yağmur oor Estnies

yağmur

[jɑɰˈmʋɾ] naamwoord

0.5 milimetreden büyük su damlaları şeklinde olan yağış.

Vertalings in die woordeboek Turks - Estnies

vihm

naamwoord

0.5 milimetreden büyük su damlaları şeklinde olan yağış.

Ben de O'na böyle söyledim ve yağmurda yolladım gitti.
Seda ütlesin minagi talle ja saatsin ta välja, vihma kätte.

sadama

werkwoord

Eğer yarın yağmur yağarsa gitmeyeceğim.
Kui homme sajab, siis ma ei lähe.

sadu

Hava durumu harman dövme makinesi yağmuru ve onu biçerdöver yağmuru takip edeceğini söyledi.
Ilmateenistus ennustab rehepeksumasinate sadu, millele järgneb kombainide oma.

Yağmur

eienaam

Vertalings in die woordeboek Turks - Estnies

Vihm

Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
Kuu aega ei sadanud tilkagi vihma, seetõttu pidid nad kaevama kaevu.

Soortgelyke frases

Tropikal yağmur ormanı iklimi
Ekvatoriaalne kliima

sağanak halinde yağmur
paduvihm · suurvihm

meteor yağmuru
meteoorivool

yağmur ormanları
vihmamets

gri yağmur kuşu
plüü

yağmur fırtınası
paduvihm

Yağmur ormanları
Vihmamets

asit yağmuru
Happesademed · happesademed · happevihm

yağmur ormanı
vihmamets

voorbeelde

Yağmur yağmadı.
Sadama ei hakanud.

Yağmur yağıyor.
See on kallates.

Lâzım ", yağmur yağıyor " ve ben... "
" See on vihmane: " Ma remonstrated, " ja ma... "

Yağmur falan yağmayacak.
Vihma ei hakka sadama.

Yağmur yağıyor.
Et sajab.

Mayısta yağmurdan hemen sonra başlayabilirler.
Nad saavad alustada mais pärast vihmaperioodi.

Mukaddes Kitapta bu sözlerle meleklerin yardımı mı, Sisera’nın bilge adamlarının uğursuzluk olarak yorumladığı göktaşı yağmuru mu, yoksa Sisera için bakılan doğru çıkmayan yıldız falları mı kastedilir açıklanmaz.
Piibel ei selgita lähemalt, kas appi tulid inglid või toimus meteoriidisadu, mida Siisera targad mehed tõlgendasid kui häda ennet, või osutusid valeks astroloogilised ennustused, millele Siisera lootis.

Yağmur için kullanılan İbranice ve Yunanca sözcükler Kutsal Kitapta yüzden fazla kez geçer.
Vihma kohta käivaid heebrea ja kreeka sõnu esineb Piiblis üle saja korra.

Yehova iyilikle “güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur; ve salih olanlar ile olmıyanların üzerine yağmur yağdırır.”
Jehoova laseb lahkelt „oma päikest tõusta kurjade ja heade üle ja laseb vihma sadada õigete ja ülekohtuste peale” (Matteuse 5:43–45; Apostlite teod 14:16, 17).

Yağmur yağacak.
Sadama hakkab.

Yılın bu mevsiminde çok yağmur yağdığından birkaç dakika öncesine kadar nehir taşacak kadar kabarmış durumdaydı.
Veel mõni minut tagasi oli jõgi üle kallaste, sest sellel aastaajal sajab palju vihma.

Kayanın altına çamurdan yaptıkları... bu yuva, yağmurdan korunacak.
Nad ehitavad mudast pesa rändrahnu eendi alaosale, Kus see on vihma eest kaitstud.

Oysa Tsonga dilinde Yeni Dünya Çevirisi’nin çıkmasıyla ferahlatıcı yağmurlar yağmaya başladı.”
Ent vihm jõudis kohale, kui välja anti tsongakeelne „Uue maailma tõlge”.”

dedi Bilbo yağmur yüzüne vururken.
ütles Bilbo, kui vihm talle näkku peksis.

Grateful Dead'in 1988 ́de yağmur ormanlarındaki yardım konserinde idim.
Olin ansambli Grateful Dead heategevuskontserdil vihmametsade toetuseks 1988. aastal.

Devasa okyanus dünyası, muazzam yağmur fırtınaları oluşturarak sellere ve erozyona neden oluyordu.
Hiiglaslik maailmaookean tootis tugevaid vihmasadusid, mis põhjustasid üleujutusi ja pinnaerosiooni.

Şu anda yağmur yağıyor.
Aga praegu sajab.

Son meteor yağmuru sırasında, doğru zamanda doğru yerdeydik diyelim.
Ütleme, et me olime õigel ajal õiges kohas viimase meteoorisaju ajal.

Sanırım yağmur geliyor.
Kisub vist vihmale.

Ancak bütün bu gelişmeler olduktan sonra, suları denize geri döndüren ırmakları oluşturmak üzere, bulutlar yağmur sularını yeryüzüne damlatır.
Alles pärast kõige selle toimumist saavad pilved oma vood maa peale valada, et moodustuksid jõed, mis vee merre tagasi viivad.

Muson yağmurları ne zaman başlıyor?
Millal vihmaperiood algab?

O gece yağmur dindi. Misslethwaite'e bahar geldi.
Sel ööl lõppes vihm. Ja Misslethwaite'i tuli kevad.

Örneğin, biri arabayla ezildi, bir diğeri gece boyunca yağmur altında unutuldu, başka bir kitap da kasırgada sel sularına gömüldü.
Näiteks ühest Piiblist sõideti autoga üle, teine jäi ööseks välja vihma kätte, kolmas aga sai kannatada orkaani tekitatud üleujutuses.

Eğer bu kişi yağmur yağacağını söyleseydi yanınıza şemsiye almaz mıydınız?
Kas mitte ei võtaks me kaasa vihmavarju, kui ta ennustab sademeid?

Dondurucu yağmurların baharı öldürmesi...... genç bir insanın nedensiz ölümü kadar acıdır. "
Kui külm vihm kestab ja tapab kevade...... see oleks nagu nooruk sureks ilma põhjuseta. "