manigance oor Turks

manigance

naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

oyun

noun verb

Et s'il fait vraiment des manigances, je doute qu'il veuille nous aider.
Ama eğer sizin dediğiniz gibi oyunlar oynuyorsa buraya bize yardım etmeye geldiğinden şüpheliyim.

Soortgelyke frases

manigancer
hile kurmak

voorbeelde

Je ne sais pas ce que toi et ta copine êtes en train de manigancer, mais je ne vous permettrai pas d'utiliser mon département comme votre cour de récré privée.
Kız arkadaşınla beraber ne işler çevirdiğinizi bilmiyorum ama departmanımı özel oyun parkınız olarak kullanmanıza izin vermeyeceğim.

Je n'ai rien manigancé.
Oh, Tanrım, şey, bak onlar... bir plan değil.

Que manigances-tu petit diable difforme et grimaçant?
Pusuya yatmış ne yapıyorsun seni kargacık burgacık şeytan?

Je crois qu'elle manigance quelque chose.
Bence garip bir şeyler planlıyor.

Que manigance-t-elle ?
O neyin peşinde?

Pas le temps pour tes manigances!
Oyun oynamak için zamanımız yok!

C' est une manigance, une manigance!
Bu bir numara.Numara bu!

Le Directeur a tout manigancé.
Yönetmen her şeyi orkestra etti.

J'ai effectivement manigancé ce truc pour Diwght, oui.
Dwight'ı Kutsal Kâse arayışına gönderdim.

Je ne sais pas ce que tu manigances mais ça suffit!
Nasıl için rahat ediyor bilmiyorum ama benden bu kadar!

C'est toi qui as tout manigancé.
Hepsinin arkasında sen varsın bence.

Oublie la scission, et trouve ce qu'il manigance ou il n'y aura plus de cabinet à diviser.
Peki o zaman ikiye bölmeyi unut ve neyin peşinde olduğunu öğrenmeye çalış. Yoksa böleceğimiz bir şirket kalmayacak.

Il manigance quelque chose.
Bir işler çeviriyor Doug.

J'ai des années d'expérience de manigances et de complots.
Plan yapma konusunda master yaptım.

Manigancer?
Komplo mu?

J'essaie de trouver ce que manigance le Pin.
Pin'in oynadığı büyük oyunu bulmak istiyorum.

T'as tout manigancé...
Zehirlemeyi başaramadın...

Je ne suis pas idiot pour voir ce qu'il est en train de manigancer!
Orada olanları seyretmeye dayanamıyorum!

Qu'est-ce qu'il manigance?
Ne planlıyor bu?

Qu'est-ce que vous avez manigancé?
What are you guys up to?

Tu ne veux pas savoir ce qu'il manigance?
Ne yapacağını görmek istemiyormusun?

Entre autres il a commis un adultère, a manigancé la mort d’un innocent et a organisé un recensement illégal.
Zina işlemiş, masum bir adamın öldürülmesini tezgâhlamış ve kanuna aykırı bir sayım yaptırmıştı.

Commençons à parler de Lucas, ou bien je vais avoir un intérêt renouvelé sur ce que tu manigances vraiment.
Lucas'ın nerede olduğunu söylemeye başlamazsan asıl amacının ne olduğunu sorgulamaya başlayacağım.

Qu'est-ce que tu manigances, mon pote?
Amacın ne senin?

Je ne sais pas trop ce qu'il manigance. Mais j'ai l'impression qu'il va revenir.
Niyetinden pek emin değilim, ama geri döneceğine dair, içimde bir his var.