dışarıya oor Russies

dışarıya

Vertalings in die woordeboek Turks - Russies

наружу

[ нару́жу ]

bywoord

Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Оба подошли к окну, чтобы глянуть наружу.

за границу

[ за грани́цу ]

Babam hayatı boyunca iki kez dışarıya gitti.
Мой отец был за границей дважды в жизни

voorbeelde

Dışarıda insanlara kötü şeyler yapan birileri var Bayan Zalman ve ben bunu durdurmaya çalışıyorum.
Кто-то очень сильно вредит людям, миссис Залман, я пыталась это остановить.

Sadece bazı anlarda bir kaç saniyeliğine dışarıya çıkabildiği zamanlar oluyordu.
Были моменты когда он мог отключаться на несколько секунд.

Niye dışarıda duruyorsun?
Чего притаился?

Aile dışarıda kahvaltı ediyor.
Вся семья ест завтрак на улице.

Camdan dışarıyı göremediğini söylemiştin.
Ты сказала, что из твоего окна ничего не видно.

Biliyorsunuz, hem ekranın içindekilere hem de dışarıda çevremizde olan dünyaya bakıyoruz.
Мы одновременно смотрим и на экраны, и на мир вокруг нас.

Ve bu arada, bu temyiz o cezasını çektikten sonra kabul edildi bu yüzden dışarıdaydı, bir işte çalışıyordu ve ailesine bakıyordu ve cezaevine geri dönmek zorundaydı.
Кстати, апелляция была принята поле того, как Майкл отбыл наказание, он был на свободе, работал, и содержал семью. И он снова сел в тюрьму.

Senin dışarıda ne işin var?
Что ты там делаешь во дворе?

Araban dışarıda.
Твоя машина на дороге.

Dosyaları dışarıya çıkarabilseydik yine de viskinden zevk alamazdın.
Если бы эти бумаги можно было бы выносить из здания, ты бы тогда не наслаждался им

Tüm arkadaşların dışarıda iyi vakit geçiriyor.
Ребята вместе отлично проводят время.

Dışarıda şeytanlar ve yaratıklar olduğu sürece öyle olacak.
Потому что для демонов и монстров там он - только это.

Dışarıdaki otobüsle başlayabilirsin.
Можешь начать с автобуса, который снаружи.

İçerden dışarıya doğru.
Изнутри.

Dışarıda iyi şanslar, Kevin.
Удачи на воле, Кевин.

O karanlıktan sonra dışarıda olmak,
Это того стоило...

Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
Я поёжился от холода, когда вышел на улицу.

Hâlâ dışarıdaki adamsın yani.
Остаешься по ту сторону.

Bu gülünç saçmalığa devam mı edeceğiz? Adamın dışarıda durduğunu bildiğimiz hâlde...
Стоит ли нам продолжать эту смехотворную шараду, когда и вам, и мне известно, что он стоит вон там?

Ben dışarıda kaldığım sürece.
Ни слова, пока я на свободе.

Komşularınızdan biri sabahtan beri dışarıda ağladığınızı söyledi.
Соседи сообщили, что вы здесь всё утро.

Eğer çekim yeri yerel bölgelerin dışarısındaysa daha çok alıyorum.
За съёмки в провинции или на открытом воздухе платят больше.

Bu kapı sadece dışarıdan açılır.
Эта дверь открывается только снаружи.

Bu hafta, her gece dışarıdaydım.
Я бы тусовалась каждую ночь на этой неделе.

Dışarıda, arabada.
Он на улице, в машине.