Seigneur de lumière oor Turks

Seigneur de lumière

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

Işık tanrısı

voorbeelde

Flamme de la Vérité, Lumière de Sagesse, Premier Servant du Seigneur de Lumière, Esclave de R’hllor.
Gerçeğin Alevi, İrfanın Işığı, Işık Tanrısının Baş Hizmetkârı, R’hllor’un Kölesi.”

Alors pourquoi le Seigneur de Lumière te ramène sans cesse?
O zaman ne diye Işığın Tanrısı seni geri getirip duruyor?

Je prierai le Seigneur de Lumière pour qu’il me guide.
Işık Tanrısı’nın bana yol göstermesi için dua edeceğim.

Vous pensez que le Seigneur de Lumière a choisi ce Jon Snow?
Peki sence Işığın Tanrısı neden bu Jon Snow'u ayrı tutuyor?

C'est le cas dans Seigneur de lumière ou dans Aujourd'hui nous changeons de visage (en).
Bereket tanrısıdır ve (sembolu mer-doğ, bağ beli) ileriki tarihlerde bu Mazda olarak değişecektir.

Le Seigneur de Lumière te l'a soufflé à l'oreille?
Işığın Tanrısı bunu da kulağına fısıldadı mı?

Flamme de la Vérité, Lumière de Sagesse, Premier Servant du Seigneur de Lumière, Esclave de R’hllor.»
Gerçeğin Alevi, İrfanın Işığı, Işık Tanrısı’nın Baş Hizmetkârı, R’hllor’un Kölesi.”

Le Seigneur de Lumière a vu ses enfants en péril et leur a envoyé un champion, Azor Ahaï ressuscité.
Işık Tanrısı, çocuklarının tehlikede olduğunu gördü ve onlara bir müdafi gönderdi, yeniden vücut bulmuş Azor AJhai.”

Le Seigneur de Lumière a vu ses enfants en péril et leur a envoyé un champion, Azor Ahaï ressuscité.»
Işık Tanrısı, çocuklarının tehlikede olduğunu gördü ve onlara bir müdafi gönderdi, yeniden vücut bulmuş Azor AJhai.”

Le Seigneur de Lumière a vu ses enfants en péril et leur a envoyé un champion, Azor Ahaï ressuscité.»
Işık Tanrısı, çocuklarının tehlikede olduğunu gördü ve onlara bir müdafi gönderdi, yeniden vücut bulmuş Azor Ahai.”

Nous servons le Seigneur de la Lumière et le Seigneur a besoin de ce garçon.
Biz Işığın Tanrısı'na hizmet ederiz ve Işığın Tanrısı da çocuğu istiyor.

Zon, c'était une religion interdite pratiquée par les Seigneurs de la Lumière.
Zon, Işığın Lordları tarafından yayılmış yasaklı bir dindi.

Mais d'abord, tu dois t'offrir au Seigneur de la Lumière.
Ama önce kendinizi lşığın Lordu'na vermelisiniz.

Louons Ra, Seigneur de la Lumière!
Yaşasın Ra, Işığın Tanrısı!

Ces armées ne sont que des jouets pour le Seigneur de la Lumière.
Bu ordular lşığın Lordu için birer oyuncaktır.

Le Seigneur de la Lumière veut que ses ennemis brûlé, Dieu Noyé veut qu'ils se sont noyés.
Işığın Tanrısı düşmanlarının yanmasını istiyor Boğulmuş Tanrı, boğulmalarını istiyor.

Le Seigneur de la Lumière ne m'accorde que de brèves visions.
Işığın Tanrısı bana yalnızca işaret verir.

Ils disent qu'il brûle ses ennemis vivants pour honorer le Seigneur de la Lumière.
Işığın Tanrısı'nı onurlandırmak için düşmanlarını diri diri yaktığı söyleniyor.

Ces cicatrices ne signifient rien au Seigneur de la Lumière.
O yara izlerinin Işık Tanrısı'nın gözünde hiçbir anlamı yok.

Le Seigneur de la Lumière ne m'a jamais parlé.
Işığın Tanrısı benimle hiç konuşmadı.

Vous êtes assez forte pour voir au travers du Seigneur de la Lumière et voir sa réalité par vous-même.
Tanrının ışığına bakıp gerçeği kendiniz görebilecek kadar güçlüsünüz.

Adieu, mon seigneur. -- lumière de ma chambre, ho - m'a Afore, il est donc très très tard
Elveda, lordum. -- benim odasına Işık, ho - Yukarıda bana, bunu çok geç

17 Par le moyen de Paul, le Seigneur a également jeté des traits de lumière spirituelle sur la résurrection.
17 Rab, dirilme konusunu aydınlatacak ışık parlamalarını vermek üzere Pavlus’u nasıl kullandı?

Seigneur, éclaire-nous de ta lumière!
Tanrım, ışığını üzerimize yağdır!

Oh, Seigneur, enveloppe- le de ta lumière et de ta grâce
Tanrım, onu nurun ve güzelliğinle kuşat