geçit oor Armeens

geçit

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Armeens

նրբանցք

Noun
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

քայլերթ

naamwoord
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

Soortgelyke frases

Üst geçit
հետիոտնային կամուրջ

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
+ 4 İçeride, yemek odalarının önünde genişliği on arşın olan bir yol+ ve bir arşınlık bir geçit vardı. Girişler kuzeye bakıyordu.
Նրանք, ովքեր մասնակցում են քարոզչական գործին, դրանից շահույթ չեն ստանում։jw2019 jw2019
Tapınma için kullanılan bu tür nesneler özel şenliklerde şehir etrafında yapılan geçit törenlerinde dolaştırılır ve onlara kurbanlar sunulurdu.
Սակայն 1894թ.-ին այդ այցերի ժամանակ նրա հանդեպ ցուցաբերված ջերմ վերաբերմունքը ակներեւաբար նպաստեց, որ աստիճանաբար նրա կարծիքը փոխվի իր մասին։jw2019 jw2019
Engin sularda geçit açtın,
Աբրահամի հետնորդները գերի են Եգիպտոսում։jw2019 jw2019
5 Ve öyle oldu ki halkıma Harabe ülkesindeki bir şehre toplanmaları emrini verdim; bu şehir güney ülkesine çıkan dar geçitin yanındaki sınırda bulunuyordu.
Աստվածաշնչի ուսումնասիրությունից եղբայր Ռասելը հասկացել էր, որ Հիսուսը եւ առաքյալները քարոզչական գործը կատարում էին՝ հիմնականում քարոզելով մարդկանց անհատապես եւ գնալով տնից տուն։LDS LDS
10 Ve öyle oldu ki gizli çetenin üyelerinden birisi gizli bir geçitte yüksek rahibi öldürüp krallığı eline geçirdi; ve onun adı Lib’di; ve Lib çok boylu boslu biriydi, bütün halkın arasında ondan daha uzun boylu kimse yoktu.
Մինչ այդ արդեն Աստվածաշունչն ամբողջությամբ հրատարակվել էր 190 լեզուներով, եւ մասամբ թարգմանվել էր 928 լեզուներով ու բարբառներով։LDS LDS
Bu yeraltı geçitlerinin tahminen 1830’larda kazılmaya başlandığını öğrendik; çünkü o dönemde şehirde ucuz ve kolay elde edilebilecek bir yapı malzemesine ihtiyaç doğmuş.
Հիսուսը ամենուրեք մարդկանց պատմում էր մարդկության առնչությամբ Աստծու նպատակների մասինjw2019 jw2019
Büyük bir geçit alayı gibi uzayıp giden milyonlarca kişilik İsrailoğulları kafilesi artık ırmak yatağında, Vaat Edilmiş Topraklara doğru ilerliyordu.
Այդուհանդերձ, նրանք միանշանակ գիտեին, որ Աստծու Թագավորությունը ինչ-որ անբացատրելի զգացմունք չէ մարդու սրտում, ոչ էլ եկեղեցական հիերարխիայի (կամ՝ հոգեւոր վերնախավի) իշխանությունն է, որն իր նպատակները իրագործում է պետության միջոցով։jw2019 jw2019
Başkanlık Yapmaktan Geçit Törenine
Կարեւոր գործոն է նաեւ այն, որ նրանք հասկացել են Աստվածաշնչի հետեւյալ խոսքերի կարեւորությունը՝ «ուժգին սեր ունեցեք իրար հանդեպ» (1 Պետ.LDS LDS
Bu törenlerde, yağmalanan mallarla yüklü arabaların ve savaş sahnelerinin canlandırıldığı büyük geçit arabalarının yanı sıra müzisyenler zafer şarkıları söylerlerdi.
Աստծու մասին ավելի ճշգրիտ գիտելիքներ ձեռք բերելը անմիջականորեն կապված է այն անվան հետ, որ նրանք կրում են՝ Եհովայի վկաներ։jw2019 jw2019
DÖRT YÜZ yıldan uzun zaman önce dar bir geçit olan Manş Denizi’nde iki donanma çarpıştı.
Երբ Շվեդիայի Աստվածաշունչ ուսումնասիրողների խումբը սկսեց մեծանալ, նրանցից ոմանք մեկնեցին Նորվեգիա՝ աստվածաշնչյան գրականություն տարածելու։jw2019 jw2019
Buna bir örnek, Via Flaminia’daki Furlo geçitinde bulunan tüneldir.
Սակայն տպագրական մեթոդների փոփոխության շնորհիվ 1980-ականներին «Դիտարանը» սկսեց միաժամանակ շատ լեզուներով հրատարակվել։jw2019 jw2019
Yeruşalim’deki mabetten getirilen eşyaların ve ele geçirilen teknelerin sergilendiği, ayrıca savaştan sahnelerin canlandırıldığı dev geçit törenini hayranlıkla izlediler.
Հետեւելով տեղի ունեցող դեպքերին՝ ուրիշները նույնպես հնարավորություն էին ստանում ցույց տալու, թե ինչ կա իրենց սրտում։jw2019 jw2019
Loma Linda Üniversitesi San Bernardino yakınlarında bir geçit koleji kurdu ve böylece tıbbi bakım sağlamanın yanı sıra, ağırlıklı olarak azınlıkta olan düşük gelirli insanlara iş olanakları ve mesleki eğitim sağlayarak düzgün bir işe girebilecek beceriye sahip olmalarını sağladı.
Սակայն շատերին զարմացրել է, թե ով եւ ինչ պատճառով է գայթակղվել։ted2019 ted2019
Ürdün geçitlerini tutan Ehud’un adamları, başsız kalıp yurtlarına kaçmaya uğraşan Moabilerden kimseyi geçirmediler.
Հերման Հերկենդելը իր հարսնացուի հետ մեղրամիսն անցկացրեց Ռուսաստանում՝ մի քանի ամիս ճամփորդելով երկրում եւ քարոզելով գերմանախոս մարդկանցjw2019 jw2019
Ancak tabii bu su geçiti Gibraltar gibi bir yerdeyse veya bu örnekte Kızıl Deniz'de, çok sayıda çok uzun kirişler inşa etmemiz gerekir, bu da harika olur, öyle değil mi?
«Մի պահ քար լռություն տիրեց,— պատմում է Միլդրեդ Քաբը, որը մկրտվել էր 1908թ. ամռանը,— հետո ողջ դահլիճը թնդաց ուրախ բացականչություններից ու բուռն ծափահարություններից, որոնք երկար ժամանակ չէին դադարում»։ted2019 ted2019
Karnaval zamanı, kadın kostümü giyip samba okullarının geçit törenlerinde dans ederdim.
Սակայն սա նույնպես ենթադրություն է։jw2019 jw2019
Orada Orange Walk denen, Protestanların düzenlediği bir geçit törenine tanık oldum.
Հանդիպմանը ներկա էր մոտ 40 մարդ։jw2019 jw2019
Nehir boyunca, yemyeşil ormanın derinliklerine doğru giderek daralan geçitlerde kıvrıla kıvrıla ilerliyorduk.
Կյանքի ծագման վերաբերյալ գոյություն ունի մեկ այլ բացատրություն։jw2019 jw2019
(Efesoslular 6:11) Güçlü bir iman, etrafımızdaki can çekişen dünyanın tipik özellikleri olan yoz eğlence, maddecilik ve umursamazlığın etkisiyle hedefimizi şaşırma ayartmasına geçit vermeyecek.
Քարոզչական գործն այստեղ կանոնավորաբար սկսել է կատարվել 1926-ին։jw2019 jw2019
28 Sizden haber alana kadar kırdaki ırmak geçitlerinde oyalanıyor olacağım.”
2 Բայց գավիթը, որ տաճարի սրբարանից դուրս է գտնվում+, բա՛ց թող եւ մի՛ չափիր, որովհետեւ այն տրվել է մյուս ազգերին+, եւ նրանք ոտքերի տակ կկոխկռտեն սուրբ քաղաքը+ քառասուներկու ամիս+։jw2019 jw2019
Günlerimizde, İspanya’nın çoğu şehrinde her 5 Ocak günü bir cabalgata, yani geçit töreni yapılır ve bu “üç kral” süslü bir tören arabası üzerinde şehrin merkezinde gezerek izleyicilere şeker dağıtırlar.
Վկաները ընդունում են, որ բժշկական տեսանկյունից՝ իրենց անխախտ համոզմունքը ռիսկը մեծացնող եւ բուժումը բարդացնող խնդիր է թվում։jw2019 jw2019
5 Geçit, insanların Yehova’ya tapınıp hamt ettikleri dış avluya açılıyor.
Նրա շուրթերը սկսեցին շարժվել, եւ կադրին զուգահեռ՝ սկսեց հնչել նրա ձայնը։jw2019 jw2019
Fransa’daki en yakın İbadet Salonu arabayla bir saat uzaklıktaydı ve oraya gitmek isteyenler dağdaki yüksek geçitten geçmeliydiler; bu geçit kışın kar yüzünden çoğunlukla kapalı olur.
Նա մտածում էր, որ Վկաներն իրեն դուրս կվռնդեն։jw2019 jw2019
Megiddo Ovası’ndan Kişon Irmağı geçer; bu ırmak Karmel Dağı ile Celile tepeleri arasındaki dar geçitten Aşer Ovası’na, oradan da Akdeniz’e ulaşır.
Հիսուս Քրիստոսը եղել է Եհովայի մեծագույն վկան, որ երբեւէ ապրել է երկրի վրաjw2019 jw2019
İçlerinden pek çoğu, “Şibbolet” parolasını doğru telaffuz edememelerinden tanınarak Ürdün Irmağı’nın geçitlerinde hayatını kaybeder (12:6).
Կարճ ժամանակ անց պարզ դարձավ, որ ստուգված արյուն ընդունած հազարավոր մարդիկ, միեւնույն է, հիվանդանում են լյարդաբորբով։jw2019 jw2019
44 sinne gevind in 7 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.