safran oor Deens

safran

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

safran

naamwoord

Bu şehirde safran bulmak ne kadar zor biliyor musun?
Har du nogen anelse om, hvor svært det er at finde safran her i byen?

Safran

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

Safran

Bu şehirde safran bulmak ne kadar zor biliyor musun?
Har du nogen anelse om, hvor svært det er at finde safran her i byen?

voorbeelde

Dediğim gibi, tam yol almak için yeterli saframız yok daha
Det har vi ikke ballast nok til

Her yıl dünya çapında tahmini 10 milyar ton safra suyu boşaltılıyor.
Det anslås at der i hele verden hvert år bliver udtømt ti milliarder tons ballastvand.

Koyu renkli plastik torbalarda iyice kapatılıp ışıktan korunan La Mancha’nın “kırmızı altını” safran, tüccarlara satılmayı bekler.
La Manchas „røde guld“ opbevares i hermetisk tillukkede sorte plasticposer, hvor det er beskyttet mod lys, indtil det kan sælges til en safranhandler.

Aslında düşündüm de...... sanırım safra taşlarım harekete geçti
Eller ved nærmere eftertanke-- tror jeg, jeg har fået et galdestensanfald. Så

Görünüşe göre hepsinin safra kesesi alınmış.
Hans galdeblære er også væk.

Safra kesesi sorunu gibi.
Det lyder som cholecystitis.

Öndeki safralardan kurtul.
Justér forskibs ballast.

Ayı safra kesesi, gergedan boynuzu.
Bjørnegaldeblære, næsehorn.

Alice'in safra kesesini alıp, taşları analiz etmemiz gerekiyor.
Fjerne galdeblæren og analysere stenene.

safran yarış atlarının derlemesi.
En oversigt over avlsheste.

Bir çocuğun safra taşı olabileceğini bilmiyordum.
Kan børn få galdesten?

Gerekli olduğu zaman, bu kese yağ hücreciklerinden bir emülsiyon yapma işi için yeteri kadar safra suyu salgılar.
Når der er behov for det, udskiller dette organ den mængde galde der er nødvendig for at omdanne fedtdråber til en emulsion.

Tabii safran koydum.
Selvfølgelig har jeg kommet safran i.

Yeşil şey safra.
Det gronne er kun gaIde.

Safran SA Fransız çokuluslu bir uçak motoru, roket motoru, havacılık bileşeni, savunma ve güvenlik şirketidir.
Safran S.A. (Euronext: SAF ) er en fransk multinational flymotor, raketmotor, luftfartskomponent og sikkerhedsvirksomhed.

Kendi safrasıyla boğun onu.
Kvæl ham i hans egen galde.

Toplumun bağırsaklarında büyüyen safra ve atıklarını emerek beslenip her dakika daha da büyüyen bir bağırsak kurdu olmaya.
For at være en bændelorm der æder affald og bliver stærkere for hvert minut.

“Adamlarınız gemilerimi araştırdı ve her kehribar boncuğun, her safran kavanozunun çetelesini tuttu.
„Dine mænd har gået mine skibe igennem og bogført hver eneste ravklump og krukke med safran.

Pete Rose'un safra kesesi taşı vardı.
Pete Rose havde en galdesten.

Safra kesesi taşı riskini azaltıyorlar.
De nedsætter din risiko for galdesten.

Safran.
Safran

Baharat olarak safran
Safran [krydderi]

Safra pompası ve sıkışmış hava suyu boşaltabilir
Vi skal øse vandet ind i tankene og så bruge pumpen til at få det ud

Stigmanın, safranın toplandığı günde çıkartılması gerektiğine göre, işin bu aşamasında hız ve ustalık zorunludur.
Man skal både være rap og fiks på fingrene, for griflen skal tages ud samme dag safranen høstes.

Elimde safran sosu ile hiç bir adamın evine kendimi davet edip... ona San Fransiscoya gitmemesi için yalvarmadım.
Jeg trænger aldrig ind hos en mand, giver ham bind for øjnene og fodrer ham med safransauce, mens jeg tigger ham om at blive her.