herre oor Turks

herre

/ˈhêɾe/

Mann; hersker; dannet mann

Vertalings in die woordeboek Noorse Bokmål - Turks

bey

naamwoord

Mens vi satt der, kom en høy, distingvert herre på besøk.
Hapishanede bulunduğumuz sırada, Amerikan konsolosluğundan olduğunu söyleyen uzun boylu, kibar görünüşlü bir bey ziyaretimize geldi.

beyefendi

naamwoord

Et tilbud som vekker hjertet, sinnet og pengepungen, min herre.
Kalbi, aklı ve mali menfaatleri kışkırtan bir öneri beyefendi.

bay

naamwoord

Problemet er, min herre at min kone ikke kan synge lenger.
Sorun şu ki, bayım eşim artık şarkı söyleyemiyor!

efendi · efendim · komodor · patron

Herre

Vertalings in die woordeboek Noorse Bokmål - Turks

Tanrı

eienaam

Herren så det tjenlig å spre ut gull her.
Tanrı bu topraklara altın gibi bir bereket bahşetti.

Allah

eienaam

Vi lovpriser dig og vores Herre, vor Fader.Amen
Sana hürmet ediyoruz, Brian, ve Allah' a, Babamıza

Yaradan

Herre, leg såret hans, og befri ham fra all lidelse.
Tanrım, onun yarasını iyileştir, ve ıstırabına son ver.

Soortgelyke frases

herre gud
Aman tanrım · aman Allahım · aman tanrım · aman yarabbi

Ringenes herre
Yüzüklerin Efendisi

min herre
Bay · Efendim! · Sayın ...

Ringenes herre: To tårn
Yüzüklerin Efendisi: İki Kule

Ringenes herre: Ringens brorskap
Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği

Ringenes herre: Atter en konge
Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü

voorbeelde

Har dere herr Renick på syv- flyet til Roma?
Saat #' de Roma' ya kaKan uçakta Renick adında biri var mı?

Min herre...
Efendim.

Du klarer ikke å presse meg til noe, herr advokat.
Beni tahrik edemezsin, Avukat.

Hvis herren klarer det, går det bra.
Beyefendi halledebilecekse, bir sakıncası yok.

Jeg har ingen herre.
Ustam yok benim.

Herr Torrio beklager så mye.
Bay Torio özürlerini iletti.

Styrke vil komme på grunn av Jesu Kristi sonoffer.19 Helbredelse og tilgivelse vil komme på grunn av Guds nåde.20 Visdom og tålmodighet vil komme ved å stole på Herrens tidsplan.
İsa Mesih’in kefaret edici kurban oluşu sayesinde güç gelecektir.19 Tanrı’nın lütfu sayesinde iyileştirme ve affedilme gelecektir.20 Rab’bin bizim için olan zamanlamasına güvenmekle akıl ve sabır sahibi oluruz.

Men de konsentrerte seg om å følge rådet: «Alt dere gjør, skal dere gjøre villig, som for Herren og ikke for mennesker.» — Kolosserne 3: 23; jevnfør Lukas 10: 27; 2. Timoteus 2: 15.
Fakat şu öğüdü uygulamak için canla başla çalıştılar: “Her ne yaparsanız, insanlara değil Rabbe yapar gibi candan işleyin.”—Koloseliler 3:24; Luka 10:27; II. Timoteos 2:15 karşılaştır.

Vi betalte skatt med glede, herre khan.
Vergi ödemekten memnunuz, Lord Han.

Vår stjerneelev, Herre.
En başarılı mezunumuz efendimiz.

Språket miskito har ikke noen ord for høflig tiltale, som «herr» og «fru».
Örneğin, Miskito dilinde “Bay” veya “Bayan” gibi resmi hitap şekilleri yoktur.

Ja, i betraktning av hvor nær dagen for Guds dom er i vår tid, bør hele verden ’være stille framfor Den Suverene Herre Jehova’ og høre hva han sier gjennom den «lille hjord», som består av Jesu salvede etterfølgere, og deres medarbeidere, hans «andre sauer».
Gerçekten de, Tanrı’nın hüküm günü öylesine yakındır ki, bütün dünya ‘Egemen Rab Yehova’nın önünde susmalı’ ve O’nun İsa’nın meshedilmiş takipçileri olan “küçük sürü” ile arkadaşları “büyük kalabalık” aracılığıyla söylediklerini dinlemelidir.

7 Og jeg gjør dette i en avis hensikt, for slik hviskes det til meg ifølge Herrens Ånd som er virksom i meg.
7 Ve ben bunu akıllıca bir amaç için yapıyorum; çünkü içimde etkili olan Rab’bin Ruhu kulağıma böyle fısıldıyor.

Jesus sa: «Ikke enhver som sier til meg: ’Herre, Herre’, skal komme inn i himlenes rike, men den som gjør min himmelske Fars vilje.
İsa şunları söyledi: “Bana: Ya Rab, ya Rab, diyen her adam göklerin melekûtuna [krallığına] girecek değildir; ancak göklerde olan Babamın iradesini yapan girer.

5 Vi har lest hva Paulus hadde «mottatt fra Herren» angående minnehøytiden.
5 Anmayla ilgili olarak Pavlus’un “Rabden aldım” dediği şeylerin neler olduğunu okuduk.

11 Og det skjedde at Coriantumrs hærstyrke slo opp teltene sine ved høyden Ramah, og det var den samme høyden hvor min far, Mormon, askjulte de hellige opptegnelsene til Herren.
11 Ve öyle oldu ki Koriyantumur’un ordusu Ramah tepesinin yanında çadırlarını kurdu; ve bu tepe babam Mormon’un kutsal olan kayıtları Rab’be sakladığı aynı tepeydi.

Mine herrer...
Beyler.

Den formaningen Paulus til slutt kommer med til korinterne, er derfor like passende i vår tid som den var for 2000 år siden: «Derfor, mine elskede brødre, bli standhaftige, urokkelige, idet dere alltid har rikelig å gjøre i Herrens gjerning, og idet dere vet at deres arbeid ikke er forgjeves i forbindelse med Herren.» — 1. Korinter 15: 58.
Öyleyse, Pavlus’un Korintoslulara verdiği son teşvik iki bin yıl önce olduğu gibi günümüzde de çok yerindedir: “Bunun için, ey sevgili kardeşlerim, sizin emeğinizin Rabde boş olmadığını bilerek, sabit, sarsılmaz, ve daima Rabbin işinde artmak üzre olun.”—I. Korintoslular 15:58.

og glede seg med Herrens folk i deres «paradis».
Hep milletiyle sevinsinler artsın hamtleri.

Jeg imiterer herren.
Sadece o imişim gibi davranıyorum.

SYKEPLEIER Vel, sir, min elskerinne er den søteste dame. -- Herre, Herre! når det var litt prating ting, - O, finnes det en adelsmann i byen, en Paris, som ville gjerne legge kniv ombord, men hun, god sjel, hadde som Lief ser en padde, en veldig padde, som ser ham.
HEMŞİRE Şey, efendim, benim metresi tatlı bayan. -- Tanrım, Tanrım! biraz prating şey, TWAS - O, şehirde There'sa soylu, paso bir Paris, gemide bıçak yatıyordu; ama, iyi ruh lief bir kurbağaya, bir çok kurbağası gördüğünüz gibi, onu görmek.

Hva kan jeg gjøre for dere, mine herrer?
Sizin için ne yapabilirim, beyler?

Herr Shigemori!
Bay Shigemori!

For deg, herre.
Sizin için efendim.