pulsation oor Turks

pulsation

/pyl.sa.sjɔ̃/ naamwoord vroulike

battement (rapide)

Vertalings in die woordeboek Frans - Turks

sinyal

Encore une pause, puis 30 pulsations.
5 sn. ara daha ve 30 sinyal.

Soortgelyke frases

Naine blanche à pulsations
Zonklayan beyaz cüce

pulsation du cœur
yürek çarpıntısı

voorbeelde

Chaque pulsation résonne comme un coup dans les oreilles de Luisa.
Nabzının her atışı Luisa'nın kulaklarına bir gümbürtü gibi geliyor.

Les anguilles se servent des pulsations électriques, les baleines de l'écholocalisation, les éléphants les vibrations sismiques.
Yılan balıkları elektriksel darbelerle, balinalar yankılanma yoluyla filler de sismik titreşimlerle haberleşir.

Shipley, compression de pulsation maximum pour tous les émetteurs.
Shipley, fırlatıcıları tüm dalga tayfında atış sıkıştırmasına ayarla.

Je l'aurais volontiers fait s'excuser personnellement mais, je lui fais passer le reste de la journée à contrôler les pulsations cardiaque du comptoir.
Kendisi gelip özür dileyecekti, lakin günün geri kalanında... şuradaki masaüstünün kalp atışlarını ölçmek zorunda.

Son puissant système sensoriel détecte les variations de champ électrique et lui permet de percevoir une proie cachée ou mes pulsations cardiaques.
Ayrıca kafaları, görüş açısı dışındaki besin kaynaklarını bulmalarını ve hatta benim kalp atışlarımı hissedebilmelerini sağlayan, elektro-manyetik alanları algılayabilen büyük duyu sistemleridir.

Pulsations de l'énergie générée?
Bir enerji üretimi belirtisi var mı?

Je ne peux pas entendre sa pulsation.
Kalp atışını duyamıyorum.

Pulser mes neurones?
Nöronları beyne götürmek?

La machine temporelle a émis une pulsation.
Zaman makinesi bir atma gönderdi.

Leur sang pulse sous la surface de leur peau.
Kanları Aşağıda darbeli onların deri yüzey.

Au moment où le son commence à pulser et à se contracter, nos physiciens peuvent dire quand un proton est sur le point d'être émis.
Ses atıma ve büzüşmeye başlayınca, fizikçilerimiz bir fotonun salınacağını söyleyebiliyorlar.

Toutes les stations avaient un vérificateur de pulsation pour manoeuvrer.
Her istasyonda manevra için darbeyle harekete geçen itici vardı.

La méthode préférentielle est : 30 compressions et deux insufflations au centre de la poitrine, entre les tétons, en appuyant sur au moins 5 centimètres et pas plus de 6 centimètres à un rythme d'au moins 100 pulsations par minute et pas plus de 120.
Tercih edilen metot 30 kalp masajı ve iki suni teneffüs, göğsün tam ortasında, iki meme ucunun arasında en az iki inçlik bastırın, iki buçuk inçten fazla değil, dakikada en az 100 kez, 120'yi geçmeyecek.

Existe-t-il un moyen d'éteindre la pulsation de Moya?
Moya'nın empülsiyonunu kapatmanın herhangi bir yolu var mı?

Ça expliquerait les clignements et les faibles pulsations cardiaques.
Göz kırpmasını ve düşük kalp hızını açıklıyor.s

C'est d'ailleurs de la Force (élément emblématique de l'univers de Star Wars) que la Pulse energy s'inspire, selon le directeur artistique du jeu, Yong-hee Cho.
Oyunun sanat yönetmeni Yong-hee Cho'ya göre, Pulse Force of Star Wars şöhretinden ilham aldı.

La ville a des pulsations...
Şehir şey gibi atıyor...

Cela suggérerait que l'arme a été chargée avec une pulsation, de l'ordre du térahertz.
Bu da silahın terahertz aralığındaki bir yükseltici vuruyla... yüklendiğini düşündürüyor.

On dirait des pulsations d'énergie.
Gücü titreşim yaratır gibi.

Les pulsations de Lee ont accéléré.
Lee'nin nabzı 20 kadar yükseldi.

Je règle les pulsations tout de suite.
Atımı hazırlıyorum.

Semblable à la pulsation d'un cœur en parfait état, la vie battait franchement dans les rues.
Kusursuz işleyen bir kalbin atışları gibi, hayat dümdüz akıyordu sokaklarda.

Eh bien, l'histoire du jazz commence avec le tresillo, le rythme double pulsé le plus répandu en musique africaine subsaharienne.
Şey, cazın öyküsü tresillo * ile başlar, Sahra-altı Afrika müziğinin en yaygın ikili-darbe ritmik hücresi.

Pulsations transmises.
Nabız iletiliyor.

La maison a besoin d'être tenue par quelqu'un avec des pulsations cardiaques.
Ev sahibinin kalbi atan birinin olması gerekiyor.