altın oor Serwies

altın

naamwoord

Yüksek malî değere sahip, atom numarası 79 ve sembolü Au olan ağır, sarı, metalik bir element.

Vertalings in die woordeboek Turks - Serwies

злато

onsydig

Yüksek malî değere sahip, atom numarası 79 ve sembolü Au olan ağır, sarı, metalik bir element.

Açlıktan ölürken, altın için kazmaktan da geri kalmıyorlardı.
Чак и док су гладовали, копали су тражећи злато.

zlato

onsydig

Yüksek malî değere sahip, atom numarası 79 ve sembolü Au olan ağır, sarı, metalik bir element.

Parlayan her şey altın değildir.
Nije zlato sve što sja.

злато .

Açlıktan ölürken, altın için kazmaktan da geri kalmıyorlardı.
Чак и док су гладовали, копали су тражећи злато.

Altın

eienaam

Vertalings in die woordeboek Turks - Serwies

злато

onsydig

Altın ve ince kumaşlar kuşanmayız.
Ми нисмо обучене у злато и фине тканине.

Gold

Altın Sahil Mekiği'nin son seferiyle ilgili bir gelişme var.
Imamo novosti o napadu na Gold Coast Flyer.

zlato

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.
Cena zlata se svakodnevno menja.

Soortgelyke frases

kontrol altına alınmış
kupiran

alt simge
indeksni tekst

alt site
podlokacija

Altın madalya
златна медаља

Altın hamster
Хрчак

alt öğe
izdanak · podređeni element

alt meclis
доњи дом

diz altı
potkolenica

alt düzey biçimlendirme
formatiranje niskog nivoa

voorbeelde

Onu nereden aldın?
Gde si to našao?

Başlarındaki ödül kalktığına göre boş yere büyük bir risk almış olacağız.
Više se ne nudi nagrada, preuzimaš veliki rizik ni zašta.

En azından, kıza izin ver de birkaç aspirin alsın.
Bar joj dozvolite da ode po aspirin.

O altı yıl önceydi.
To je bilo pre 6 godina.

Arkaya da bir solaryum atayım diyordum ama şu an için ertelemeye aldım.
Hteo sam da ubacim i solarijum pozadi ali trenutno su mi stali svi planovi.

Kızın adını aldın mı bari?
Znaš li kako se zove, je li?

Sanki biri tüm hatıralarımı almış... ve onları blender'a koymuş.
Kao da je netko uzeo sva moja sjećanja i stavio ih u mikser.

Buradan ne aldın?
Što to imaš unutra?

Altı Hafta Sonra Barbar ailelerinin katliamı Roma standartlarından bile daha vahşiydi.
Masakr varvarskih porodica je bio brutalan čak i po Rimskim standardima.

Aldım onu.
lmam je.

Geçen hafta Lisa'nın altı saat boyunca ağladığını biliyor muydun?
Da li znaš da je Liza plakala 6 sati bez prestanka prošle nedelje?

Kuklayı da aldı
On je uzeo lutku

Karımdan boşandım, çünkü biri onu altı ay boyunca becerdi.
Razveo sam se od žene, jer je imala jebača pola godine.

Al şunu.
Podigni to.

Al şunu.
Da uzmete ovo nazad.

Tabancanı al.
Потегни револвер.

Etrafı emniyete alın.
Sigurno je nešto veliko.

İki yaşıma kadar sırtüstü emekledim ama altı yaşımdayken Kennedy'nin başkanlığı devralış konuşmasını ezberlemiştim.
Puzao sam unatraške do svoje 2. godine... ali sam zapamtio adresu na kojoj je inauguriran Kennedy kad sam napunio 6.

İşte, al şunu.
Evo, uzmi ovo.

Buzları al.
Sklanjajte taj led.

13 Çevre ibadetinde bir konuşma dinledikten sonra bir birader ve onun ikiz kız kardeşi, altı yıldır müşareket kesilmiş olan ve başka bir yerde yaşayan anneleriyle ilişkilerinde ayarlamalar yapmaları gerektiğini fark ettiler.
13 Nakon što su čuli jedan govor na pokrajinskom sastanku, jedan brat i njegova telesna sestra su shvatili da treba da promene svoj odnos s majkom, koja je živela odvojeno i bila šest godina isključena.

Onlar benim Cora'mı aldı.
Uzeli su moju Koru.

Toplantıyı buraya aldım.
Sazvala sam sastanak.

Efendim, bir rapor daha aldım.
Gospodine, primili smo još jedan izvještaj.

Bir saat sonra al beni.
Pokupi me za sat.