sal oor Portugees

sal

werkwoord, naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

jangada

naamwoord vroulike

O sal olmadan burada ne kadar dayanabiliriz biliyor musun?
Sabe quanto tempo sobreviveríamos aqui sem a jangada?

balsa

naamwoord vroulike

Adadan bir bayan dün burada bir sal gördüğünü ihbar etti.
Uma moça acha que viu uma balsa aqui ontem.

chalé

naamwoord manlike

Sal

Vertalings in die woordeboek Turks - Portugees

Jangada

Kübalılar teknik olarak " Sal " denilen şeylere binmişler.
Pra ser bonzinho, os cubanos estão viajando numa jangada.

Soortgelyke frases

Carregal do Sal
Carregal do Sal

Alcácer do Sal
Alcácer do Sal

voorbeelde

Göğüslerini salla ve erkeği parmağında oynat
Mova assim. E o terá em seus braços.

Çevre gözetmeni, incelediği kayıtlarla ilgili sorusu varsa salı akşamı yapılacak ibadetten önce koordinatörle veya cemaatteki başka bir ihtiyarla toplantı yapar.
Em algum horário antes da reunião de terça-feira, o superintendente de circuito se reúne com o coordenador ou com outro ancião para considerar algumas dúvidas que tenham surgido quando ele verificou os registros.

Köpekleri saldılar.
Soltaram os cachorros nele.

Sağ salim.
Sãs e salvas.

Bugün Salı.
Hoje é Terça-Feira.

Eski salı günü hamburgerinin kalbi çok kırılacak
O teu velho hambúrguer de terça- feira vai ficar destroçado

Jaime, Tully’nin Casterly Kayası’na sağ salim varmasını tercih ederdi ama adamın ölmesi kaçmasından iyiydi.
Jaime preferiria que o Tully chegasse a salvo em Rochedo Casterly, mas antes morto do que em fuga.

Sağ salim döndüğün için çok rahatladım Wilkin.
Estou tão aliviada por teres voltado ileso, Wilkin.

Salina o aptal polisle olmalı.
Salina pode estar com aquele polícial estúpido.

Çok açtım ve adı salsa evi olan bir mekan gördüm.
Estava morrendo de fome e achei um lugar chamado Casa da Salsa.

Sal bir şeyin onu yakaladığını düşünüyor
O Sal acha que algo o agarrou

6 Newton Cantwell (60 yaşında), eşi Esther, oğulları Henry, Russell ve Jesse ile birlikte özel öncü olarak hizmet ediyordu. 26 Nisan 1938 Salı günü Connecticut eyaletinin New Haven şehrinde duyuru faaliyetinde bulunmak üzere evden çıktılar.
6 Na manhã de terça-feira de 26 de abril de 1938, Newton Cantwell, de 60 anos, sua esposa, Esther, e seus filhos Henry, Russell e Jesse — todos pioneiros especiais — saíram para um dia de pregação na cidade de New Haven, Connecticut.

Taverna 465 Dykman Sokağı Salı, 9 Kasım
O " TAVERN " TERÇA-FEIRA, 9 DE NOVEMBRO

Gözlerini toptan ayırma ve sopayı topa salla
Mantenha os olhos na bola, e você vai bater nela

Sal Falucci barının otoparkında.
No estacionamento do bar de Sal Falucci.

Salı günleri disko var
Lupus, quero que

Sardokar yüzbaşısı emrettiğiniz gibi sağ salim.
O capitão Sardaukar, vivo e saudável, como você pediu.

“17 Eylül Pazartesi günü, bir önceki Salı hemen binaya giren bazı itfaiyecilerin cansız bedenlerini çıkardık.
“Na segunda-feira, 17 de setembro, encontramos o corpo de alguns bombeiros que haviam corrido para o prédio na terça-feira anterior.

Seni Salı günü görecektim
Iríamos nos ver na terça

Sal seni Main Caddesi'nden uzak tutmamı söyledi.
Sal pediu pra manter você longe da área hoje.

Galler Prensesi seni sağ salim ona götürebilmem için kiraladı. Kötü adam yaralansın ya da yaralanmasın sen burada kalıyorsun.
A Princesa de Gales me contratou para levá-lo com segurança, bandido ferido ou não, você ficará aqui.

Arabayı çözün ve yoldan aşağı salın.
Desatrelem essa carroça e voltem para trás.

Salla, Lu-Lu!
Remexa, Lu-Lu!

Sanki Salı Karnavalı gibi
Parece o Mardi Gras ou algo assim

Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın günleridir.
Segunda-feira, terça-feira, quarta-feira, quinta-feira, sexta-feira, sábado e domingo são os dias da semana.