parlamak
Definisie in die woordeboek Turks
parlamak
sinonieme
parıldamak · şahlanmak · şıkırdamak · yanmak
Parlamak
voorbeelde
Advanced filtering
Kendisine verilen not masanın üzerinde parlamaktadır.WikiMatrix WikiMatrix
Gözlerim, yukarda gerçekten parlamakta olan yıldızlara değil, gökyüzü mavisine dalıp gidiyordu artık.Literature Literature
Ve o küre harika bir yaz güneşi gibi parlamaktaydı.Literature Literature
Sonra Pippin aniden başını kaldırarak güneşin hâlâ parlamakta olduğunu ve sancakların hâlâ dalgalandığını gördü.Literature Literature
“Birkaç duayı kaçırdık diye güneş parlamaktan vazgeçmez,” dedi Thoros nezaketle.Literature Literature
5 Bununla birlikte, hakikat ışığı dünyada parlamaktadır!jw2019 jw2019
Bilincin ateşi, beyin içinden beslenen ve yanmak ve parlamak için çok özel malzeme setleri gerektiren çok özel bir ateştir.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bu peygamberlik sözünün gerçekleşmesinde “doğruluk güneşi” İsa Mesih’tir (Vahiy 1:16). O şimdi ruhi şifa dağıtarak parlamaktadır, zamanı gelince tüm insanlığa fiziksel şifa da dağıtacaktır.jw2019 jw2019
Gabriel’in yıldızı hızla parlamaktaydı.Literature Literature
Işıklar olarak parlamak, Tanrı’nın hizmetçileri için daima kolay olmayabilir.jw2019 jw2019
“Biliyorum, ama bazen gün boyu parlamaktan yoruldukları için biraz dinlenirler.Literature Literature
Sulukların bronz mızrak başları güneşte yılanın pulları gibi parlamaktaydı.Literature Literature
Yalnızca yan vagondaki çavuşun siperliksiz lambası bir deniz feneri gibi parlamaktaydı.Literature Literature
Eğer bir kutlamaya katılıyorsa ve içimizden biri gibi parlamak istiyorsa o köpüklü şeyden vazgeçmeli, hem de nefret etmeli.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
O, şimdi mabedinde bulunur ve mabet sınıfını adalet giysisiyle kuşatıp sarar. Rabbin teşkilatı, bazen de Sion olarak adlandırılıyor, yeni bir millet doğurup güneş gibi parlamaktadır.”jw2019 jw2019
Parlak bir şey, parlamak zorundadır.OpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Bahçe duvarının ötesinde Plate Nehri akşam güneşinde gümüş gibi parlamaktaydı.Literature Literature
Gökkuşağı parlamakta Günaydınopensubtitles2 opensubtitles2
Parlamaktan, güzel, zengin, mutlu olmaktan korkuluyor.Literature Literature
İSA Mesih’in şakirtleri, hemcinslerine mutlu, ebedi bir hayata sevk eden yolu göstererek bu dünyada ışıklar olarak parlamak sorumluluğunu taşımaktadırlar.jw2019 jw2019
İsa’nın takipçilerinin cemaatinde teselli ve teşvik mücevherleri birçok yönden parlamaktadır.jw2019 jw2019
Yıldızı parlamakta olan SR üyesi Aleksandr Kerenski Savaş Bakanı oldu.WikiMatrix WikiMatrix
Gökyüzü bir kez daha yıldızlarla ışıl ışıl parlamaktaydı; Lucifer gitmişti.Literature Literature
194 sinne gevind in 7 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.