluktan öldüğü bölgelerden geçmesi gerekti.
Wî bîsîklêta xwe tevî xwe hildida û 320 km. niga diçû wan ciyan, kîderê mirov berê ji bo tîbûnê miribûn.

Bisikletine battaniye, giysi, yiyecek ve çok sayıda kitap yüklemişti.
Bîsîklêta wî gelek barkirî bû, ser kîjanê ku wî leyîf, kinc, xwarin û gelek kitêb ji xwe re dibir.