yetiştirmek oor Hongaars

yetiştirmek

werkwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Hongaars

elér

werkwoord

Böylece hizmetin farklı alanlarında beceri kazanmaları için gökteki krallığı ilan edenleri yetiştirmek üzere gerekli yardım sağlanmış olacaktır.
Így abban a szerencsés helyzetben lehetnek, hogy segítsenek a Királyság-hírnököknek eredményeket elérni a szolgálat különböző ágaiban.

voorbeelde

Çocuklarımı yetiştirmekte başarısızım.
Elcseszem a gyerekeimet.

9 Yaşadığımız son günlerde hakikatte olan bir aile yetiştirmek, gerçekten zor bir iştir.
9 Ezekben az utolsó napokban valóságos próbát jelent a szülők számára, hogy gyermekeiket az igazságban neveljék fel.

9 Çocuklarını yetiştirmekte başarılı olmak için ana-babalar tahammül göstermeli.
9 A szülőknek is hosszútűrőknek kell lenniük, ha sikeresek akarnak lenni gyermekeik felnevelésében.

Çocuk yetiştirmek hiç de kolay değildir. Onlara Yehova’ya hizmet etme arzusu aşılamak için haftada bir kez ailece bir araya gelmek yetmez.
A gyermeknevelés nem könnyű feladat, és heti egy alkalom nem elég ahhoz, hogy a szülők beleplántálják a gyermekeik szívébe a vágyat, hogy Jehovát szolgálják.

Amanda ve Robin'i daima sıradan çocuklar gibi yetiştirmek istedim ama bu kolay değildi.
Mindig azt akartuk, hogy Amanda és Robin rendes nevelést kapjanak, de ez nem volt egyszerű.

Seni ve kızları yetiştirmek zor oldu.
Nehéz veletek lépést tartani.

Aileler çocuklarının programlarına para yetiştirmek için kek satışı ve araba yıkama gibi şeylerden yararlandı ama okul aile birliği bunun adil olmadığına karar verdi.
Az emberek kihasználták az alkalmat a süti árulással és autómosással, hogy egy csomó pénzt gyűjtsenek a gyerekeik szakkörére és a szülői közösség úgy döntött, hogy ez így nem igazságos.

Bahçe sadece sebze ve meyve yetiştirmek için kullanılabilir.
A kert szigorúan csak gabonára, gyümölcsökre és zöldségekre használható.

Bugün çocukları uygun şekilde yetiştirmek neden çok zordur?
Miért olyan nehéz gyermekeket helyesen felnevelni napjainkban?

Çocuklarımızı gerçekten de bir ajan dünyasında mı yetiştirmek istiyoruz?
Tényleg a kémélet az, amiben fel akarjuk nevelni a gyerekeinket?

Çocuğumuzu Yehova’yı Sevecek Şekilde Yetiştirmek
Gyermekünket Jehova szeretetére neveljük

Onu yetiştirmekte hatalı davrandığım için kızıma acı çektirmeyin.
Ne ő szenvedjen azért, mert félreneveltem!

Yani siyahlar ve ispanyol çocuklar fakirlerin yaşadığı bölgede yüksek teknolojili orkideler yetiştirmek için ortaklığa girdiler.
Tehát a hispánok és a feketék egyezséget kötöttek, hogy high- tech orchideákat növesszenek a belvárosban.

Bak o pis sirk sakallı çocuğunu yetiştirmek üzere buradan...
Mielőtt vidékre költöznél, hogy a szakálladdal gnómcirkuszt szervezz,

KONU çocuk yetiştirmek olunca ana-baba nereye danışacağını şaşırıyor; fakat aslında aradıkları yanıtların tümünü kendi evlerinde bulabilirler.
AMIKOR gyermeknevelésről van szó, sok szülő mindenfelé keresi a válaszokat, amelyek igazából könnyen hozzáférhetőek a saját otthonában.

Bu, çocukları yetiştirmek için iyi bir yer olurdu.
Ez egy jó hely lenne a gyerekneveléshez.

İsa, takipçilerinden daha fazla öğrenci yetiştirmek için tüm olanaklarını kullanmalarını bekler.
Jézus elvárja, hogy a tanítványai mindennel, amijük van, támogassák a tanítványképző munkát.

Çocuk yetiştirmek için gerçekten mükemmel bir yer.
Az remek hely a gyerekneveléshez!

Örnekleriyle Türkçe Sözlük’te “terbiye etmek” şöyle tanımlanıyor: “Eğitmek, yetiştirmek; disiplin altına almak.”
Van olyan szótár, amely így határozza meg a „fegyelmezés” jelentését: ’szabályok vagy viselkedési normák betartatása, illetve a betartásuk elmulasztásáért járó büntetés’.

Çoğu kişi büyükbaş hayvan yetiştirmek için ne kadar su gerektiğinin farkında değil, yani...
Nem is tudják, mennyi víz kell a marhák felhizlalásához...

2 Aile yaşamı: Birçok ana baba, çocuklarını zararlı etkilerin yaygın olduğu bir dünyada yetiştirmekten dolayı kaygı duyuyor.
2 Családi élet: Sok szülő aggódik amiatt, hogy gyermekeit olyan világban kell felnevelnie, melyben lépten-nyomon káros hatások érik őket.

Oğlum Brian, bu çocuğu yetiştirmekten kaçınarak iyi yırttın.
Brian, elsumákoltad annak a srácnak a felnevelését.

Darken Rahl, kendi Confessor'unu yetiştirmek istiyor.
Darken Rahl saját Inkvizítort akar nevelni.

Bizimle birlikte elma yetiştirmek zorunda değilsin ama eve dönme vaktin geldi.
Nem kell pátyolgatnod minket, de itt az idő, hogy haza gyere.

O şartlar altında bir çocuk yetiştirmek... ... hiç kolay olmasa gerek.
Nem könnyű felnevelni egy gyereket, olyan körülmények között.