yalnız bırakılmış istemci
потерянный клиент
Yalnız oor Russies
yalnız
tr
Tekil; az sayıda bir kümenin bir parçası.
Vertalings in die woordeboek Turks - Russies
один
[ оди́н ]
Tom, oraya yalnız gitmenin çok riskli olacağını söyledi.
Том сказал, что идти туда одному слишком рискованно.
одинокий
[ одино́кий ]
Hava soğuduğunda neden çok yalnız hissettiğimi merak ediyorum.
Интересно, почему я чувствую себя таким одиноким, когда становится холодно.
единственный
[ еди́нственный ]
Bu ucubelerle yalnız kalmak zorunda olan sen değilsin.
Ты не единственный кому приходится оставаться наедине со своими страхами.
En 4 vertalings meer. Besonderhede is ter wille van die beknoptheid verborge
только · лишь · одиноко · одиночный
Geskatte vertalings
Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings
Soortgelyke frases
voorbeelde
Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Sadece bizi yalnız bırak
О, это у нас такая традицияopensubtitles2 opensubtitles2
Yirmi dolara bahse girerim bir gün boyunca yalnız başına kalamazsın.
Почти что полный комплект бойцовOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Onunla yalnız kalmam gerek.
Цена спасения их душ слишком великаOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Miss de Haviland, bahçede yalnızmış.
Покажи, что ты там нашелLiterature Literature
Audrey öldüğünde yalnız mıydı?
Ну, они не знаютOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Eşimi diğerleriyle yalnız bıraktım.
Извини, что свалила это на тебяOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Klasik Yunanca’da bu sözcük yalnızca dik bir direk ya da sırık anlamına gelir.
Люди, покупающие " Газету ", хотят читать о духе войны, майор Шарп, потому и я приехал за наброскамиjw2019 jw2019
Yalnızdı.
Вид Новый вид сверхуOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Örneğin, yukarıda anlatılan kazadan yalnızca beş yıl önce John’un annesinin bir arkadaşının kızı da, aynı otoyoldan geçmeye çalışırken ölmüştü.
Ваша матушка?jw2019 jw2019
Yalnızdı.
Просто я...Целуй мне ногу и извинисьOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Onu yalnız bırakmayı sevmiyorum.
Я просто хотела поблагодарить ВасOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yeni dünyayı yalnızca eskinin uzantısından daha fazla yapmak.
Предпочитаю покончить с этимOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu örümcek için ibrik otu adeta bir dükkan, ama orada yalnız değil.
Его дзюцу не подходит для твоего тайдзюцуOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bir kız erkeği çok ilgili görürse...... yalnız, çaresiz ve zayıf diye düşünür
Новые отношения всегда пугаютopensubtitles2 opensubtitles2
Seni bu hâlde yalnız bırakamam.
& Перенаправить в консольOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yalnız bir yaşamınız olmalı.
Это было в пятницу вечером и он не имеет кредитной карты, Поэтому я сказал ему, что мне будет арендовать машину емуOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Burada yalnızca notlar var.
Нет, нет, прекратиOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yalnız mı seyahat ediyorsun, Antony?
Проси поводить его самойOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yabancı halklardan kişiler genelde yalnızca bir unvan olan “Tanrı” kelimesini kullanırdı. Oysa Rut sadece bu unvanı değil, Yaratıcının özel ismi olan Yehova’yı da kullandı.
Это очень старое выражениеjw2019 jw2019
Drizzt yalnızca, geçmişindeki hataları böylesine kolayca silip atabilmeyi diledi.
Усилить сигнал в два разаLiterature Literature
Evet, yalnız bu sefer işler biraz daha riskli.
Параметры Настроить панели инструментовOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Aşkını kaybedip yalnız kalmış.
Лева, ну как у вас?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Lütfen beni yalnız bırak.
Мм, я не иду на эту вечеринку... так чтоTatoeba-2020.08 Tatoeba-2020.08
Kararı siz, yalnızca sizler vereceksiniz.
Не могу поверить, что появился этот искусный боецOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yalnızca koridorda bağırıyorum!
Ты можешь прекратить расхаживать тут?OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
202 sinne gevind in 5 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.