kalbini kırmak oor Engels

kalbini kırmak

Vertalings in die woordeboek Turks - Engels

break someone's heart

[ break someone’s heart ]

werkwoord

to cause a person to feel grief or sadness

break heart

Birkaç yıl içinde, bütün şehrin kalbini kıracaksın.
In a few years, you'll be breaking hearts all over town.

break one's heart

[ break one’s heart ]

'Ama birinin kalbini kırmak çok daha kolaydır..'
'But breaking one's heart is easier..'

hurt

adjective verb noun

Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
I know you don't want to hurt Tom.

wound

verb noun adjective

Sevgili kardeşim, kalbimi kırdın.
My dear brother, you wound me.

Soortgelyke frases

ağrı, sızı, acı, ıstırap, baş belası, üzmek, kırmak, incitmek, kalbini kırmak
pain

kalbini kırmak, derinden yaralamak
cut sb to the quick

voorbeelde

Onun kalbini kırmak istemedim.
So I didn't wanna hurt his feelings.

Kimsenin kalbini kırmak, veya kimseye saygısızlık etmek istemedim.
I ain't mean to disrespect y'all or have any feelings hurt.

Kalbini kırmak için en iyi şansımız Kate'i ne kadar önemsediğini görmek.
Now, I say our best chance at heartbreak... is to see how much he cares about Kate,

Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
We didn't mean to hurt them.

Onların kalbini kırmak istemem.
I don't want to break their hearts.

Asla kalbini kırmak istemedim.
I never meant to break your heart.

Ya bu garip görünüşlü şey ile idare edeceğiz ya da babamın kalbini kırmak zorunda kalacağız.
I mean, either we're stuck with this ridiculous looking thing or we have to break my father's heart.

En sonunda onun kalbini kırmak üzere olan sizin!”
You, who went near to break her heart at last!""

Kalp kırmak daima çok zevklidir.
Always fun to break people's hearts.

Onların kalpleri kırmak!
They break hearts!

Kalbinizi kırmak istemedi ki.
She don't mean no harm.

Ben kalbini kırmak istemiyorum.
I don't want to break her heart.

İnsanların kalbini kırmaktan nefret ediyorum.
I just hate to be the cause of a lot of bad feelings all around.

Biraz da kalbini kırmak lazım, değil mi?
It's time for some tough love, all right?

Charlie, çünkü senin kalbini kırmak istemedi.
Because she didn't want to break your heart, Charlie.

Cilt rengi yüzünden kalp kırmak doğru mudur?
Is it right to destroy and shatter hearts in the name of skin colour?

Ne hayaletler, ne suçluluk duygusu, ne kaçık bir kardeş ne deCarter’ın kalbini kırmak vardı.
No ghosts, no guilt, no crazy sister, no breaking Carter’s heart.

Ama evren kalbini kırmak için tasarlanmıştır, öyle değil mi?
But... Universe is designed to break your heart, yes?

Tamam, kalp kırmak yok
Okay, no hard feelings

Kalbini kırmak istemedim
I didn' t want to hurt her feelings

Senin kalbini kırmak istemedim ve istediğini yaptım.
My heart broke for you, and I had to give you what you wanted.

Biliyorsun, istediğim son şey senin kalbimi kırmak ama bunlar gerçekler.
You know, the last thing I want to do is hurt you, but those are the facts.

Yani orada her öksürdüğünde kömür çıkarıyor ve bizim tek yaptığımız onun kalbini kırmak oldu.
I mean, there he is coughing up coal... and all we can do is break his bloody heart.

Onun kalbini kırmak istemem.
It's too late, and be offended...

Onun gerçekten kalbini kırmak istemezdim.
I sure wouldn't want to insult him.