mise en garde oor Turks

mise en garde

/miz‿ɑ̃ ɡaʁd/ naamwoord vroulike

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

uyarma

uyarı

naamwoord

Barrie a-t-il provoqué le sort en retirant l'emballage, ignorant la mise en garde du chef?
Barrie şefin uyarısını görmezden gelip çikolata kabını oradan alarak kadere meydan mı okumuştu?

Soortgelyke frases

mettre en garde
uyarmak · öğütlemek

voorbeelde

Pareille mise en garde nous est peut-être familière.
Böyle uyarıları görmeye alışmış olabiliriz.

” (1 Corinthiens 10:12). Pourquoi cette mise en garde ?
Korintoslular 10:12) Pavlus neden bunu söyledi?

Quelle mise en garde pour ceux qui ont des responsabilités aujourd’hui !
Bu, günümüzde sorumlu mevkilerde bulunanlara ne büyük bir uyarı!

12. a) Quelle mise en garde pleine de discernement Jésus a- t- il adressée à ses disciples ?
12. (a) İsa takipçilerini ahlaken kirletici etkenlere karşı nasıl uyardı?

J'ai deux flics qui persécutent des officiels étrangers et deux autres qui n'appliquent pas la mise en garde.
Yabancı görevlilerin gözünü korkutan iki dedektifiniz var. Öbür ikisi de tutukluya haklarını doğru dürüst bile okumamış.

Hélas ! les Israélites n’ont pas toujours tenu compte de cette mise en garde.
Ne yazık ki, İsrail toplumu her zaman bu uyarıya kulak vermedi.

Elle a été mise en garde à vue à cause d’ un pakistanais
Pakistanlı biri yüzünden inzivaya çekildi

En repartant, Sybille attaqua aussitôt ses jacasseries ordinaires : mondanités et mises en garde en vue du dîner.
Odadan çıkarken Sybille her zamanki konuşmalarına başlamıştı: yemekle ilgili uyarılar, kural hatırlatmaları.

Mais dans ce premier rapport, Kuznets lui-même a émis une mise en garde.
Ancak o ilk raporda Kuznets'in bir uyarısı vardı.

Ces nombres... sont une mise en garde qui m' est destinée, je pense
Numaralar benim için bir uyarı anlamı taşıyor

Il hurlait et hurlait C'était une mise en garde.
Ciyak ciyak ötüyordu.

Je me fous de vos mises en garde.
Senin uyarıların beni enterese etmez.

Je l'ai mise en garde sur le genre de gens qu'elle rencontrerait en ville.
Ben tür hakkında onu uyardı insanlar o şehirde tanışmak istiyorum.

Ballard m'avait assez mise en garde.
Ballard beni uyarmıştı.

Une mise en garde!
" İzinsiz girilmez " uyarısına benziyor.

• Même quand on se détend sainement, quels rappels et mises en garde convient- il de ne pas oublier ?
• Yapıcı şekilde eğlenirken hangi hatırlatma ve uyarıları unutmamak gerekir?

J'ai oublié la mise en garde de Dean sur les conflits nocturnes.
Dean'in gece geç saatlerdeki tuhaflıklar kuralını çiğnedim.

Voici une copie de votre mise en garde.
Tamam, bu uyarı kağıdı.

Quelle dernière mise en garde Pierre fait- il ?
Petrus mektubunun sonunda hangi uyarıda bulunur?

Était-ce une mise en garde ou une menace ?
Bu bir uyarı mıydı yoksa bir gözdağı mı?

Et il n’y avait aucun moyen de transmettre une mise en garde à tout le monde.
Ve bir yayın yaparak durumu herkese bildirmek gibi bir şansımız da yoktu.

Cela aussi peut être pour nous une mise en garde.
Bu da bizim için bir ders olabilir.

La plupart d’entre nous reçoivent des conseils ou des mises en garde de temps en temps.
Çoğumuz zaman zaman öğüt alır veya uyarılırız.

Une mise en garde.
Bu bir uyarı.

Vaut- il vraiment la peine de tenir compte de ces mises en garde ?
Bu koruma yöntemleri için bu kadar zahmete girmeye değer mi?