Tunç oor Grieks

Tunç

eienaam

Vertalings in die woordeboek Turks - Grieks

μπρούντζος

wikidata

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

tunç

naamwoord

Vertalings in die woordeboek Turks - Grieks

μπρούντζος

naamwoordmanlike
Wiktionnaire

κρατέρωμα

naamwoord
wiki

ορείχαλκος

naamwoordmanlike
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data

Geskatte vertalings

Vertoon algoritmies gegenereerde vertalings

Soortgelyke frases

tunç çaği
εποχή του ορείχαλκου
Tunç Çağı
Εποχή του Χαλκού

voorbeelde

Advanced filtering
Voorbeelde moet herlaai word.
Onun bacak kemikleri “tunçdan borular” kadar sağlamdır.
Οι μετρήσεις πρέπει να διενεργούνται στον κινητήρα του ανωτέρω σημείου #.#.# συζευγμένο με δυναμομετρική πέδηjw2019 jw2019
(Daniel 2:44) Bunlar sadece heykelin on parmağıyla temsil edilen krallar değil, aynı zamanda demir, tunç, gümüş ve altın kısımlarıyla da simgelenenlerdi.
Αλλά ήμουν αδύναμη και ξανακύλησαjw2019 jw2019
Bu, “ağaç” yerine “tunç” koymak gibi büyük bir gelişmeydi!
για τη Cemex: σε παγκόσμια κλίμακα, παραγωγή και εμπορία τσιμέντου, έτοιμου σκυροδέματος, αδρανών υλικών και άλλων συναφών προϊόντωνjw2019 jw2019
(II. Petrus 2:5) Bu efsaneye göre, Tufandan önce yeryüzü sakinleri, tunç adamlar denilen zorba kişilerdi.
Η επιτροπή αποσφράγισης συγκροτείται από τρία τουλάχιστον πρόσωπα, τα οποία ανήκουν σε δύο τουλάχιστον οργανικές οντότητες του Οργανισμού χωρίς μεταξύ τους ιεραρχική σχέση, από τα οποία ένα τουλάχιστον δεν υπάγεται στον αρμόδιο διατάκτηjw2019 jw2019
Musa ve Tunç Yılan
Στο πλαίσιο της διαδικασίας απλούστευσης [ανακοίνωση της #ης Απριλίου #, C #], η Επιτροπή υπενθύμισε τη σύσταση αυτή στα κράτη μέληLDS LDS
* Altın, gümüş, tunç, lacivert iplik, kurutulmuş çeşitli maddeler, koç derileri, yunusbalığı derileri ve akasya ağaçları toplanma çadırının yapımı ve döşenmesi için gerekli bağışlar arasındaydı.
Μπορώ να έρθω σπίτι τώρα?jw2019 jw2019
Daniel’in 2. babına göre, Nebukadnetsar düşte başı altından, göğüs ve kolları gümüşten, karnı ve kalçaları tunçtan, bacakları demirden ve ayakları demir ve balçık karışımından olan devasa bir heykel gördü.
Ο μικρός έκανε σαν να ' χαμε βγει ραντεβούjw2019 jw2019
Tunç Devri'nden sorumluyum.
Νοσοκομειο χρειαζεται κι εγω εχω ενα φαρμακειοOpenSubtitles2018.v3 OpenSubtitles2018.v3
Yehova şunu bildiriyor: “Tunç yerine altın getireceğim, ve demir yerine gümüş, ve ağaç yerine tunç, ve taş yerine demir getireceğim. Ve memurlarını selâmet edeceğim, angaryacılarını da adalet [barışı yöneticin, doğruluğu önderin yapacağım, YÇ].”
Δεν υπάρχει ούτε μίαjw2019 jw2019
Tunç Devri' nde yaşayanlar... bereketli topraklar sayesinde
Τι είναι αυτό τότεopensubtitles2 opensubtitles2
41 Tunç Yılan
Μέτρα που υπόκεινται σε λεπτομερή αξιολόγησηjw2019 jw2019
16 Çünkü tunç* kapıları kırdı,+
Ναι, κι αυτή ανταποδίδειjw2019 jw2019
Daniel şu sözlerle onun canlı bir tanımını yaptı: “Onun bedeni gök zümrüt gibi, ve yüzü şimşek görünüşü gibi, ve gözleri alevli meşaleler gibi, ve kolları ve ayakları cilâlı tunç gibi, ve sözlerinin gürlemesi bir cümhur gürlemesi gibi idi.”—Daniel 10:6.
Ήθελε να μου τα παρέχειjw2019 jw2019
2:32, 39—Gümüşten olan krallığın altından olandan ve tunçtan krallığın gümüşten olandan aşağı olması ne anlama gelir?
Φταίει η θερμοκρασία της γηςjw2019 jw2019
“Ve senden sonra, senden aşağı başka bir kırallık çıkacak; ve bütün dünya üzerinde saltanat sürecek olan tunçtan başka üçüncü bir kırallık daha çıkacak.”
Κοινή οργάνωση αγοράς στον τομέα του ελαιολάδου και των επιτραπέζιων ελιών * (ψηφοφορίαjw2019 jw2019
* 6 Baldırlarında da tunç zırh vardı ve omuzları arasında tunç bir kargı+ asılıydı.
Και μου το πληρώνεις με περιφρόνησηjw2019 jw2019
Şarap içtiler ve altın, ve gümüş, ve tunç, demir, ağaç, ve taş ilahlara hamdettiler.”—Daniel 5:1-4.
Γνωμοδότηση της Επιτροπής των Περιφερειών Δέσμη μέτρων για τη βελτίωση της Νομοθεσίας # καιjw2019 jw2019
İsveç Ulusal Miras Kurulu’nun işbirliğiyle hazırlanan bir kitap bu konuyla ilgili şöyle diyor: “İskandinavya’nın güney kesiminin Tunç Çağı kadar erken bir tarihte, Avrupa’nın tümünü ve Asya’nın büyük bir kısmını içine alan daha büyük bir dinsel ve kültürel yapıya dahil olduğunu gösteren bir örnek de kaya resimlerindeki ağaç şekilleridir.
Υπήκοος τρίτης χώρας ή ανιθαγενής δεν δικαιούται επικουρική προστασία όταν υπάρχουν σοβαροί λόγοι για να θεωρείται ότιjw2019 jw2019
Tunç, " Mahkemeleri bağımsız olmamakla suçlayanlar, tam tersine hakimlerin kararlarını etkilemeye çalışıyorlar. " diyor
Μα έχω τρία παιδιάSetimes Setimes
Tunç dünya kudreti ancak MÖ 30 yılına dek sürdü. Bu dört krallığın sonuncusu olan ve Mısır’da hüküm süren Ptolemaios hanedanı da nihayet o tarihte Roma karşısında düştü.
Τοόνομά της είναι Miranda Dracar, είναι ορφανή,Γεννήθηκε στο Sarajevo τοjw2019 jw2019
Örneğin, şu gerçeği bir düşünün: En sert çeliğin bile, olağan bir tunç parçasında 8 kilometre uzunluğunda bir oluk açtıktan sonra bilenmeğe ihtiyacı var.
Γίνεσαι γελοίοςjw2019 jw2019
Şimdi Tunç Çağı ve sonrasına doğru binlerce yıl öteye hızlıca ilerleyebiliriz.
λαμβάνοντας υπόψη ότι η διαφάνεια και η αξιοπιστία των εκλογών επηρεάζουν σοβαρά τη διεθνή εικόνα της Νιγηρίας, καθώς και την ποιότητα των διμερών σχέσεων και την οικονομική συνεργασίαted2019 ted2019
Fakat Yuhanna genel olarak insanların tepkisini şöyle tarif eder: “Ve bu belâlarla öldürülmemiş olan insanların baki kalanları cinlere ve göremiyen ve işitemiyen ve yürüyemiyen altın ve gümüş ve tunç ve taş ve ağaç putlara secde kılmamak üzre kendi ellerinin işlerinden tövbe etmediler; ve kendilerinin katilliklerinden ve sihirbazlıklarından ve kendi zina ve hırsızlıklarından tövbe etmediler.”
Κάθε επίθεσηjw2019 jw2019
Tunç Sunak
Ο αριθμός των αντιτύπων ελέγχου Τ# και των ισοδύναμων εγγράφων για τα οποία οι σφραγίδες που τοποθετήθηκαν κατά την αναχώρηση έχουν αφαιρεθεί χωρίς τον έλεγχο του τελωνείου ή έχουν υποστεί διάρρηξη ή δεν έχει χορηγηθεί απαλλαγή από την υποχρέωση τοποθέτησης σφραγίδας δυνάμει του άρθρου # παράγραφος # του κανονισμού (ΕΟΚ) αριθjw2019 jw2019
Örneğin, çölde yolculukları sırasında Musa tunç bir yılan yaptı.
Για αποδεικτικά στοιχείαjw2019 jw2019
155 sinne gevind in 4 ms. Hulle kom uit baie bronne en word nie nagegaan nie.