abi oor Deens

abi

Noun

Kardeşlerinden daha yaşlı olan erkek kişi.

Vertalings in die woordeboek Turks - Deens

storebror

naamwoord algemene

“Baba” ya da “anne” demeden önce niinii, yani “abi” demeyi öğrendi.
Inden han havde lært at sige „far“ og „mor“, kunne han sige niinii — storebror.

broder

naamwoord algemene

O zaman ben oraya gidiyorum Abi.
Så jeg er nødt til at gå der, broder.

storebroder

naamwoord algemene

İdeal bir abi demek ki.
En ideel storebroder, altså?

bror · søskende · søster

voorbeelde

Pazar günü kazanırsak yaşayan efsane oluruz abi
Vinder vi på søndag, bliver vi levende legender, mand

Abilerim var.
Jeg har fem storebrødre.

Abi içerde kadınlar var, çocuklar var.
Der er kvinder og børn derinde.

" Dünyadaki en iyi abi olacağıma söz veriyorum. "
Jeg lover at blive verdens bedste storebror.

Küçük Abiya ülkesindeki tarım faaliyetlerine muhtemelen bizzat katılmıştı.
Drengen Abija var sikkert i direkte kontakt med landets landbrugsliv.

Görüşürüz o zaman abi.
Vi ses til den tid, bror.

Yorgun görünüyorsun abi.
Du ser træt ud, mand.

Bira kokuyorsun abi.
Mand, du lugter af øl.

Ölme arzusunda değilim abi.
Jeg har ingen dødstrang, mand.

Hep " büyük abi " yi oynamak mı istiyorsun?
Du skal bare altid lege storebror!

Seni memnuniyetle abinin yanına göndereceğim.
Din bror venter på dig i graven.

Abi sana 120 olur.
Er den billigere, når næsen mangler?

Afedersin abi!
Undskyld, storebror!

Abinin dayak yediği gibi.
Som dengang, du altid lod din bror fa tæskene.

Abi olan benim.
Det er mig, der er storebroren.

İyi geceler abi.
Godnat, bror.

Sahne korkusu olsa gerek, abi
Jeg tror, han har sceneskræk

Artık onun Yoel ve Abiya adında iki yetişkin oğlu vardı. Samuel oğullarına güvenerek onlara hâkimlik işinde kendisine yardım etme sorumluluğu vermişti.
På det tidspunkt har han to voksne sønner, Joel og Abija, og han giver dem nu det ansvar at hjælpe ham med at dømme folket.

Ne diyorsun abi sen?
Hvad fanden?

Abi, bu Tanrı'nın pili mi bitti?
Sir, er denne Gud tør for batteri?

Başka bir bilgine göre de “karanlık bir gökyüzünde yıldızlar nasıl daha parlak görünürse ve tüm ağaçlar yapraklarını döktüğünde aralarındaki sedir ağaçlarının güzelliği nasıl daha belli olursa” Abiya’nın iyi yönü de öyle “dikkat çekiciydi.”
En anden siger at Abijas godhed var „iøjnefaldende . . . , ligesom stjernerne er klarest når himmelen er mørk, og cedrene er smukkest når de er omgivet af bladløse træer“.

Acıyın abi.
De tvang mig til det.

Başımız derde giriyor, abi!
Vi får ballade, mand!

Abiya kötü bir ailede yetişmişti.
Abija voksede op i en gudløs familie.

Demek istediğim abi, geçici elemanların çoğu ayyaş tipli ve erkek olur.
De fleste af dine Vikarer ligner hulemænd, og de er fyre.