şiirsel oor Portugees

şiirsel

/ʃiːɾsɛl/ adjektief

(Bir edebi eserin niteliği olarak) Şiir veya şiir gibi olmak.

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

poético

adjektief manlike

İyi, yeterli şiirsel görüntüler.
Bom, chega de imagens poéticas.

poética

adjektief vroulike

İyi, yeterli şiirsel görüntüler.
Bom, chega de imagens poéticas.

voorbeelde

Şiirsel adalet, hatırladın mı?
Justiça poética, lembra?

Bunu seni gömmek için kullanmam çok şiirsel.
E é tão poético que o estou a utilizar para te enterrar.

Kar yağışıyla ilgili oldukça şiirsel bir yön var.
Tem algo de tão poético na neve.

Şiirseldi.
Tinham uma poesia.

Bana sorarsan şiirsel bir adalet bu.
Justiça Poética, se quer saber.

Şiirsel bir özün var.
Tem uma alma lirica.

Yani, nasıl denir ona, şiirsel takılıyor biraz.
Por isso, para sermos... - como se diz? ... poéticos, arredondámos.

Bu zamanı iple çeken mezmur yazarı şiirsel bir dille şunları der: “İnayet ve hakikat kavuştular; salâh ve selâmet öpüştüler.
À espera dessa época, o salmista diz poeticamente: “Quanto à benevolência e à veracidade, elas se encontraram; justiça e paz — elas se beijaram.

Mc Teagle'ın şiirsel keşiflerinin sonu yok.
A invenção poética de McTeagle parece não ter fim.

Şiirsel düşünce olsaydı ve düşünen şiir, o zaman cennet olurdu.
Se houvesse o pensamento poético e a poesia pensante, seria o paraíso.”

Bu tartışmaların özetleri, titizlikle uygulanan şiirsel bir İbranice düzyazı modeliyle uyumlu olarak inanılmaz derecede kısa ibarelere indirgenip birleştirildi.
Os resumos dessas discussões foram transformados em frases incrivelmente sucintas, segundo um padrão rígido de prosa poética hebraica.

Bıktım bütün bu şiirsel şeylerden.
Estou cansado dessa coisa poética.

Şiirsel adalet.
Justiça poética.

" Bir senfoniydi, şiirsel bir parça.
" Ele era uma sinfonia, uma rapsódia em poema.

Biraz şiirsel olursam kusura bakma, ama kızın dehşet bir vücudu var.
Desculpa-me por recorrer à poesia, mas ela é podre de boa.

Şiirsel olmuş mu?
Não abertamente elogiante, não é?

Daha önce karısı için coşkulu şiirsel sözler kullanan Âdem, şimdi ondan soğuk bir tarzda “verdiğin kadın” diye söz etti.
Adão, que antes descrevera sua esposa em termos exuberantes, poéticos, agora se referiu a ela friamente como “a mulher que me deste”.

Şiirsel etkinlik, şiirsel etkinlik olarak, hiçbir belirgin zamansal özellik de taşımaz.
A atividade poética não tem sequer, como tal, qualquer caráter temporal marcado.

Manzaranız çok şiirsel
A vista de todo o seu telhado é tão poética

Bende garip bir şiirsel yan uyandırdı
Para mim, tem algum sentido poético

Kullanılan mecazlarda, şiirsel koşutluklarda ve üslup özelliklerinde var olan benzerlikler, bir uyarlamanın söz konusu olduğuna dair kanıt olabilir mi?
Será que as similaridades nas figuras de linguagem, nos paralelos poéticos e nos aspectos estilísticos são prova de que houve uma adaptação?

Bir beyefendi olmasaydım çok şiirsel olurdu.
Teria sido poético se eu não fosse um cavalheiro.

Evet, şiirsel ve romantik bir hikaye.
Sim, uma história poética e romântica.

Mezmur yazarı Davud, güneş ay ve yıldızlardan oluşan görünür göklerin Tanrı’nın izzetini beyan ettiğini bu şiirsel sözlerle belirtmişti.
Desta maneira poética, o salmista Davi indicou que os céus visíveis — o sol, a lua e as estrelas — proclamam a glória de Deus.

Bu çok şiirsel.
É muito poético.